Mevsim sonbahara dönerken Torgen'den neredeyse iki dolunay önce ayrılmış olan keşif filosu nihayet dönmüştü. Gemiler Waniph Limanı'na yanaşalı beş gün oluyordu. Üç gemi gitmiş ancak yalnızca biri geri dönmüştü. Yeni keşfedilen adada neler yaşandığı şimdilik gizli tutulsa da halk huzursuzdu ve onları tatmin edecek bir açıklama bekliyordu. Daha şimdiden söylentiler almış başını gitmişti. İnsanların bir kısmı sebebini tam olarak açıklayamasa da yakın zamanda bir savaşın başlayabileceğini söylüyor ancak daha büyük bir çoğunluk uzun yıllardır savaş yaşanmaması sebebiyle bunun olabileceğine ihtimal vermiyordu. Tam yüz elli yıldır savaş yoktu. Bereket Çağı'ndalardı. Savaşlar geride kalmış, Fani Dünya barışın ve huzurun hakim olduğu dönemlere girmişti. Torgen - tarih kitaplarında adı geçtiği gibi Tüm Zamanların Krallığı- Fani Dünya'daki en güçlü krallıktı. Kimse bu denli güçlü bir krallığa saldırmaya cesaret edemezdi. Halkın büyük bir çoğunluğu, ters giden bir şeylerin olduğunu sezinlese de buna inanıyordu.
Ne var ki bu sabah meydana asılan duyuru tüm düşünceleri tepetaklak etmişti. Bundan böyle gece yarısından gün doğumuna değin sokağa çıkma yasağı uygulanacak, şehrin dört bir yanında devriyeler gezecekti. Sebep belirtilmemişti ve bu durum halkın huzursuzluğunu arttırmıştı.
Akşam olduğunda Kanatgeren Hanı'nda yalnızca birkaç müşteri vardı ki bu alışkın olunan bir durum değildi. Tagarius, yapacak iş bulamadığından aynı bardağı üçüncü kez parlatıyordu ki kapı çıngırtı sesiyle açıldı ve içeri, Tagarius'un iki dolunay kadar önce gördüğü Uttam ve Abelus girdi. Hiçbir şey söylemeden gelip hancı tezgahının önüne oturdular. İkisi de epey dalgın görünüyordu.
"Sizi yeniden görebildiğime sevindim!" Tagarius dostlarına samimi bir şekilde gülümserken Aris de hemen yakındaki bir masada oturmaktaydı.
"Gemilerden birinin dönmediğini duydum. Neler oldu, anlatsanıza," dedi Tagarius sabırsızca.
Uttam ve Abelus birbirlerine baktılar. İkisinin de ağzını bıçak açmıyordu. Kralın emri üzerine yaşananlar şimdilik halktan gizli tutulacaktı ancak tarihçiyle kaşif bunun doğru bir karar olduğunu düşünmüyorlardı ve Tagarius onların dostuydu. En az diğerleri kadar onun da gerçeği bilmeye hakkı vardı.
"Ben bir tarihçiyim," dedi Uttam düşünceli bir ifadeyle. "İşim yaşananları anlatmak ancak kral Aldhamir bizi susturmaya çalışıyor."
Abelus aynı fikirde olduğunu belirtircesine başını salladı. Tagarius onlara içecek bir şeyler uzatırken uzunca bir süre sessizlik oldu. Nihayet handaki birkaç müşteri de kalkıp gidince Uttam derin bir nefes aldı.
"Sana anlatacaklarımız şimdilik aramızda kalsın Tagarius," dedi tarihçi ciddi bir ses tonuyla. Tagarius başıyla onaylayıp bir sandalye çekti ve oturdu.
"Söylentiler doğru çıktı," diye söze başladı Uttam, nihayet tanıdık oldukları şeyleri saray dışından birine anlatacak olmanın verdiği rahatlamayla. Bu sırada Abelus da sırt çantasından rulo haline getirilmiş bir harita çıkarttı ve onu dikkatle tezgaha yaydı. Bu Fani Dünya'nın haritasıydı ancak herkes tarafından bilinen hali değil, keşfedilen adanın da eklendiği Fani Dünya'nın yeni haritasıydı. Ada, Vierrun'un güneybatısıyla Uthreon'un kuzeybatısı arasında kalıyordu. Abelus haritayı haftalarca uğraşıp kendi elleriyle çizmişti ve görünüşe göre hala tam olarak bitmiş değildi.
"Bunu gizlice getirdim," dedi Abelus. Hanın ön tarafında Tagarius ve Aris dışında kimse olmamasına rağmen sesini öylesine alçaltmıştı ki neredeyse fısıldıyor denebilirdi. Parmağını, adanın üzerine koyup "Buraya Geçit Adası adını verdim," dedi. Sonra durup "Adayı Kaptan Karic bulduğu için isim verme yetkisi ona ait olacak ama ben buraya Geçit Adası diyeceğim," diye düzeltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ZAMANLARIN KRALLIĞI: Bereket Çağı
Fantasía~ WATTYS 2023 BÜYÜK ÖDÜL KAZANANI ~ Yüzyılda bir kez yaşanan ve ruhlar dünyasının kapılarının açıldığı Dhura gecesinde Aris isimli bir erkek çocuk dünyaya gelir. Yıllardır kemikleşmiş inanca göre Dhura gecesi doğan çocuklar lanetlidir ve öldürülmel...