Defne Ömer'in aşinası olduğu ıslığıyla birlikte gözlerini fal taşı gibi açtı.Burada olamazdı heralde!Hayır canım,ne işi vardı Manisada?!Yutkundu ve hızla ağaçtan indi.Adımlarını sesin geldiği yöne doğru hızlandırırken sesin gerçek olmadığına inandırmaya çalışıyordu kendini.Olanlardan sonra Ömerin asla gelmeyeceğini biliyordu bu yüzden aklının ona oyun oynadığını düşünüyordu ki Ömeri gördü!Nefesi kesilirken elleri çoktan titremeye başlamıştı bile...Zorlukla yutkundu ve titreyen elleriyle birlikte sepeti yere bıraktı.Her şey flulaşmıştı.Tek görebildiği şey Ömerdi.Gerçekten gelmişti!Ömer buradaydı!Derin bir nefes aldı ve zorluklada olsa konuştu.
D:B-buradasın?(Diyerek Ömer'in gözlerinin içine baktığında şefkatle ona doğru birkaç adım atmıştı Ömer.Geniş kolları Defnenin incecik belini sardığında gülümsedi ve kokusuna hasret kaldığı kızıl saçları birkaç kez kokladı.İşte şimdi yaşadığını hissediyordu!İşte hayat bu Ömer!Diyerek gözlerini kapattı ve huzuru buldu.Ancak bu huzur fazla sürmemişti.Defnenin gerilemesiyle birlikte hayran olduğu kokuda uzaklaşmıştı Ömerden)
D:N-niye geldin?(diye dolu gözleri ile sorduğunda Defne,Ömer kaşlarını çattı.Defnenin gözlerinde hayal kırıklığı ve karmaşa vardı.Sevdiğinin gözlerinden kendine ne kadar kırgın olduğunu okudu Ömer)
Ö:Geldim işte Defnem!Seni almaya geldim,biz olmaya geldim!(dediğinde sevinçle,Defnenin gözlerinden akan birkaç damla yaşa şahit oldu.Dudakları o biçimini aldığında ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyordu.Defne gelmesine bırak sevinmeyi üzülüyor gibiydi!Kendisine kırgın olduğunun farkındaydı ama bunu düzeltebilirlerdi,kendimi affettirebilirim diye düşündü Ömer)
D:Ç-çabuk karar vermişsin(dedi mutluluktan çok uzak bir gülümseme ile Defne.İçinde adlandıramadığı bir his vardı.Şu an belki Ömere koşup sarılmalıydı belki hemen yüzüklerini yeniden takmalılardı ama yapamıyordu!İçinden saf bir öfke taşıyordu.Kendi kendine dillendirmesede Ömere ne kadar kırıldığını karşısında dururken anlamıştı)
Ö:Düşündüm ve sensiz yapamayacağımı anladım.Özür dilerim Defnem(dediğinde Defne başını hayır anlamında iki yana sallamıştı)
D:Ö-özür mü?Ne özürü ya?!Sen beni dinlemeden,beni anlamaya çalışmadan yüzüğü attın Ömer!(dedi yavaş yavaş göz yaşları artarken)
Bence sen haklıydın,b-biz gerçekten bir türlü aynı yolda,aynı yere ilerleyemiyoruz(dediğinde Ömer'in kalbine bir bıçak saplandı.Duyduğu şeyi teyit etmeye çalıştı)Ö:E-efendim?
D:Olmuyor diyorum(dedi hafif bir gülümseme ile akan göz yaşlarını silmeye çalışırken)Olmuyor!Biz hep senin duvarların arasında sıkışıp kalacağız,ben hiçbir zaman bana tam anlamıyla güvendiğini,yanımda olduğunu hissetmeyeceğim.Sende hiçbir zaman güvenmeyeceksin zaten!(dediğinde Ömer Defnenin ellerini tutmak istedi ama Defne birkaç adım daha geriledi)
Ö:D-defne ne diyorsun?Yapma lütfen!(dedi yalvarır gibi)Sen gidersen ben buz kesilirim!
Gözlerini,ellerini,dudaklarını benden çekersen karanlıkta kalırım(sesi acı ile yanıyordu adeta Ömerin.Defnenin dediklerine inanamıyordu,inanmak istemiyordu)D:Birkaç gün önce sen o karanlığa ikimizide hapsettin zaten!(dedi kırgınlıkla Defne)
O yüzüğü yüzüme dahi bakmadan çıkarıp attığında beni o karanlığa hapsettin!Ö:Özür dilerim(diye tekrarladığında Ömer,Defne omuz silkti.Yüzünde Ömer'in daha önce hiç görmediği kadar soğuk bir ifade vardı.Sanki Ömer Defne,Defne Ömer olmuştu!)
D:Artık bir önemi yok
Ö:Yapma Defne.Bizden vazgeçemezsin!Evleneceğiz resmen!Karım olacaksın!
D:Ben değil sen vazgeçtin bizden!(diyerek elini Ömer'e doğru savurdu Defne)Hep aynı bencilliktesin!Sen bitirmek isteyince bir şey yok değil mi?!Ama ben!Ben bitirmek isteyince suç bende oluyor!Tabi,Ömer İplikçi hata yapmaz!Hep diğer taraf suçludur,Ömer İplikçide hataya yer yok!Kusursuz bir varlık Ömer İplikçi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Part-Part Deföm
Historia CortaAklıma geldiği anda yazacaklarım,bazen uzun bazen kısa süreli dalacağımız hikayeler bizi bekliyor.