7

122 10 13
                                    

Merabalar.

Nasılsınız?

Keyifli okumalar.

********************************************************

Robin ellerini ceplerine koyup etrafına bakmaya devam etti, Finney'i bekliyordu. Gözleri yüzlerce kişi arasında sarımsı kahve rengi saçlar, utangaç kahve rengi gözler ve çekingen bir yüz arıyordu. Finney'in bundan haberi yoktu, Robin onu gizlice takip ederek öğrenecekti. " Emin misin?" Robin Vance'e döndü, mavi gözleri kararsızlıkla bakıyordu ona, haklıydı tabi. Başına bir şeyler gelebilirdi, gerçi Robin Arellano'dan bahsediyoruz, onun başına bir şey gelmezdi.

"Evet Vance, merak etme." Robin gözlerini tekrar etrafta dolaştırmaya başlarken dalgın bir sesle söylemişti, odaklandığı tek şey onu bulmaktı. " Sen öyle diyorsan öyledir. Beni haberdar etmeyi unutma." Vance hafifçe omzuna vurup ellerini ceplerine sokarken Robin kafasını tamam anlamında salladı, Vance elleri ceplerinde bir şekilde yanından ayrılmıştı. 

Robin en sonunda onu görmüştü, kafasını her zamanki gibi yere eğmiş bir şekilde okulun kapısından çıkıyordu. Ellerini cebinden çıkarıp kafasını çevirdi, korkutmak istemezdi. Finney Bruce ile kapıya kadar gelmiş, orada  ayrılmak zorunda kalmışlardı, Bruce sola Finney sağa gitmişti. Robin hareketlenerek peşinden yürümeye başladı, onlarla çocuğun arasına karıştığı için fark edilmesi zor olacaktı.

Finney hep yaptığı gibi kafasını eğik tutarak yürüyordu, tatlı gözüküyordu. Herkes kendi evine gitmişti, sadece Finney ve Robin kalmıştı geriye. 

Finney evlerinin bahçesine gelince duraksamıştı, kafasını kaldırıp üst katta ışığı yanan bir odaya baktı ve daha sonra az önceki aceleci adımlarının aksine ürkek ve yavaş adımlarla eve doğru yürümeye başladı. Robin kaşlarını çattı, Finney her neyden veya kimden korkuyorsa o kişi evde diyordu içinden bir ses. Finney kapıyı çalıp beklemeye başladı, kapıyı bir kız açmıştı.

Kızın sol yanağında kızarıklık vardı, yüzünden ağlamak üzere olduğu anlaşılıyordu.  Robin kaşları biraz daha çatılmıştı, bu hiç hoşuna gitmemişti. Evin önüne geldi, hava karardığı için evden bakılınca görünmüyordu. Gözleri bir süre pencerelerde dolandı, en sonunda bir pencerede Finney'in yüzünü gördü. Finney korkmuş bir ifadeyle kapıdan içeriye girmişti, uzun boylu, uzun sakallı ve korkutucu görünen bir adamın önünde durmuştu, bulundukları oda mutfaktı.

Finney her zamankinden daha ürkmüş bir ifadeyle bakışlarını yere eğmişti, her an ağlayacak gibi duruyordu. Adam elindeki içki şişesinden bir yudum içip önünde duran çocuğu sert bakışlarla süzdü, bu bakışlar az sonra olacakların sadece ön izlemesiydi Finney için. Robin kaşlarını biraz çatıp olan biteni izlemeye başladı, içine bir huzursuzluk çökmüştü. 

Terence elindeki bitmiş olan şişeyi sertçe masaya vurarak ayaklandı, Finney korkarak bir adım gerilemişti. Terence önünde titreyen çocuğu umursamadan sağ elini kaldırarak sertçe indirmişti, Finney'in kafası bu hareketle diğer tarafa dönmüştü. Kafasını geri çevirdi Finney, saçlarının birazı yüzüne düşerek yüzünü birazda olsa kapatmıştı. Dudaklarının kenarında olan kırmızılık ise net bir şekilde seçiliyordu.

Terence dişlerini gıcırdatarak Finney'in yakasını tek eliyle kavrayarak sarsmaya başladı " Neden ağlıyorsun?!" Finey bir şey diyemiyordu, babasının deliye döneceğini biliyordu çünkü. " Cevap ver bana! Neden ağlıyorsun dedim?!" Finney gözünden düşen yaşlara engel olamıyordu, canı acıyordu. Terence sertçe yere itti Finney'i, Finney şimdi Robin'in görüş açısında değildi. Robin gördüğü şeyle gözleri büyümüştü, adam büyük içki şişesini sertçe kaldırarak tamda Finney'in olduğu yere  fırlatmıştı.

Robin gözlerini büyütmüş bir şekilde bu korkunç manzarayı izlemeye devam etti, her bir saniye daha da kötüleşiyordu. 

Bir kaç dakika sonra adam odayı terk etmiş, Finney görünmüştü. Saçları dağılmıştı, burnundan ve dudağından akan kırmızılık seçiliyordu. Finney eliyle saçlarını biraz düzeltip giden babasının arkasından baktı, yanakları su yüzünden parlıyordu. Bir süre durduktan sonra o da odayı terk ederek ışığı kapatmıştı.

 Robin'in her şeyi anlamıştı, şimdi bütün taşlar yerine oturmuştu. Finney'in neden öyle davrandığını, neden korktuğunu, neden sürekli yaralıymış gibi olduğunu anlamıştı, çünkü zaten hep yaralı bir şekilde okula gelmek zorunda kalıyordu. Buda yetmezmiş gibi birde okulda zorbalık görüyordu. Robin onun için kötü hissediyordu, hemde çok kötü.

Robin arkasını dönerek evin yolunu tuttu. Bunların hepsini Vance'e yarın anlatacaktı, her bir detayını.

********************************************

Bölüm sonu

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Biraz hatalar olabilir göz ardı edin lütfen

Adios

From the moment we metHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin