Bölüm 16

382 27 0
                                    



"Seni seviyorum"

Jack arkasını dönerek Elya'ya üzgünce bakıp başını olumsuz anlamda salladı. "Sevmiyorsun" diye fısıldadı.


"Seviyorum Jack" diye yineledi. Aslında bir bakıma doğruydu. yani onun varlığını seviyordu evet. Ama bu onu sevdiği anlamına gelmiyordu.


"Hayır sevmeni o kadar isterdim ki güzelim ama sevmiyorsun." Çünkü sebastiana baktığı gibi ona bakmıyordu.yürümeye başladı. Elya onu sevmiyordu. Ona karşı hissettikleri aşk değildi ve bu cidden acıtıyordu. Elya'nın onu sevebileceğine gerçekten inanmıştı. Olmamıştı işte.


Elya onu sevmiyordu. kaldırım kenarına oturarak insanları umursamadan sinirle ağlamaya başladı. Cidden o hayatına girmeden normaldi. Ama şimdi. Kaldırım kenarında küçük bir çocuk gibi ağlıyordu. "lanet olsun" diye iç geçirdi.


Elya'dan nefret ediyordu. Ona yaptığı şeyden nefret ediyordu . Ortada hiçbir bok yokken onu umutlandırmasından nefret ediyordu. Onu kendisine bu kadar bağlamasından nefret ediyordu.


İlk tanıştıkları gün aklına geldi


"Jack"


"jack derken ?"


"Adım"


"memnun oldum"


"sen"


"Luna"


Jack tekrardan ayağa kalkarak eve yürümeye başladı. O gün bile ona yalan söylemişti. Adı hakkında bile yalan söylemişti. Baştan aşağı yalan olan bir insana nasıl aşık olmuştu ki ?


Oysa her şey o kadar gerçekti ki ? Kalbi onu sevmek için yalvarıyor gibiydi.


Elya sessizce köprünün kenarına oturarak denize bakmaya başladı. Jack'te gitmişti. 'herkes gibi' bu klasikti zaten. Ama onun gideceğini hiç düşünmemişti neyi yanlış yapmıştı? hataları vardı . Ama düzeltmesinin bu kadar zor olacağını bilmiyordu. Daha ne kadar böyle sürecekti.Yalnızlıktan şikayet ediyordu ama etrafındaki insanları itenin o olduğundan bi haberdi.


Sonra birden Elya sırtında bir çift el hissetti. Ondan sonrası köprüden aşağıya itiliş.


Birisi Elya'yı itmişti. Elya suya çakıldı. Boğulabilirdi. Ellerini korkuyla çırpıyor ve su üstüne çıkmaya çalışıyordu. Kafasını çıkardı. Ve onu iten kişiye baktı .


Sebastian'dı. "Sen beni bırakıp gidemezsin sürtük buda benim kuralım" deyip gitti. Elya yüzemiyordu. Anca su üstünde durabiliyordu. "İmdat" diye bağırdı ağlayarak.


"Lütfen bana yardım edin"


dedi ve kendini bıraktı. Yüzemiyordu. Gözlerini kapattı. Yine aynı köprüdeydi ama bu sefer ölmek istemiyordu. Ellerini suda çırparak su üstünde kalmaya çalıştı. Ama dah çok battı.Belini tutan iki el ile su üstüne çıktı.


Bu Dean Winchester'dan başkası değildi. Alison'ın aşık olduğu çocuk. Her yerde karşısına çıkması cidden çok ilgiçti.


yine onu kurtarıyordu.


Elya ellerini onu suya çeken Dean'in karnına sararak bunun bitmesini diledi.


Aniden buz gibi hava tenini sardı ve sudan çıktı. Dean'de sudan çıkarak

"Tanrı aşkına Elya beni korkuttun suda ne işin vardı " dedi nefes nefese.


Elya saçlarını kulağının arkasına koyarak dizlerini kendine çekip korkuyla titremeye başladı. başını dizine koyarak ağlıyordu.


Dean ona sarılarak " Tamam geçti Elya yanındayım" diye fısıldadı.



Jack eve gidip yatağında tavanı izlemeye başlamıştı. Tam 2 saattir bu şekildeydi. Fazlasıyla berbat bir durumdaydı.


En kötüsü Elya aklından çıkmıyordu. Ona fazla sert davrandığını düşündü.

Birden kapı çalınca düşüncelerinden ayrılarak kapıyı açtı.


Üstü ıslak titreyen Elya ile Dean'i görünce şaşırdı. Elya ağlayarak "Lütfen Jack" diye fısıldadı. Jack ona sarılarak "sen iyi misin" diye fısıldadı. Elya başını sallayarak "iyiyim"


Jack Elya'yı içeriye sokarak " Gidebilirsin Dean teşekkür ederim" dedi ve kapıyı örttü. Bu cidden kabacaydı. Ama onu sevmiyordu işte.


Jack Elya'ya kendisinden elbiseler vererek yan ondada beklemeye başladı. Elya 'Bitti' deyince içeriye girdi. Elya yorgana sarılmış yatıyordu. Jack onun yanına yatarak " Ne oldu Elya anlat" dedi.


Elya her şeyi anlattı.


"O adamı geberteceğim" dedi Jack


Elya onun bileğini nazikçe tutarak "Beni senden uzaklaştırmaya çalışıyorsun"


"Hayır Elya ben kendimi senden uzaklaştırmaya çalışıyorum. Ama her denememde kendimi senin yanında buluyorum"


"O zaman uzaklaşma"


"Buna sen zorladın şimdi izninle bulup dövmem gereken bir adam var" aslında onu döveceğini söylemeyecekti. Ama öylece ağzından çıkmıştı. Muhtemelen onu öldürecekti


 kapıyı çarpıp çıktı. Elya başını yastığa umutsuzca koydu. Ama gözleri istemeden kapandı.


Jack Elya'nın eski evinin o taraflara gitti. Sebastian oralarda olmalıydı. Etrafa bakınırken arkasından duyduğu ses ile arkasına döndü .


"Beni mi arıyorsun"

Fazla mı hızlı bulmuştu ?


Siyah PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin