20 - "seninle olunca korkmam"

96 13 296
                                    




୨୧

"Biz neden bu kadar erken geldik?" Seunghan sıkıldığını belli etmek için aynı soruyu üçüncü kez sorduğunda Shotaro iç çekti. "Anton bizi ekebilir diye saati erken söylemiştim. Aksi bir durumda randevudaki kişi sayısını düşürebileceklerini söylemişlerdi çünkü."

"Ben o kadar korkak birisi miyim?" Anton oturduğu yerden inanamaz şekilde sordu. "Wonbin hyunga bak asıl, titriyor."

"Alakası yok." Dedi yutkunurken Wonbin. Sırtı Eunseok'a yaslı halde beklerken kalan herkes ona baktığında ofladı. "Belki biraz."

"Korku evine geldik altı üstü bu kadar da korkulacak bir şey yok. İçeridekiler de insan." Shotaro kollarını çaprazlayarak bacak bacak üstüne attı. "Tabii bizi alırlarsa."

"Korkunç kostüm giymiş insanlar demek istedin sanırım." Diye eklemişti Sohee. Wonbin kadar olmasa da korkuyordu işte. Seunghan onu kollarından tutarak biraz daha kendine çekti. "Sen iste ben hepsini döverim sevgilim."

Anton kıskanarak onları izlerken Shotaro telefonda birisiyle mesajlaşıyordu. Kuzenini yakalaması ile merakla ekranına göz gezdirdi ama göremedi. "Önüne bak Chanyoung."

Eunseok ise herkes kendi halinde takılırken göğsüne yaslanan sevgilisini belinin kenarından destekleyerek hafifçe kendi etrafında döndürdü ve yüz yüze gelmelerini sağladı. "Korkmana gerek yok ben yanındayım. İstersen gözlerini kapat, ben seni yönlendireyim."

Minnetle baktı ona Wonbin. Teşekkür niyetine yanağına küçük bir öpücük bırakacakken arkadaşlarına daha ilişkilerini açıklamadıklarını hatırladı ve geri çekildi. Dışarıdan belli olmasa da Eunseok onun ne yapacağını anladığı için somurttu.

"Üzüldüm." Sessizce mırıldandı. "Bir öpücük kaçırdım az önce." Wonbin onun bu haline gülerek koluna vurdu ve açılan kapı ile dikkatini oraya verdi.

Görevli çocuk içeridekileri çıkardıktan sonra onları içeri aldığında sırayla hepsini inceledi ve gerekli kuralları anlattıktan sonra kapıyı açtı.

"Işığı kime vermemi istersiniz?"

"Ben alırım." Eunseok en önde olduğundan ve genelde bu tarz şeylerden etkilenmediğinden soğukkanlılıkla ışığı aldı ve içeri adım attı. Herkes sırayla içeri girdiğinde karanlıktan hiçbir şey görünmüyordu.

"Seunghan çok karanlık." Sohee korkuyla onun elini tuttuğunda sevgilisini daha da yakına çekti Seunghan. Onun kolunu okşarken herkes dağılmış ve odaya bakınmaya başlamışlardı.

Eunseok birkaç adım atıp odayı aydınlatmak için ilerlediğinde Wonbin hızla atıldı ve onun elini tuttu. Büyük olan kendi kendine gülerek ellerini kenetledi ve duvarda yazan komutları okudu.

"Dolaptaki renkli kabloları birleştirin." Sağ tarafındaki dolaba baktı. "Seunghan, Anton dolabı açın."

"Sen niye açmıyorsun?"

"İki elim de dolu çünkü Seunghan." Sabır dilenerek konuştu. Daha şimdiden böyleyse ileride ne yaşayacaklardı acaba?

"İki elin nasıl dolu lan?" Sohee'nin kendisine fısıldaması ile ekledi. "Ha, tamam. Anton aç dolabı."

"Yemin ederim köle gibi çalıştırılıyorum ya." Hızlıca ilerledi ve dolabın kapağını açıp geri kaçtı. Metal dolap kapağının duvara çarpmasıyla korkanlar çığlık atarak geri kaçmıştı bile.

lonely eyes, wonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin