⚠️ +18 uyarısı!"Sürprizimi beğendin mi sevgilim?"
Yanaklarımdaki kızarıklarla birlikte gözlerinin içine bakarak kurduğum cümleden sonra Jungkook siyah bakışlarını yüzüme çevirdi. Gördüklerine hala inanamadığı her bir mimiğinden belli oluyordu.
"Sen beni çıldırtacaksın."
Bacak arasında duran ayağımı kaldırıp sertleşmiş erkekliğine sürttüğümde gözlerini kapatıp başını geriye attı.
"Çıldırmanın vakti geldi Jungkook. Seninim. Bu gece ve bundan sonraki tüm geceler seninim."
Cümlemi bitirmemle kafasını kaldırdığı gibi ellerimi tek eliyle tutup başımın üzerinden yastığa sabitledi. Zaman kaybetmeden aynı hızla dudaklarıma kapandığında bu öpüşmenin farklı olduğunu her anında hissettim.
Birbirimize susamış da sonunda kavuşmuşçasına, kana kana içiyorduk birbirimizi.
Boşta kalan eli altımdaki çamaşırın zincirinde dolandıktan sonra belimdeki lastiğinin üzerinde gezinmeye başladı. Dokunduğu her yerin alev alev yandığını hissederken beynimin uyuştuğunu hissedebiliyordum.
Öpücükleri dudaklarımdan göğüslerime ordan da göbeğimden kasıklarıma dek uzandı. Sabitlediği ellerimi bırakıp iki elini de belime koyduktan sonra gözlerimin içine baka baka çamaşırımın yanındaki zincirde gezdirdi dilini. Hissettiğim ıslaklık içimde depremler yaratırken gecenin ilk inlemesini saldım havaya.
"Jungkook."
Dilini gezdirdiği noktalara ıslak öpücüklerini bırakırken tenimin kokusunu derince içine çekiyordu. Belimdeki lastikte durduğunda tekrar göz göze geldik. İzin istiyordu. Ona bu gece tamamen izin vermeme rağmen yanlış bir şey yapmamak için her hareketinde izin istiyordu.
Başımı olumluca salladıktan sonra hiç beklemeyip yerinde doğrulduktan sonra gözlerimin içine baka baka altımdaki iplerden oluşan parçayı çıkardı.
En müstehcen halimle karşısında durmak beni utandırdığı kadar heyecanlandırıyordu da. Gözlerimi kaçırdığım bu sırada bir elini çeneme koyup bakışlarımızı buluşturdu tekrardan.
Dudaklarıma kısa kısa öpücükler bırakırken bir eli saçlarımı okşuyordu, diğer eli ise beni keşfe çıkmıştı.
Hızlanan nefeslerimiz ikimizin arasında çarpışırken artık bir hamle de benim yapmam gerektiğini hissedip ayaklarımla belindeki pijamayı sıyırdım. Yapmak istediğim şeyi anlayıp bana yardımcı olduktan sonra üzerimde doğrulup üstünü de çıkarttı.
Gözlerim iç çamaşırından kendini oldukça belli eden erkekliğine kaydığında o da beni inceliyorduk. Daha fazla bu duruma dayanamayıp kollarımı boynuna sardım ve tekrardan üzerime çektim. Öpüşmemiş tekrardan şehvetli bir hal alırken erkekliğini çıplak kadınlığıma sürtmesiyle bir inleme daha kaçırdım ağzımdan.
Dayanamıyordum. Dayanamıyordu.
Sırtında dolalan ellerimi iç çamaşırına götürüp tek hamlede çıkarttım. Kalçasından sıyrılmış olan çamaşırını onun da yardımıyla tamamen çıkarttıktan sonra tüm çıplaklığıyla onu hissediyordum.
Bu duygunun tarifi var mıydı? Ya da herhangi bir kelime karşılığı?
Elini vajinamda hissetmemle gözlerimi sıkıca kapatıp derin bir inleme bıraktım geceye. Gözlerini gözlerimde sabitlese de eli alt tarafta hareket halindeydi ve bu his beni çıldırtacak boyuttaydı.
"Benim için inliyorsun."
Elini bir kez daha sürüp sıvımın bulaştığı parmaklarını dudaklarıma sürüp beni öpmeye başladı. Dudaklarımı yalayarak temizledikten sonra alnını alnıma yaslayıp elini tekrar eski konumuna getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D-3 |Jungkook|
Fanfiction"Ben seni bir serçenin göz yaşı kadar seviyorum." "Serçeler ağladığında ölürler, sevgilim." "İlkbaharda toprağa cemre düştükten sonra yeşerir her yer. Yaz gelir dört bir yana. Garip bir telaş kaplar insanın içini, tuhaf bir heyecan. Her anını değerl...