10 - "kırılan kalbini tamir edeceğim"

110 11 94
                                    



୨୧

"Ramen de söyleyelim!" Wonbin Seunghan ile yan yana oturmuş telefona bakarken oldukça aç hissediyordu. Hava güzel olduğu için yemekhaneye gitme planlarını iptal etmişler ve çimende oturmaya devam etmişlerdi. Şimdi ise taş kağıt makas sonucu kazanan ikili yemekleri seçiyordu.

"Taro hyung acı yiyemediği için acılı söyleyeceğim." Seunghan gülerek sepete tavuk eklediğinde Wonbin şaşkınlıkla kıkırdadı. "Çok ayıp."

"Alışırsın Wonbunny, burada işler böyle yürüyor." Wonbin'in istediklerini de ekledi. "İstediğin başka bir şey var mı?"

Seçme haklarını kaybeden üçlü kendi halinde takılıyorken Wonbin dikkatlerini üstüne çekmek için konuştu. "Canınızın istediği bir şey yok mu? Sırf kazandık diye istediğiniz şeyleri yemekten eksik kalmayın, kötü hissederim."

Seunghan darbe yemiş gibi elini kalbine götürdü. "İyi niyeti kalbime bir hançer sapladı tam şu an."

Shotaro oynadığı oyunu bıraktı ve konuşmaya dahil oldu. "Sanki Taro hyung acı yiyemiyor diye ekliyorum dediğinde acısız eklediğini kimse bilmiyor da Wonbin'e laf ediyor."

Sohee sevgilisinin oyunlarının ortaya çıkması ile kahkaha attı. "Buraya kadarmış sevgilim."

"Tamam ya, söyleyin ne istiyorsunuz." Şapkasını düzeltti ve Sohee'nin dizlerine yattı Seunghan.

"Ben spesifik bir şey istemiyorum Wonbin'im, ortaya alınanlardan yerim." Başını sallayarak onu onayladı, sonra da Eunseok'a döndü.

"Sen hyung? Bir şey istemiyor musun?" Ödevini tamamlamaya çalışan çocuk dudaklarını yaladı oldukça kurudukları için.

"Sen ramenini aldın mı?" Wonbin'in heyecanla kafa sallamasına güldü. "Bir şey istemiyorum o halde ben de."

Birkaç dakika daha üstüne konuştuktan sonra siparişi vermişler herkes kendi işiyle uğraşırken bir yandan da konuşmaya devam etmişlerdi.

"Sana ders verme kurasında hangi yaş grubu çıktı hyung?" İncelediği slaytı durdurdu Wonbin.

"Liseliler." Kusuyormuşcasına bir ses çıkardı Shotaro. "Ergenler, kesin hiçbir sözümü dinlemeyecekler." Gözlüğünü düzeltti. "Sana?"

"Kreş öğrencileri." Umutsuzca omuzlarını düşürdü. "Beni anlamayacaklar bile."

İkisi de birbirine hak verdiği için hiçbir şey demeden oflamış, kaderlerini kabul etmişlerdi. Onların konuşmalarına şahit olan Eunseok ise kreşteki çocuklarla Wonbin'i düşünüyordu.

Oldukça tatlı bir görüntüydü.

Çalan telefon ile Sohee ve Seunghan yemeklerini almak için girişe gittiler. Kalan üçlü hâlâ derslerle alakalı bir şeyleri inceliyorken Wonbin'in hapşırması ile gözlerini çocuğun üstünde gezdirdi Eunseok.

"Üşüyor musun?"

İçinde askılı ve üstünde de ince bir gömlek olduğu için saatler geçtikçe üşümesi normaldi. Eunseok üstündeki hırkayı çıkarıp küçük olana uzattı.

Wonbin itiraz edecekken yine Bayan Kim'in söylediklerini hatırladı. Reddetmek yerine kendisine uzatılan hırkayı aldı gülerek ve üstüne geçirdi.

"Eğer üşürsen söyle lütfen, o zamana ısınmış olurum." Güldü. "En kötü değiştirerek giyeriz."

Onun bu şekilde düşünmeye başlaması, düşünmeye çalışması Eunseok'u çok mutlu ediyordu. Gerçekten rahat olduğunu gösteriyordu çünkü.

lonely eyes, wonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin