Yere düştüğü için Elya'nın dizleri acıyordu ama bu umrunda değildi. Sebastian karşısındaydı.
Ne yani ölmemiş miydi ?
Jack Elya'nın baktığı yere baktı ve Elya'nın dediğini duydu. Elya az önce "Sebastian " mı demişti? Ne yani o ölmemiş miydi ?
Sebastian yavaşça Elya'nın yanına gelerek onu yerden kaldırdı.
"Elya " diye fısıldadı. Ve ona sarıldı. Çenesini başına yaslayarak "seni özledim " dedi.
Ne oluyordu. Öldü bildiği sevdiği şu an karşısındaydı. Ama nasıl ?Elya olayın şokunu atlatarak ağlamaya başladı. Sebastian hayattaydı.
Jack durmuş onları izliyordu. Ve bu acıtmıştı. Ne hissedeceğini bilmiyordu. Gitse mi kalsa mı ?.?
Tanrı'nın onu soktuğu bu çıkmaz yolda ne yapacağını bilmiyordu. Elya'nın yanından geçerek evine yürümeye başladı. Belkide eve gitmezdi. Nereye gidecegini dahi bilmeden yürüyordu işte .Bu son darbe olmuştu. En sert darbe. Alison'ı arayarak olan biteni anlattı.
Anlatırken gözyaşlarına engel olamadı. Ama önemli bir şey vardı. Bu onun umrunda değildi .
Elya kendini Sebastian'dan ayırarak "nasıl" diye fısıldadı.
"Nasıl hayattasın Sebastian"
"Ben o gece ölmedim yaralandım. Sen gittikten sonra birisi beni buldu" Aslında bu ciddi bir olaydı ama baya normal bir ses tonuyla söylemişti.
"Tanrım hiç gitmemeliydim. Kendimi asla affetmedim"
"Hayır senin bir suçun yok Elya kaçıp o adamdan uzaklaşmalıydın"
Elya yere baktı. O adamdan kaçamadı. Neler oldu ondan sonra neler. Yaralar kapanmak binmedi. sızladıkça sızladı. Kanadı. yeni yaralar açıldı. Ama kapanmadı işte.
Sebastian Üzgünce Elya'ya baktı
"Kaçamadın değil mi ?"Elya kafasını salladı.
Sebastian dolan gözleri ile "sana dokundu değil mi? " İkisinide mahvetmişti bu cümle.
Elya ağlayarak başını salladı.
Sebastian Elya'ya sarılarak "o adamı öldürecegim"
"O öldü zaten Sebastian' İlk duyduğu kadar canı yanmamıştı
Sebastian gittikten sonra yanında çok şey götürmüştü. Ama böyle büyük bir şeyi o da beklemiyordu sinirle inledi " onu kendi ellerimle öldürmeliydim.'
Elya'nın telefonu çaldı. Elya telefonu açarak kulağına götürdü.
Arayan : Alison
"Lanet olsun Elya"
" ne oldu Alison"
"Sebastian ölmemişmiydi"
Elya sebastiandan uzaklaşarak
"Bende öyle sanıyordum bu tavırda ne ?"
"Tavrımın sebebini öğrenmek ister misin ?"
"Evet"
"Tavrımın sebebi hep senin yanında olan sana sürtük dediklerinden sonra bile senden vazgeçmeyen birini yani Jack'i yıllar önce kaçan birine tercih ettiğin için"
"O kaçmadı"
"O zaman neden karşına bunca zaman sonra çıktı"
Telefon kapanır.
Elya ona hak vererek Sebastian'a yürüdü. Soru işaretleri ile dolmuştu beyni. Hala olup biteni anlamıyordu.
"Neden burdasın Sebastian"
"Bu da ne demek ?"
"Beni duydun"
"Tabiki senin için Elya"gözlerini sakındı bir müddet. Sonra tekrar Elya'ya baktı.
"O zaman bunca zamandır neredeydin"
Sebastian bakışlarını kaçırdı.
Elya gözlerini büyüterek "başka biri vardı" diye fısıldadı.
"Lanet olsun Sebastian başka biri var değil mi? " dedi . Yani sebastian siktir olup gittiğinde hayatına başka birini almıştı. Hemde Elya'nın yaşadığı vicdan azabını ve kötü anıları hiçse sayarak !Sonra nefes alarak
"Şimdi bunca zamandır neredeysen oraya siktir git. Tanrım çok aptalım. "
"Elya açıklayabilirim"Aslında o kaybolduğu yıllarca hayatında başka biri vardı. Ve onu sevmişti. Geri dönmek Elya'dan çok onu şaşırtmıştı.
"Cehenneme git" diye bağırdı Elya ve koşmaya başladı. Tek istediği bu yerden kurtulmaktı.
"Lanet olsun" diye bağırdı koşarken. Jack .. o neredeydi.
Jack'in evine gelerek kapıya vurmaya başladı.
"Jack tanrı aşkına aç şu kapıyı""Jack"
"Jack lanet olsun şu kapıyı aç"
Elya yere oturarak ağlamaya başladı. Jack gitmiş miydi ?
Sonra aklına gelen şey ile duraksadı. Ayağa kalkarak koşmaya başladı.
Onun intihar ettiği köprü. Jack orda olmalıydı. Çünkü aklına başka yer gelmiyordu.Onu kaybetmek istemiyordu.
Köprünün oraya geldiginde jack'i köprüye çıkmış halde gördü. Onu bulmuştu. Burada olacağını biliyordu çünkü herkes düşünmek için buraya gelirdi. Bazıları da ölmeye ?
"Jack" diye bağırdı. Jack kafasını kaldırmadı bile.
Jack'in yanına giderek "Jack in şuradan lütfen"
Jack ona dönerek " bana bir şeyler söylemeyi kes artık" diye bağırdı.
Luna korkarak bir adım geriledi. Sesi çok sert çıkmıştı.
"Ne var biliyor musun Elya ? Ailen hakkında yalan söyledin bunu kabullendim. Baban hakkında yalan söyledin bunu kabullendim. Adın hakkında yalan söyledin. Buda kabul. Ben sana deli gibi aşıkken lanet olası bir sevdiğin çocuk olduğunu benden sakladın ve ben sonra öğrendim. Bunada tamam. Ama neden onu öldüğünü söyleyip yalan söyledin"
Diyip suya bakmaya başladı.Elya utancla başını egerek "yalan söylemedim Jack tanrı şahidim olsun ki"
Jack gülerek "Ah Elya malesef artık sana inanmıyorum" Aşırı dercede alaycı konuşmuştu.
Sonra köprüden inerek Elya'nın yanına geldi. Ve elini Elya'nın yanağına koydu. Bu köprüye ölmek için çıkmamıştı. İçini çekerek "sana kızmak istiyorum ama yapamıyorum çünkü sen beni kızdırmadın Elya sen beni üzdün'
Elya tam Jack'in gözlerinin içine bakarak "seni seviyorum"
