Elbisemin izin verdiği kadarıyla hızla bahçe merdivenlerini inerken aklıma gelen şeyle Jimin'in elini çekiştirdim.
"Şalımı almayı unuttuk!”
Gözlerini devirip tekrar beni çekiştirmeye başladı.
"O bez parçasının seni ısıtmadığını ikimiz de biliyoruz Juliet. Ayrıca üstündeki ceket sana çok yakıştı."
Her ne kadar beni keskin soğuktan koruyan bu ceketten memnun olsam da, bu Jimin'in tüm geceyi üstündeki ince beyaz gömlekle tamamlayacak olması anlamına geliyordu.
Bu haliyle oldukça çekici görünüyordu ama benim yüzümden hasta olmasını da istemezdim.
İçimden geçeni okumuş gibi gülümseyerek bana baktı.
"Endişelenme, arabada yedeği var."
Valenin arabayı getirmesini beklerken arkamı dönüp ışıl ışıl parlayan, gösterişli saraya baktım. Sebepsizce içimi çektim.
"Birden baloyu terk etmemiz uygun mu sence?"
Ona bakmadan sordum, o da arkasını bile dönmeden cevap verdi.
"Merak etme, sevgili babam yokluğumu fark etmez. Bence fazla bile kaldım."
Sesindeki tını rahatsız ediciydi. Bana güzel şeyler hissettiren bu yer, ona üzücü anıları hatırlatıyordu sanırım.
Benim için açılan kapıdan içeri girip arabaya oturdum. Jimin arabaya bindiği an telefonunu eline alıp tuşlara bastı ve hızlı hareketlerle kulağına götürdü. Karşısındaki kişinin sesini beklerken sabırsızdı. Beklediği ses kulağına geldiğinde konuşmaya başladı, ben de dikkatlice onu dinlemeye koyuldum.
"Senden istediğim şeylere hemen ihtiyacım var."
"Evet doğru duydun, hemen."
"Sadece adres, anahtarlar ve doğru sayılar yeterli. Adam ayarlamana gerek yok. Bu gece hepsini kendim halledeceğim."
"Endişelenme, yanımda çok dişli bir ortağım var."
Son cümlesinde başını bana çevirip göz kırptı. Bahsettiği dişli ortak bendim.
Keşke buna titreyen bacaklarım da inanabilseydi!
"Sen istediklerimi bul, ben yarım saat içinde yanına geleceğim. Halletmem gereken başka bir iş var."
Telefonu kapattı. Yüzüne bakarken ne sormam gerektiğine karar veremedim. Sakince önüme döndüm. Kendimi olayın akışına bırakmanın en iyisi olduğunu düşünürken, bu kararımı dakikalar sonra okul kampüsüne giriş yaparken bozdum.
Oturduğum yerden doğrulup önce etrafıma baktım. Burası eğitim değil, idari kısıma ait binaların olduğu bölgeydi.
Araba sessizce Rektörlük binasına yaklaştığında dayanamayıp Jimin'e döndüm.
"Burada ne işimiz var?"
Sinsice gülümsedi.
"Planımızın ilk aşaması başlıyor Kedi Kadın.”
Bunu söylerken oldukça eğleniyordu.
Arabayı uygun yere park ettiğinde daha fazla açıklama yapmadan arabadan indi. Ben de panikle onu takip ettim. Binaya yaklaşırken ona yetiştim ve koluna girdim. Yüzüne baktığımda hala sırıtıyordu. Dayanamayıp sarıldığım koluna orta hızla vurdum.
"Ortağını arkanda bırakmaman gerektiğini öğretmediler mi sana Batman?"
Önce sessiz bir kahkaha attı, sonra eğlenerek cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romeo | JiRosé
Fanfic"Görünmez olduğunu biliyor muydun Juliet?" *Zeynep Sahra'nın "ayçöreği" serisinden uyarlamadır* 201220-230423