0.6

2.5K 188 105
                                    

Aylar önce

Eylem baş komiser elindeki dosyaları inceledi teker teker. Kağıtları karıştırdı, gözleri harflerde, rakamlarda gezindi ama aklı orada değil gibiydi.

Burada ne zamandan beri çalışıyordu?

Buraya ilk gelişini hatırlıyordu.

"Bak Eylem," diyordu koca elini Eylem'in saçlarında gezdiren adam. "Burası adalet yuvası babacığım. Adaleti bizler dağıtıyoruz. Kendi kanunlarımızla. İnsanlara yardım ediyoruz. Polis olman için ilk önce adaletli ve şerefli olman gerekir." Eylem parlayan gözlerle etrafa bakarken onu gören herkes baş hareketiyle Eylem'in babasına selam veriyor, Eylem'e de gülümsüyordu.

"Bak babacığım," dedi tüm hayatını bu mesleğe adayan adam. Sorgu odasının önünden kızıyla beraber geçiyordu. "Burası tüm kötülerin yakalandığı ve sorguya alındığı yer." Eylem merakla içeriye baktı. "Eee," dedi masum masum. Ardından yemyeşil gözlerini babasına dikti. "Nerede karanlık oda? Nerede sadece suçluların yüzüne vuran o korkutucu ışık?"

Eylem'in babası buna güldü ve elini bir kez daha kızının saçlarına dokundurdu. "Her şey filmlerdeki gibi olmuyor küçük hanım." Ardından yeniden yürümeye başladılar. "Burası güvenli bölge. Hiçbir zaman adaletsiz birisi olma. Hiçbir zaman amacını unutma. Hiçbir zaman mesleğinin yüceliğini yok sayma. Şerefinle yaşa. Şerefli yaşa.. Adaletli yaşa.. Eğer adalet yoksa.. Sende yoksun demektir."

Eylem'in babası Eylem'i küçük hanım diye severdi.

Eylem başını iki yana salladı. Babasının ölümünden sonra kendisine söz vermişti; onun namını dik omuzlarında gezdirerek şerefini ve adaletini asla kaybetmeyerek işini layığınca yapacaktı.

Yapıyordu da zaten.

Babası onunla gurur duyuyordu, biliyordu. İşte bu yüzden sürekli nöbetler alıyor, gece gündüz mesai yapıyordu. Böyle olunca babası onunla daha çok gurur duyar diye düşünüyordu.

Dosyada gezdirdi gözlerini. Ardından bir ses duydu. Başını kaldırıp etrafına göz attı ve en sonunda aradığını buldu.

Birilerini gördü.

Minik bir kız, kendinden oldukça büyük bir çocuğun koluna yapışmış, "Ne olursun Poyraz," diyordu. "Yapma artık."

Sarı saçları, mavi, dolu ve bir o kadar da telaşlı gözleriyle, küçük boyuyla tam bir kaç adım uzağındaydı.

Eylem göz ucuyla onlara baktı.

"Dövdün bitti işte." dedi. "Lütfen yapma. Karışma. Bırak ne derse desin. Bir daha beni rahatsız edemeyecek." Eylem başını geri dosyalara gömdü ve onları görmezden gelmeye çalıştı. Gözü yeniden oraya kayar gibi oldu ama bu sefer onlara tamamen arkasını döndü.

Fakat dayanamadı. Yan gözlerle geri baktı o küçük kıza. Çok minik, diye düşündü içinden. Acaba boyu kaç? Bir altmış üç, bir altmış beş boylarındaydı. Yerinde debelendiği için üzerine giydiği elbisenin uçları havalanıyor, sarı saçları yüzüne yapışıyordu.

Averda (gxg) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin