|Minseo|
Jiminler odadan çıkıp biz Jungkook'la yalnız kaldığımızda bir süre yalnızca ellerimi izleyebildim. Neden yalnız kalmamızı istediğimi merak ettiğini biliyordum ama cümleleri nasıl toparlayacağımı bilemiyordum.
"Jungkook ben teşekkür ederim ve aynı zamanda böyle bir şeye şahit olduğun için de özür dilerim."
Yanıma oturup kucağımda ellerimi avuçlarının arasına aldığında başımı kaldırıp gözlerimi gözlerine diktim.
"Minseo senin özür dilemeni gerektirecek hiçbir şey yok ortada. Sen sadece iyileşmene bak. Sorun yok."
Bana acıyordu. Bana acımasını istemiyordum.
"Tekrardan teşekkürler Jungkook ama Jimin yanımda kalsa daha iyi olur."
Ellerimi tutan elleri gevşerken yine de ayırmadı ellerimizi birbirinden. Benim bakışlarımsa tekrardan ellerimize düştü.
"Sen nasıl istersen öyle olsun. Onun yanında daha rahat hissetmeni anlayabiliyorum. Sonuçta yakın arkadaşın."
Ahh bir de o konu vardı değil mi? Jimin'le sevgili değil arkadaş olduğumuzu öğrenmişti.
"Evet öyle. O yüzden onun kalması daha iyi olur ve bundan sonrası için de olabildiğince az muhatap olursak sevinirim."
Bu sefer şaşkınlıkla ellerini ellerimden çektiğinde dolu bakışlarımı gözlerine çevirdim.
"Neden şimdi böyle bir şey istiyorsun Minseo? Ben güzel olacağını düşünürken ne demek muhatap olmayalım?"
Gözlerinde hayal kırıklığını görebiliyorken böyle bir şeyi istediğim için bir kez daha kendime kızdım.
"Özür dilerim böyle bir şeyi istediğim için ama lütfen tek isteğim bu senden. Bugün için tekrar tekrar teşekkür ederim senden bu aramızda kalırsa iyi olur."
Kafasını önüne eğip zar zor çıkan sesiyle konuşmaya başladı.
"Sen istemesen de aramızda kalacaktı zaten. Neyse ben seni daha fazla rahatsız etmeyeyim. Doktorlar seninle ilgilenecekler hepsiyle konuştum. Kendine iyi bak, dikkatli ol. Ben çıkarken Jimin'i çağırırım."
Son sözlerini de söyleyip arkasına bile dönmeden odadan çıkıp gittiğinde sessizce ağlamak düşmüştü bana da.
2 HAFTA SONRA...
"Ben hazırım Jimin-shi. Hemen çıkalım, geç kaldık zaten."
"Tamam ben de hazırım, arabaya geç geliyorum."
Kapıdan çıkıp dediği gibi arabaya bindim. Yaklaşık 5 dakika sonra geldiğinde okula gitmek üzere yola çıktık.
"Günaydınn."
Diğerlerine gülerek selam verdikten sonra Taehyung ve Hoseok'un arasında kalan boşluğa oturdum.
"Nasılsın prenses?"
Jin'in gülümseyerek sorduğu soruya gülümseyerek cevap verdim.
"Çok daha iyiyim Jin. Teşekkür ederim. "
Gülümsemesine devam ederkem saçlarımı karıştırdığında hafifçe eline vurdum. Hepimiz gülüşürken çalan zil ile sınıflara dağıldık.
Her zamanki yerime oturduğumda yan tarafım bugün de boş kalacak gibiydi. Jungkook'u o günden sonra bir daha görmemiştim. Yoongi ve Namjoon ara sıra okula gelse de onlara Jungkook'u sorma hakkını kendimde bulamıyordum.
Haru dersin henüz başlamamasını fırsat biletek bana döndü her zamanki enerjisiyle. Şu 2 haftada onunla daha yakın olmuştuk.
"Bugün çıkışta bir şeyler yapalım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D-3 |Jungkook|
Fanfiction"Ben seni bir serçenin göz yaşı kadar seviyorum." "Serçeler ağladığında ölürler, sevgilim." "İlkbaharda toprağa cemre düştükten sonra yeşerir her yer. Yaz gelir dört bir yana. Garip bir telaş kaplar insanın içini, tuhaf bir heyecan. Her anını değerl...