⚠️ Bu bölüm az miktarda +18 içermektedir.
Keyifli okumalar dilerim.
Satır arası yorum yapmayı unutmayın. 🫰Sadece oturuyorduk. 20 dakikadır televizyonda boş boş oynayan bir program ve onu asla izlemeyen biz sadece oturuyorduk.
"Jungkook çocuklaşma. Aç şu kapıyı gideyim."
Elindeki kumandayla umurunda bile olmadığına emin olduğum kanalı gözlerini televizyondan ayırmadan değiştirdi bir kez daha.
"Laf ağızdan bir kere çıkar. Benimle oturup doğru düzgün konuşmadan burdan çıkamazsın."
Sakin kalamazdım ki. Önce gördüklerimi sindirmem gerekiyordu. Böyleyken onunla konuşmak falan istemiyordum.
"Jungkook konuşmak istemiyorum, şu an değil en azından. Önce bir müsaade et de gördüklerimi sindireyim."
"Sen sindirene kadar bekleriz o zaman."
Hala yüzüme bakmadan konuşuyordu ve bu beni daha çok sinirlendirmekten başka hiçbir şeye yaramıyordu.
Sinirle ayağa kalktığım sırada sonunda gözlerini bana çevirdi yavaşça. Göz göze gelince bir kez daha ne kadar özlediğimle yüzleşmek zorunda kalırken gözlerimin dolmasına engel olamadım.
"Jungkook yeter! Seni şu an görmek istemi-"
Sinirden titrediğimi hissederken kapının çalmasıyla lafım yarıda kesildi. İkimizin de bakışları önce kapıya giderken sonra tekrar buluştu.
"Jungkook, Minseo?! Açın kapıyı!"
Jungkook hızla yerinden kalkarken koşarak kapıya ulaşıp yumruklamaya başladım.
"Yoongi çıkartın beni buradan! Deli manyak kapıyı kilitledi!"
Jungkook arkamda gelip kolumdan tutarak kapıdan uzaklaştırdı. Elinden kurtulmaya çalışırken hala bir umut bağrınıyordum.
"Yoongi ikna et şunu! Elimde kalacak yoksa!"
"Minseo dur!"
Jungkook beni sarsıp bağırınca durmak zorunda kaldım.
"Jungkook salak salak hareket etme. Aç kapıyı, bırak kızı."
"Yoongi siktir git. Biz konuşmadan Minseo bu evden çıkamaz."
Gerçekten çıldırmak üzereyim. Jungkook ise kesinlikle çoktan çıldırmış olmalı, yoksa bu yaptığının başka açıklaması olamaz.
"Jungkook sikerim belanı! Mahzen'e gitmişsin lan orospu çocuğu!"
Yoongi'nin aniden bağırıp kapıya yumruk atmasıyla ikimiz de irkildik. Yoongi kapıyı kırmak istercesine tekmeliyordu.
"ÇIK GEBERTECEĞİM SENİ! GİTMEYECEĞİM DEDİN LAN, ZOR KURTARMADIK MI SENİ ORADAN?! 3 KOCA HAFTADIR NE SİK YİYORDUN ORADA?!"
Mahzen dediği yer bugün Jungkook'u gördüğümüz yer olmalıydı. Jihan gitmeden önce orada olduğunu öğrenseler çok sinirleneceklerini söylemişti, gerçekten de öyle oldu.
"Yoongi sonra konuşalım, zamanı değil."
"SENİN ZAMANINI SİKERİM!"
"BAĞIRMA ARTIK, BAĞIRMA!"
Jungkook da artık bağırırken kapıya doğru hızla gidip yumruk patlattı. Şuan kapıyı açmasını ben de istemiyordum çünkü açtığı an birbirlerine gireceklerdi ve hiçbir güç onları ayıramazdı.
"Minseo, korkma tamam mı? Sana bir şey yapmaz. Ben şimdilik gidiyorum ama yine geleceğim."
Tereddütle Jungkook'a baktığımda kapının üzerindeki yumruğuna başını yaslayıp gözlerini kapatmış, öylece duruyordu. Kapıya yaklaşıp sakince konuşmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D-3 |Jungkook|
Fanfic"Ben seni bir serçenin göz yaşı kadar seviyorum." "Serçeler ağladığında ölürler, sevgilim." "İlkbaharda toprağa cemre düştükten sonra yeşerir her yer. Yaz gelir dört bir yana. Garip bir telaş kaplar insanın içini, tuhaf bir heyecan. Her anını değerl...