0.4

2.8K 190 256
                                    

Şimal'in ismi Simay olarak değiştirildi.

Önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına doğru ittirip önümdeki sudan bir yudum daha aldım ve bu suyun içimin yangınını geçirmesini diledim. Burnumu çekip gözlerimi masadan kaldırdım ve karşımda oturup beni izleyen yabancıya baktım.

"Bana o yeşil gözlerinle öyle bakma." dedim aniden. Duraksadı. Islak gözlerimle ona bakmaya devam ettim. "Nasıl bakmayayım?" diye sordu.

"Beni yiyecekmiş gibi."

Burnundan alaylı bir ses verdi. "Seni yemeyeceğim. Küçük kızların etleri güzel olmuyor."

"O zaman ben tatlıyımdır." Boğazımın acısını geçirmek için bir yudum daha içtim önümdeki sudan. Yabancı bana baktı ve "Denemeden bilemem." dedi. Buna göz devirdim. "Bir karara vardın mı?" diye sordu konudan bağımsız. Bir kaç dakika sustum. Hiçbir şey söylemedim ve öylece oturmaya devam ettim.

"Simay," dedi yabancı. "Bak bana. Korkuyor olabilirsin. Bu çok normal. Sadece üniversiteli bir genç kızsın ve-" Aniden lafını kesip, "Hani küçük kızdım?" diye sordum. Yabancı bana ciddi misin der gibi baktı. "Tamam," dedi. "Üniversiteli küçük bir kızsın ve şuan yakın arkadaşının ölümüyle suçlanıyorsun ve oturup yas tutmak yerine bir katilin peşindesin. Ama sen bizi kabul etmezsen bu sefer yerde kanlar içinde yatan sen olursun."

"Ben kararımı verdim." dedim. "Boşa dilini yorma. Seni dinlemeyeceğim."

"Kararın nedir?"

"İsmini söylersen söylerim."

Yabancı sırtını oturduğu yere yasladı. "Oyun mu oynuyorsun benimle?" diye sordu rahat bir ifadeyle.

"Nasıl anlamak istersen." diye cevap verdim.

"Sana ismimi söylemem."

"Niye?" diye sordum ters ters. "Sen aranan ama bir türlü bulunamayan katil falan mısın?"

"Bilmem. Belki de öyleyimdir?"

Bize seri adımlarla ilerleyen Yasin'e kaydı bakışlarım. Yanımızda belirdi ve aniden, "Eylem baş komiserim," diye mırıldandı. Gülümsedim ve Eylem'in Yasin'e attığı delici bakışları keyifle izledim. "Dilini sikeyim Yasin." dedi Eylem sessizce. Yasin duraksadı. "Yanlış bir şey mi söyledim?" diye sordu. Eylem başını iki yana salladı ve "Söyle." dedi sadece. "Söyle Yasin."

"Sorgu odasına bekleniyorsunuz. Irmak Şahin'non eski sevgilisi Batuhan Akkaya'yı getirdik." Bunu duyunca bende doğruldum. Eylem başıyla Yasin'e gitmesi gerektiğini söyleyince Yasin başını salladı ve gözlerini bana dokundurup kantinden yavaş adımlarla ayrıldı.

O gider gitmez, "Bende geleceğim." dedim Eylem'e doğru. Eylem bana döndü. "İstersen gel bir de kafama otur." dedi alayla. Elimi masaya yasladım ve "Irmak hakkında en çok ben bilgi sahibiyim. Batuhan'ı en çok ben tanırım. İşine yararım, sana zararım dokunmaz." dedim.

Eylem durdu ve bir bana bir de masaya vurduğum elime baktı. "Sert." dedi sadece. Ardından, "Bana kararını söyle." diye mırıldandı. Bir saniye bile duraksamadan, "Sizinle çalışacağım." dedim. "Arkadaşımın katilini bulacağım ve bir çocuk gibi sürekli zırlamayacağım."

"Gel." dedi Eylem ve beni beklemeden ayağa kalktı. Onun peşinden takıldım.

Uzun boylu bir kadındı Eylem. Simsiyah saçlarını bugün arkadan sıkı bir at kuyruğu yapmıştı. Perçemleri alnından gözünün üzerine düşüyordu. Üzerindeki deri ceket onun gözleriyle birleşince kişiliğini iyice ortaya çıkarıyordu. Aşağı yukarı bir yetmiş altı, bir yetmiş yedi boylarındaydı. Kalıplıydı da. Dışarıdan asi gibi duruyordu ama içini henüz bilemiyordum.

Averda (gxg) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin