BOL CAPSLOCKLU BİR BÖLÜM OLDU!!!!!
HEPİNİZE KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM.
"Sen çıldırmışsın, manyak herif! Niye yaptın bunu? Aptal mısın Jungkook, böyle yaparak benimle konuşabileceğini mi düşünüyorsun?!"
"Bana başka yol bırakmadın çünkü!"
"Sana konuşmak istemiyorum dedim, neyi zorluyorsun, istemiyorum, İSTEMİYORUM!"
Gerçekten konuşmak istemiyorken bunu neden anlamıyordu? Şuan konuşursak hem ben onun hem o benim daha çok kalbimi kırardı, buna eminim.
Daha fazla bir şey duymak istemezken hızla banyodan çıktım. Kaçmak istiyordum ama Jungkook hiçbir şekilde buna izin vermiyordu.
Hemen ardımdan çıkıp kolumdan yakaladığı gibi kendine çevirdi beni.
"Konuşacağız Minseo, kaçıp durmasana! Aynı evin içindeyiz, nereye kadar kaçacaksın? 3 hafta ayrı kaldık zaten, neden daha fazla erteliyorsun?!"
Daha fazla tutamadım kendimi. Madem şimdi konuşmak istiyor, o zaman ona istediğini vereceğim.
Hızla kolumu elinden çekerken hiçbir şeyi gözüm görmedi.
"BENİM YÜZÜMDEN Mİ?! SÖYLESENE BENİM YÜZÜMDEN Mİ JUNGKOOK?!"
"SANA HER ŞEYİ AÇIKLADIM!"
Haksızdı, ben sesimi istediğim kadar yükseltebilirdim bu olayda ama onun bana bağırmaya hakkı yoktu.
"BANA SESİNİ YÜKSELTMEYE HAKKIN YOK SENİN!"
Kendini dizginlemek istercesine gözlerini kapatıp yüzünü ovuşturdu. Ellerini yüzünden çekip kollarıma koyup sıkıca tuttu.
"Daha sonra kimseden duy istemedim. Sadece bizimkiler biliyor ama olur da bir şekilde duyulur diye o an konusu da açılmışken anlattım sana. Eğer bir yola gireceksek aramızda sır olsun istemedim Minseo. Evet, yaptığım çok yanlıştı ama ben senden önce böyle biriydim, özür dilerim."
Benden öncesi önemli değildi, ben hayatında olduğum kısımla ilgileniyordum ama kaldıramadığım benim üzerimden iddiaya girmiş olmasıydı. O gün, bizim evde ettiğimiz kavgada söylediği sözler hala kulağımda yankılanıyordu. Üstüne bir de bugün gördüklerim...
"Jungkook sen bana istesem seni altıma almıştım dedin. Sen bana böyle bir şey söyleyemezsin! Sen kimsin?!"
Kollarımı kurtarmaya çalışsam da başaramadım. Tuttuğu kollarımdan hafifçe sarsıp kafasını eğdi. Boyumuzu eşitleyip tam gözlerime dikti bambi gözlerini.
"Yapmadım işte Minseo, yapamadım. Sana kıyamadım Minseo. Söyleme amacım bunu anlatmaktı, evet yanlış bir cümle seçtim kendimi anlatmak için. Özür dilerim, o gün söylediğim her şey için binlerce kez özür dilerim."
En derin özürler kulakla işitilmez, ama gözler de yalan söylemez. Onun gözlerindeki o pişmanlığı görebiliyordum, o özlemi. Ama ben de kırılmıştım işte.
"Bugün orada ne işin vardı? 3 haftadır orda ne yapıyordun Jungkook? Bana kaçma diyorsun ama 3 hafta boyunca sen kaçtın."
"Çıkamadım işte karşına, sarhoş olduğun akşam kapının önünde bana onları söyleyince aklıma gitmekten başka bir şey gelmedi. Gerçi onu da beceremedim. Mahzen'e attım kendimi, her gün seni görmeye geldim ama. Sen benden ne kadar görmek istemesen de kendime engel olamadım, izledim hep. Ayrı kalamadım sen-"
Tokat attım. Bunu yaptım çünkü ben onu o kadar özlerken o her gün beni görmeye gelmişti. Görmedi mi benim halimi, ne kadar özlediğimi.
"APTAL! O KADAR GELMİŞSİN GÖRMEYE, HİÇ Mİ GÖRMEDİN HALİMİ?!"
Tokatımın şokunu yaşarken omuzlarında sertçe ittirip arkadaki duvara çarpmasına neden oldum.
Onun özleminden harap olmuşken sadece uzaktan izlemişti. Evet, ben söylemiştim uzak durmasını ama dilim başka konuşuyordu kalbim başka.
"SENİ NE KADAR ÖZLEDİM GÖRMEDİN Mİ JUNGKOOK? NEDEN BU KADAR YAKINIMDAYKEN Bİ O KADAR DA UZAKTIN BANA JUNGKOOK?! GÖRMEDİN Mİ HALİMİ?!"
Gözlerim incilerini dökmeye çoktan başlarken gözyaşlarımın arasında onun da ağladığını fark etim. Çıldırmış gibi hissediyordum, bu kadar siniri de nasıl boşaltacağım bilmiyordum. O an sinirle elimi saçlarıma atıp sertçe çektim. Onlarla birlikte gitsin istedim tüm sinir, tüm üzüntüm.
"CANIMI YAKTIN, NEDEN YAPTIN NEDEN?! AZ DARBE YEMİŞ GİBİ BİR DE SEN NEDEN YAPTIN?!"
Az önce sırtını çarptırdığım duvardan ayrılıp saçlarımı kurtardı ellerimden. Ben bağıra bağıra ağlarken o da hıçkırıkları eşliğinde sarıldı bana. Ayaklarım artık bedenimi taşımazken olduğumuz yere çöküp sarılmaya devam ettik.
Ellerimin altındaki tişörtünü avuçlarken nefes alıp verirken kokusu sızlattı burnumu. Nasıl da hasret kalmıştı ciğerlerim kokusuna. Nasıl da muhtaç olmuştum şu kısacık sürede kokusuna.
"Özür dilerim, özür dilerim hepsini telafi edeceğim, özür dilerim. Nolursun ağlama. Ağlama canım yanıyor, yapma."
Saçlarımı öpüp sırtımı okşayarak beni sakinleştirmeye çalıştı. Hiçbir şey yapmasa da kokusu yeterdi bana.
Babamdan hayatımın en büyük darbesini yerken ben bugüne kadar hep Jimin'e sığınmıştım. Jimin bana yeri gelir abi yeri gelir baba yeri gelir arkadaş olurdu ama hep bir şey eksikti. Bu Jimin'le alakalı bir şey değildi, hep farkındaydım. O eksiklik neydi bir türlü bulamıyordum. Ne yaparsam yapayım o boşluk doluyordu.
Şimdi Jungkook'un kollarında sesli ağlamam sessiz iç çekişlere dönerken eksiğin ne olduğunu çok net anladım. Eksiğin ne olduğunu bulmuş, şimdi Jungkook ile tamamlanmışım.
"Her şeyi telafi edeceğim. Benim için akan her bir göz yaşını telafi edeceğim. Benim yüzümden bir daha ağlamana izin vermeyeceğim Minseo. Her şey için özür dilerim."
Hissettim, kalbi kulağımın altında pişmanlıkla çırpınırken ona güvenmeyi seçtim. Bundan sonrası için belki bir daha üzecekti beni ya da dediği gibi, bir daha ağlamama izin vermeyecekti. Hepsini göze aldım ve ona güvenmeyi tercih ettim işte.
Yanımda öylece duran kollarımı beline sararak ona cevabını verdim. Başımın üzerine bir öpücük daha kondururken o da cevabını almıştı.
Belki 1 saattir olduğumuz yerde oturmuş sadece birbirimize sarılıyorduk. Bugünün yorgunluğu üzerine bir de ağlamam bünyeme ağır gelmiş, uyku yavaş yavaş bedenimi ele geçirmeye başlamıştı.
Başımı dayadığım göğsünün altında delicesine çırpınan kalbinin sesiyle gözlerimi kapatacakken evin içinde yankılanan ses ve kırılırcasına yumruklanan kapı yüzünden ikimiz de yerimizde irkilip korkuyla birbirimize baktık.
"BU SEFER SİKTİM SENİ, PEZEVENK! AÇ ULAN KAPIYI, YIKACAĞIM BU EVİ BAŞINA! NE DEMEK MİNSEO'YU ALIKOYMAK LAN!"
Bölüm sonuuu. Kısa oldu ama bölümsüz bırakmak istemedim. Sizce nasıl gidiyor? Hızlı ilerlemiyorum değil mi? Konuları biraz daha detaylı ve uzatarak işlememi isterseniz ona göre hareket ederim.
Şimdi size sorularım var:
1) Jungkook'un bu hikayede en sevdiğiniz ve sevmediğiniz özelliği?
2) Minseo hakkında ne düşünüyorsunuz?
3) Favori karakteriniz?
4) Karakterlerde hangi özellikleri görmek istersiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D-3 |Jungkook|
Fanfiction"Ben seni bir serçenin göz yaşı kadar seviyorum." "Serçeler ağladığında ölürler, sevgilim." "İlkbaharda toprağa cemre düştükten sonra yeşerir her yer. Yaz gelir dört bir yana. Garip bir telaş kaplar insanın içini, tuhaf bir heyecan. Her anını değerl...