12

147 11 75
                                        

Herkese merabalar.

Nasılsınız bakalım?

Keyifli okumalar.

**************************************************

Robin Vance'nin Bruce ile olan konuşmasını dinliyordu, ne konuştuklarını tam duyamıyordu ama Vance'nin ona olayı kısaca anlattığını duymuştu. Vance birkaç dakika sonra telefonu kapatıp Robin'in yanına oturdu yüzünde çok nadir gördüğü endişeli bir yüz vardı "Durumu nasıl Robin?"  Robin düz bir suratla ona bakarak "Sandığımızdan daha kötü Vance." demişti. 

Vance kaşlarını biraz daha çatıp iç çekti, başkası olsa bu kadar üzülmezdi, ama Finney'e karşı bir samimiyet duygusu vardı. "Daha önce fark etmeliydik..." dedi Robin, kendisini suçlu hissediyordu. Vance ona döndü "Saçmalama Robin, nasıl bilebilirdik ki? Hem baksana Finney çok iyi sır saklıyor. Bruce bile şüpheden öteye gidememiş" Vance Robin'in omzuna elini koyarken konuşmuştu, Robin sadece kafasını salladı.

"Vance, Finn birazdan uyanır, ona kahvaltı hazırlar mısın?" Vance kafasını salladı, Robin kendisi yapmıyorsa kendisi yapamayacak kadar dalgındır demektir. Robin'in omzunu pat patlayıp ayaklandı, bir kişilik fazladan hazırlasa iyi olurdu. Sabah saat dokuz oluyordu, Bruce'a haberi daha yeni vermişti ve kahvaltı edeceğini pek sanmıyordu, konu sevdikleri olduğu zaman Bruce'un gözüne hiç bir şey görünmüyordu çünkü.

Vance kahvaltıyı hazırladıktan sonra kapı çalmıştı, elindeki tabağı masaya bırakıp kapıyı açmaya gitti. Büyük ahşap kapıyı açıp ardındaki kişiye baktı, Bruce yüzünde endişeli bir ifadeyle bekliyordu. "Hoş geldin Bruce." Bruce endişeli surat ifadesine rağmen gülümsemeye çalışarak "Hoş buldum Vance." dedi.  "Gelsene?" Vance kenara çekilip Bruce'a geçecek yer verdi, Bruce içeri girip ayakkabılarını kenara bıraktı.

Daha sonra Vance'yi oturma odasına kadar takip etti, Finney'i koltukta otururken görmüşlerdi. Bruce hemen ona sarılmıştı, Finney onu geri çevirmeyerek ellerini beline dolamıştı, Bruce ise  sırtından dolamıştı kollarını. "Çok özür dilerim Finn." Finney kulağına ulaşan cılız fısıltıyla kollarını sıkılaştırdı "Senin suçun değildi Bruce. Kendini suçlama lütfen." Bruce geri çekildi,şimdi ondaki şüphelerinin haklı olduğunu anlamıştı.

"Hadi kahvaltı hazır." Robin'in sesiyle herkes oraya bakmıştı, Finney acıkmıştı.

Kahvaltıdan sonra hep birlikte eğlenme kararı almışlardı, Bruce birkaç gün burada kalacaktı. Yatma düzenini zorda olsa olşturmuşlardı, Robin'in ısrarı üzerine Finn ile o, Vance ile Bruce kalacaktı. Bruce geldiği zaman sabahtı, ama şimdi akşam olmuştu, gün içinde zamanın nasıl geçtiğini bile anlamamışlardı. 

Vance tabakları televizyonun önünde bulunan küçük masanın üstüne koyarken "Ne dersiniz? Korku filmimi izlesek?" demişti, Robin ile korku filmi izlemeyi severlerdi ama en son izleyeli uzun zaman olmuştu. Robin olur  derken Bruce gergin bir şekilde fark etmez demişti, Finney ise " Ben korku filmlerinden pek hoşlanmam." demişti korkarak. Robin gülümseyerek "Merak etme, ben buradayım." demişti, Finney kafasını salladı.

Vance filmi açıp Bruce'un yanına oturdu, ışıklar zaten loş olduğu için hiç birini kapatmadan oturmuştu. İlk önce filmin başları normaldi, her şey olması gerektiği gibiydi. Ama birkaç dakika sonra görüş açısına kanla kaplı, bir bacağı, eliyle kolu olmayan bir adam girmişti. Doğrudan az önceki evde olan çifte bakıyordu, bakışları az önce olacakların ön izlemesiydi. Finney yutkunarak Robin'e yaklaştı, Robin fark etse bile bir şey demedi. 

İlerleyen dakikalarda adam eve girip keskin bir alet alıp çiftin yatak odasına saklanmıştı, Bruce korkudan atan kalbiyle Vance'ye yaklaştı, Vance bunu bilerek yapmadığına kanaat getirdi. Kadın kapıdan içeriye girince şüphelenip kapının arkasına baktı, ancak orası boştu, adam aniden arkasından çıkıp kafasına baltayı geçirmişti. Finney bu manzarayla hemen Robin'e sığınmıştı. Bruce ise Vance'e sarılmıştı. 

Robin kolunu Finney'in etrafına sardı, Finney bu hareketle kafasını göğsüne koyarak gözlerini kapattı. Robin eliyle saçlarını okşamaya başladı, Finney kafasını kaldırıp filme baktı, adam bu sefer kanlı baltayı alarak kocasının peşinden salona gitti. Bruce Vance'nin elini belinde hissediyordu, eli belini okşuyordu ama Bruce bunu hissedemeyecek kadar adrenalin doluydu. 

Filmin geri kalanında adam tek ayağı üzerinde duramayarak yere düşmüştü, kadının kocası bunu duyunca bakmak için kalkmış ancak katil sürünerek saklanmıştı. Adam odaya gelince yerdeki kanlı baltayı görmüştü, ama sorgulamaya vakti olmadan gırtlağı kesilmişti, her taraf kan olmuştu. 

Film katil'in çiftin çocuğunu yanına almasıyla bitmişti, ama Finney hala kafasını Robin'in göğsünden kaldıramamıştı. Robin elini biraz daha yukarıya çıkarıp okşamaya devam etti "Finn..." Finney cevap vermedi "Finn, hermoso iyi misin?" Finney kafasını kaldırıp Robin'e baktı "Evet." Robin'in eli hala Finney'in saçlarındaydı, Finney buna bir şey demiyor, sadece Robin'e bakıyordu. Bu Robin içinde geçerliydi, sanki transa girmiş gibiydiler.

Bruce ve Vance'nin durumu da farklı değildi. Bruce filmin etkisindeyken Vance'nin aklı az önceki anda kalmıştı, Bruce'un kokusunu hiç bu kadar yakından ve net almamıştı. "Film gerçekten korkunçtu! Değil mi Vance?" Vance kendine gelip umursamaz bir tavırla "Aslında pek değil." demişti. Bruce kafasını saate çevirdi "Saat baya geç olmuş, uyusak iyi olur." Vance saate baktı, neredeyse bir'i geçiyordu.

Herkes odalarına çekildi, Bruce ve Vance, Finney ile Robin kalıyordu. 

Odaya girince Robin kendisi için yorgan ve yastık çıkarmak için dolabı açtı, koltukta yatmayı planlıyordu." Ne yapıyorsun?" Robin Finney'in sesiyle arkasını dönmeden "Kendim için yer yapıyorum." dedi. Finney ise yatağa otururken "Yanımda yatsan olmaz mı?" demişti, Robin ona baktı "Neden?" Finney gözlerini kaçırdı,Robin bir şey demeden kendisi için sadece bir yastık alarak yatağa yaklaştı " Hadi yatalım, geç oldu." Finney biraz kenara kayarak Robin'e yer verdi, Robin yastığını koyup kafasını üstüne koydu, ışıklar zaten kapalıydı.

Bu odayı Robin burada kalırken kullanırdı, bu yüzden oda onun zevkine uygun döşenmişti. 

Finney bir süre sonra yorgunluktan uyuya kalmıştı, gece kolay uyuyamamıştı ve erken kalkmıştı, birde üstüne çok yoğun bir gün geçirdiğini düşünürsek bu kadar dayanması bile bir mucizeydi. Robin Finney'in huzurlu yüzüne baktı, çok rahat ve huzurlu görünüyordu. Elinin tersini Finney'in yanağında gezdirmeye başladı, çok yumuşak ve güzeldi. Daha sonra belini kavrayıp biraz daha yakınına çekti, şimdi Finney'in nefesi yüzüne vuruyordu. 

Yüzünü okşarken onu izlemeye devam etti, şuan ne yaptığının farkındaydı, ama bırakmak içinden gelmiyordu. Çok iyi hissettiriyordu. Uzanıp saçlarını öptü, çok yumuşak ve güzel saçları vardı. Finney kıpırdanıp biraz ileri eğildi, kafası Robin'in göğsüne denk gelmişti. Robin gülümseyip saçlarıyla oynamaya devam etti.

Robin'in görüş açısına Finney'in açılmış omzu girmişti, birkaç saniye baktıktan sonra eğilip bir öpücük kondurdu, Finney hissediyor muydu Bilmiyordu, ama şuan pekte umurunda değildi, zaten O da halinden şikayetçi değildi. Robin bir şey fark etti, Finney'in sadece eli ve yüzü değil, bütün cildi yumuşaktı. Eğilip bir kez daha öptü.

Birkaç kez dahadan sonra Robin uyuma yerini belirlemişti, kafasını Finney'in omzuna yasladı ve gözlerini kapattı, neden böyle hissettiğini yarın Vance'e soracaktı.

****************************************************

Bölüm sonu

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Olm hikayeyi birleşik devletlerden okuyanlar var oha.

Bu kadar geniş olacağını hiç düşünmemiştim yazarken.

Finney ve Robin shipleme sebeplerinizi söyler misinin merak ettim.

Benim sebebim: Robin öldükten sonra bile Finney'e ağlama diyordu, ondan önce onu koruyan tek kişiydi. 

Adios.

From the moment we metHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin