'iyi okumalar sevgili okurum... Yıldıza
basarsan sevinirim.Görsel : Tugci & Furki
Şarkılar: cem Adrian-Herkes gider mi?
30.Bölüm
Hakim- Sayın Tuğçe Yılmaz'ı Mehmet Karaman'ı öldürmeye teşebbüsten 8 yıl 2 ay tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir.
Tiz tokmak sesi mahkeme salonunda yankılandı abimin bakışları bana döndüğü esnada bulanık görmeye başladım. Furkan'ın arkadan "gerekeni buydu" dediğinde artık gözlerim tamamen kapanmıştı ama arkadan yağızların bağırış seslerini duyuyordum ve sesler yavaş yavaş kaybolmaya başladı... O an bana birşey oldu. Kalbimin durduğunu hissettim, sanki ölüyordum ama bilmiyordum.
-Furkanın Anlatımıyla-
4/3/2023 Pazartesi saat 11.47
- doktor bey? Hâlâ bir değişiklik yok mu?
Doktor- Furkan bey, neredeyse bir yıldır aynı şeyi diyorum... Hâlâ bir değişme yok. Hastahaneye geldiğinizde yoğun bakıma alındığında size kafasına aldığı sert darbeden ötürü demiştim. Eğer uzun süreli bir komaya girerse belki bir ömür uyanmaz.
-anladım. İyi günler size.
Doktor bana başını sallayıp odasına gitmek için yeltendi. Artık dediklerinde bir arayış hissetmiyorum artık ne diyeceğini ezberlemiştim.Bende yağızın yanına gidecektim, ama yanına gitmeye kalmadan kendisinin bana doğru geldiğini görmüştüm.
Tuğçe neredeyse 1 yıl 7 ay 3 gündür komadaydı. Kimin yaptığını bilmiyorduk ama neredeyse 1 yıldır perişandık. Yağız, nur, arda, cennet, cemre, Merve. Efe ve erayda hep yanımızda olmuşlardı biz okulu bile bitirmiştik. Tek eksik tuğçeydi. Onu koruyamadığım için kendime defalarca küfür etmiştim, tabii tuğçenin abisi Amerika'dan buraya gelince canımıza okumuştu. yanımda şuan yağız vardı diğerleri kafeteryada kahve alıyorlardı. Son 1 yıl 7 ay içinde ne kadar birbirimizden haz etmesekte yağızla anlaşabiliyorduk.
Yağız- doktor nerde? Hemşire son kontrollerinin onun yapması gerektiğini söyledi.
- gelir birazdan. Bizimkiler gelmedi mi?
Yağız- daha gelmedi. Gelirler birazdan. Hâlâ bir değişiklik yok mu?
- Hâlâ bir değişiklik yok...
İkimiz de doktoru beklemeye başladık yağız son yılda, nur gibi hepimizin psikolojisi iyi değildi. Engin Tuğçe'nin davasına bakıyordu ama hiç bir sonuca ulaşamıyordu ama Tuğçe uyanana kadar davayı kapatmayacağını dile getirmişti. Doktorun geldiğini görünce yağız hemen cama ilerledi. Ben ise bankta oturuyordum, her gün yanına girip beş dakika da olsa onunla konuşuyordum. Beni duyuyor muydu? Merak edip bende camın önünde beklemeye başladım doktor serumuna şırınga ile birçok ilaç verdi. Aramızda duvarlarda olsa doktor ve hemşirenin konuşmalarını duyabiliyorduk.
Hemşire- Hocam son kontroller halloldu mu?
Doktor- bitmek üzere..
Doktor arkasını dönmüş birşey ararken hemşire avazı çıktığı kadar bağırdı. Cihazlardan bir sürü garip sesler çıkmaya başlamıştı.
Hemşire- Hocam hasta kalp krizi geçiriyor!
Doktor hiç konuşmadan işini yapmaya çalışıyordu ama nafileydi hâlâ düzelmemişti. Duyduğum tiz sesle kendime gelmiştim. Ama çok geçti sanırım.
Hemşire- Hocam hastanın kalbi durdu!
Doktor- Elektroşok cihazını hazırla!
sonra benim dünyam başıma yıkıldı. Bizi darmadağın edecek en büyük şeydi bu. Kalbi durmuştu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Caddesi No.270
General FictionLise caddesi çokta tekin değildi. Tuğçe 'de her gün o bölgelerde arkadaş ve iş birlikçileriyle takılırdı. Bu sokak gündüzleri şen şakrak iken geceleri de ayrı bir kasvet vardı. Bir süre önce bu caddede bir cinayet işlenmiş ama kimin işlediği bulunam...