୨୧"Aa Wonbin." Shotaro gördüğü yüz ile telefonunun ekranını kapattı.
"Selam hyung, nasılsınız?" Wonbin ortak derslerinden dolayı tanıdığı sarışın çocuğa selam verdiğinde masadaki diğer kişilerin dikkatleri de onlardaydı.
Wonbin, masaya onların Eunseok'un arkadaşları olduklarını bildiği için gelmişti zaten ancak Eunseok'u da burada bulmayı umuyordu.
Hatta Eunseok onu görür de yanına gelir sanmıştı. Şu an biraz gerilmediğini söylese yalan olurdu.
"İyiyiz bebeğim, sen nasılsın?" Samimi konuşması Wonbin'i biraz da olsa rahatlattığında gülümsedi. "Ben de iyiyim."
Meraklı gözler üstünde olduğundan gerilmişti doğrusu. "Eunseok hyung için gelmiştim aslında. Mesaj attım ama görmedi, bunu ona vermem gerekiyordu."
"Dersten hâlâ çıkmadı. Onların bir hocası manyak olduğu için telefona asla bakamıyorlar ve dersleri sürekli uzatıyor maalesef."
Dudak büzdü Wonbin. Bugün vermek istemişti kurabiyelerini.
"Anladım, tamam o zaman. Teşekkür ederim yine de."
"Bin." Wonbin Sohee'nin ona sesleniş şekli ile duraksadı.
Bin. Samimi bir kısaltmaydı.
"İstersen bizimle Eunseok hyungu bekleyebilirsin." Rahatsız olma ihtimaline karşı bir seçenek daha sundu. "Ya da bırakabilirsin elindekini, biz ona veririz."
Her ne kadar istese de ve bu kişileri dışarıdan samimi bulsa da yanlarında duramayacağını biliyordu Wonbin. O yüzden ikinciyi seçti.
"Ah, size bıraksam çok iyi olur. Bir yere uğramam gerek okul içinde."
Seunghan anlayışla göz kırptı ona ve elindeki kutuyu aldı. "Hazinen benimle güvende asker."
Güldü ve teşekkür ettikten sonra oradan uzaklaştı Wonbin. Açık havaya çıkması ile derin bir nefes aldı ve bahçedeki yerine ilerlemeye başladı. Fakültesinin bahçesinde bakılan kedileri görmeye gidecekti her zamanki gibi.
Binaya girdi ve alt kata indi. Bahçenin kapısına ulaştığında heyecanla adımladı kapalı bahçeye. Kedilerin onu görmesi ile yanına gelmeleri bir olmuştu bile.
"Tombik! Her gün kilo alıp daha da tatlı oluyorsun." Çantasından mamalarını çıkardı ve kaplarına boşalttı. Su şişesinden de sularını döktükten sonra çardağa oturdu ve onları izlemeye başladı.
Wonbin uzun bir süre kedilerle oynadı, onları besledi ve izledi. Bu sırada Eunseok'un da dersi bitmiş, arkadaşlarının yanına geçmişti.
"Bu sanaymış hyung." Seunghan arkadaşını görmesi ile kendisine uzatılan kutuya baktı. Bu neydi ki? "O ne, çok önemli mi? Wonbin'i bulmam lazım."
"Wonbin getirdi." Göz kırptı Shotaro.
"Ne? Ne zaman getirdi?" Şapşal çocuk neden buraya getirip bırakmıştı ki? Hem ne zaman gelmişti?
"Kırk dakika falan oldu herhalde. Sana mesaj atmış ama görmemişsin, o da buraya bıraktı. Bizimle bekleyebilirsin dedim ama başka bir işi daha varmış galiba."
"Of ya, bu hoca hep zarar bana."
"Yarın teşekkür edersin oğlum, kaçmıyor ya çocuk." Shotaro bilgisayarını çantasına koyarken konuştu.