18 - "seni özledim"

91 14 230
                                    



୨୧

"Sonunda!" Oldukça sıkıcı ve uzun dersin sonlanması ile bağırdı Shotaro. Wonbin de onun tepkisine güldü ancak kendisinin de farklı hissettiğini söyleyemezdi.

Ayrıca bugün kreşteki çocuklara ders vermesi gerektiği için kampüsten de ayrılamayacaktı. Ofladı eşyalarını toplarken. Eunseok ile parkta yaşananların üstüne konuşma fırsatı bulamamıştı ve bu aklını kurcalıyordu.

"Bizimkilerin yanına gidelim. Dersin kaçtaydı?"

"İki saat sonra." Aslında arkadaşlarıyla olmak iyi gelebilirdi çünkü oldukça gergin hissediyordu çünkü Shotaro'nun girdiği ders hakkında anlattıkları da tam bir faciaydı. Kreşteki çocuklar onu sevmeyecek diye ödü kopuyordu. Daha çok etkinlik yapacakları için de onu sevmeleri önemliydi.

Hem Eunseok'u hem de dersini düşüne düşüne arkadaşlarının yanına ilerledi. Shotaro da bu sırada telefonundaki notları tabletine aktarıyordu.

Sohee, Seunghan ve Anton'ın oturduğu masaya geçtiler. Wonbin Anton ile aynı ortama çok girmemiş olsa da artık yanında çok daha rahat hissediyordu.

"Selam Anton." Saçını düzeltti ve çantasını kenara bıraktı. "Selam hyung, nasılsın? Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu."

"Anton sanki odandan çıktığın ya da buluşmalarımıza geldiğin var da görüşmeyeli çok oldu diyorsun." Shotaro hafifçe kafasına vurdu yanına otururken. "Havanı yesinler."

"Ah, acıdı." Kafasını kaşıyarak boş kalan sandalyeyi gösterdi. "Eunseok hyung nerede?"

"Dersi iptal olmuş." Seunghan cevapladı. "Diğer dersine gelecekmiş, bekleriz buraya gelir diye düşündük."

"Wonbin'in dersi var." Shotaro onun yerine söylediğinde kafa salladı uzun saçlı olan ve ekledi. "Maalesef, yoksa beklemek isterdim."

"Seni de bekleriz bebeğim." Sohee onun kolunu okşadı. "Ve anlatmak istediğin şeyler varsa onları da bekliyoruz." İmayla konuşması ile Wonbin eline vurdu.

"Ya! Sohee! Ne alaka şimdi?" Konunun herkesin ortasında açılması ile utançla karışık güldü.

"Sadece söyledim. Rahat ol diye." Ellerini kaldırdı masum olduğunu gösterircesine.

"Rahatım ben, niye rahat olmayayım?" Shotaro onun bu tavırlarından tahmininin doğruluğunun oldukça yüksek olduğunu anladı. Kollarını göğsünde birleştirerek Wonbin'e odaklandı. "Öpüşmüşsünüz siz."

"Ne?" Sohee çığlık atarak Wonbin'e vurdu. Seunghan ise "Hasiktir." Diye mırıldanırken parçaları yeni birleştiriyordu. "Gerçekten öpüşmüşler."

Yakalanmanın verdiği telaşla su içti Wonbin. "Susun." Nereden anlaşıldığını bile çözememişti. Nereden anlayabilirlerdi ki?

"Kurma kafada. Eunseok'un mutluluğundan ve senin utangaçlığından anladım." Fermuar yaptı dudaklarına. "Konuştuk bitti, içinde kalmadı. Şimdi susuyoruz."

Onun söylemek istediğini ve çekindiğini anlamıştı zaten Shotaro. Daha parka gittiklerinde bile biliyordu, sadece konusunu açmamıştı. Eunseok'un mesajları da şüpheliydi zaten. Gülerek saçını düzeltti. Arkadaşlarının mutlu olması onu mutlu ediyordu.

Bir süre sonra Wonbin üstündeki utangaçlığı attı ve normal konuşmalarına devam ettiler. Onun ders saati geldiğinde herkese veda ederek ayrıldı masadan.

Eunseok'u yine görememişti.

Derslerin verildiği amfiye ilerlerken öğretmenlerin sıra halinde yürüttüğü küçük çocukları gördü. Küçük çocuklara renkli yağmurluklar giydirmişler ve onları sıraya sokmuşlardı. İki grup halinde oldukları için ilk grup içeri girerken kalanlar da öğretmenlerin gözetiminde çimenlerde oyun oynamaya başlamıştı.

lonely eyes, wonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin