Ashley, kapıyı açtığı an karşısında Eddie'nin eski nişanlısı Anne Weying'i görmeyi beklemiyordu. Gözlerini kırpıştırıp kadından çok kısa bir an bakışlarını çekti ve hemen yanında duran Eddie'ye baktı.
Belli ki o da Anne'yi gördüğüne şaşırmıştı. Bu demek oluyordu ki kadının evine geleceğinden haberi yoktu.
Ashley, geri Anne'ye döndüğünde kadın yüzüne utangaç bir gülümseme ekleyerek "Merhaba." dedi. "Yanlış bir zamanda mı geldim?"
"Hayır, hayır." dedi Eddie şaşkınlığını üzerinde atmaya çalışarak. Ardından Anne'nin Ashley'i tanımadığını hatırladı ve elini yanındaki kızın omzuna koyarak "Bu Ashley." dedi. "Ve bu da Anne."
Ashley zaten Anne'yi tanıyordu fakat Eddie'nin onları tanıştırması üzerine onu ilk defa görüyormuş gibi yüzüne kibar bir gülümseme yerleştirdi. "Tanıştığımıza memnun oldum, Anne."
"Bende memnun oldum." dedi Anne gözleri kısılıncaya dek gülümserken.
Ashley gitmesi gerektiğini hatırladığında bir anda teleşlanarak kafasını Eddie'ye çevirdi. "Gitmem gerekiyor. Yeterince oyalandım." dedikten sonra kapı eşiğindeki Anne'ye döndü. "Seninle daha fazla konuşmak isterdim Anne fakat gitmem gerekiyor. Kusura bakma—"
"Sorun değil." dedi Anne hızlıca. "Hoşça kal."
Ashley de aynı şekilde mırıldanarak kadının yanından geçip gitti. O merdivenlerden inip gözden kayboluncaya kadar Anne arkasından bakmıştı. En sonunda tekrar Eddie'ye baktığında "İçeri gel." dedi adam geriye çekilerek.
Anne, dudaklarını birbirine bastırarak içeriye girdi ve yerini bildiği salona doğru ilerledi. Trençkotu hâlâ üzerindeydi, aynı şekilde çantası da. Kanepelerden birine oturup ellerini dizlerinin üzerinde birleştirdiğinde Eddie karşısındaki koltuğa oturdu.
"Ashley'i ilk defa görüyorum." dedi sorgularcasına Eddie'ye bakarak. Aslında o kızın kim olduğunu ve evinde ne aradığını sormak istiyordu fakat haddine olmadığını da biliyordu.
"Eskiden arkadaşlarımla tanışmak istemezdin." dedi Eddie arkasına yaslanıp kaslı kollarını göğsünde birleştirerek. "Hepsinin birer sarhoş olduğunu düşünürdün ve tanışmak istemezdin... Ashley o zamanlardan kalan tek arkadaşım, Anne."
Anne yutkunarak gözlerini kaçırdı ve trençkotunun kumaşını sıktı. Evet, Eddie'nin arkadaşlarını daima sarhoş ve serseri tipler olarak hayal ederdi. Çünkü biriyle tanıştığında pek iyi şeyler yaşanmamıştı. Bu yüzden de onun diğer arkadaşlarıyla daha tanışmadan önyargıyla yaklaşmıştı hepsine.
Anne, Ashley'i tanımıyordu fakat arkadaşlıkları bir yıl öncesine dayanıyorsa Ashley muhakkak onu tanıyordu.
"Niye geldin, Anne?" diye mırıldandı kısık bir sesle Eddie. Anne her ne kadar gözlerini kaçırıp ısrarla ona bakmasa da Eddie de dikkatle ona bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fated | Eddie Brock
FanfictionCarlton Drake ve Riot öldükten sonra sorunların ortadan kalktığını düşünen Eddie, artık kişisel hayatına odaklanmak istediğinde kaderin zehirli ağları yolunu kapatmak adına ilk düğümlerini atmaya başlamıştı. Carlton Drake'in kötücül kardeşi Calvin D...