5. Bölüm

460 40 145
                                    

Mabel Matiz - Sarmaşık

Zeynep'ten Çağrı'ya gelsin

"Gönlün var mı bende sarmaşık?
Yol mu karmaşık, her neyse
Alıştık belki, aşk bu sırnaşık
Öldür dersin ölmez de"

"Gönlün var mı bende sarmaşık?Yol mu karmaşık, her neyseAlıştık belki, aşk bu sırnaşıkÖldür dersin ölmez de"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çağrı pov:

Zeynep'i orada yanlız bıraktıktan sonra bir taksi çağırıp eve gelmiştim. Kapıyı açtığım da beni meraklı gözlerle karşılayan Hera ile karşı karşıya kalmıştım. Kuyruğunu salayarak yanıma gelip bacağıma sürtündüğün de yere eğilip kucağıma alıp başını sevmeye başlamıştım. Hera beni sakinleştiren varlıklardan bir taneydi ve şuan da da onun sayesinde kendimi çok ama çok iyi hissediyordum.

"Babacım ben gittiğim de ne yaptın sen burada tek." Hem Hera ile konuşup hemde koltuklara doğru ilerleyip oturmuştum. Hera da her zamanki gibi kucağımda yerini almıştı.

"Baba yine korktu güzelim. Her defasında korkup sığınacağım biri vardı ama o şuanda yok ve sen bana iyi gelen şeylerden birisin." Hera ya içimi dökmeye başladığım da öylece beni dinliyordu sanki dediklerimi anlıyordu. Öyle bir bakıyordu ki gözlerimin içine bana yaşam enerjisi veriyordu.

"Galiba sende benim gibi anneyi özledin." Kurduğum cümleyle miyavladığın da gülümsemiştim.

"Belki de yakında gelir ne dersin gelir mi?" Kurduğum cümleyle Hera'yı kendime doğru çekip sarılmıştım. Birlikte koltukta uzanırken hera kollarım arasında iyice yerleşmişti Hera'nın sıcacık tüylerini okşarken esnediğini görmemle gülümsemiştim ardından ikimiz de uykuya dalmıştık.

Zeyno pov;

Ege'nin bütün ısrarları üzerine onlara gelmiştik. Şimdi de berk'in kapıyı açmasını bekliyorduk. Berk kapıyı açtığında sinan ve Berk önden eve girmişti. Ardından hepimiz eve girdiğimizde ege konuşmuştu.

"Salona geçin kendi eviniz gibi rahat edin." Ege hazal'ın elini tutup salona girmişti. Biz de girdiğimiz de hazal hayran kalmış bir şekilde konuşmuştu.

"Ay çok tatlılar." Hazal'ın kurduğu cümleyle koltukta uyuyan bir adet beyaz kedi ve ona sarılmış bir şekilde uyuyan çağrıyı görmüştük. İkisi o kadar tatlı bir şekilde uyuyorlardı ki herkes hayranlıkla onları izliyordu.

"Ah be olum yine mi burada uyudunuz." Berk'in kurduğu cümleyle çağrı'nın kucağında ki kedi gözlerini açıp ona bakmıştı. Sıra sıra hepimizin üzerinde gözlerini gezdirdiğin de çağrıya daha da sokulup miyavlamıştı. Çağrı kedinin miyavladığını duyduğun da uykulu bir şekilde konuşmuştu.

Bu Defa B'aşk'a ~ ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin