Sonun da Burcu okuldan gelmişti. Bu ne be? 1 gün okula gitmyorsun bunalıyorsun.
"Duru, ben Rüzgar ile birlikte sinemaya gidicem."
Lan ben 6 saattir seni bekliyordum! Şimdi bi 6 saat daha mı bekliyom?!
"Size iyi eğlenceler."
Peki ya ben? Ben sıkıntıdan patlıcam burda.
"Ben üstümü giyinip hemen çıkacam." Diyip yukarı koştu.
Ben ne yapsam? Tek takılamam. Belki televizyon izleyebilirim? Yok ya of. Eski okulumdan bi kaç arkadaş çağırsam? Yok onlar gelmez. Yine 'Oy son toşonoyorson vo bozo hobor vormoyoson.' Derler. Mert? Mertle takılabilirim aslında. Beni eğlendirebiliyor. Ama ya onun da işi varsa? Ya yoksa? En iyisi arayıp öğrenelim.
"Duru ben çıktım hadi görüşürüz."
"Görüşürüz Burcucuk." Ben söyleyene kadar o çıkıp gitmişti zaten.
Hızla ayaklanıp kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Kapıyı yarım açık bırakıp Mertlerin zilini çaldım. Anında açtı.
"Naber?"
"İyi Duru sen?"
"İyi. Şey ben sıkıldım da takılalım mı? Tabi işin yoksa."
"Yok işim. Ne yapmak istersin?"
"Bilmem dışarıda dolaşalım."
"Olur. Tamam. Sen hazırlan. 10 dakika içinde buraya gel. Tamam mı Duru? 10 dakika."
Benim be kadar yavaş giyindiğimi biliyor.
"Tamam." Dedim sevinçle ve eve hemen girip kapıyı kapattım. Odama çıkıp dolabımı hızla açıp bi pantolon bo gömlek çıkardım. Onları üstüme geçirip saçımı tepeden topladım. Telefonumu alıp aşağı indim. Sonra da ayağıma ilk elime aldığım ayakkabıları geçirip kapının önüne çıktım. Mert ordaydı.
"Tam zamanında." Dedi. Sonra da "Gidelim mi?" Diye sordu. Bende başımla onaylayınca o önden bende arkadan ilerlemeye başladık.
"Akşam dışarıda yiyelim. Olur mu?" Diye sorunca. Sadece "Farketmez." Dedim.
Apartmandan çıkacağımız sırada Mert durup geri geldi ve koluma girip "O gün Burcuyu kaçırdıklarını öğrendim. Sabaha olsa benden ayrılmaman gerekiyor. Ve bi soru sorcam. Neden o gün bizden yardım istemeyip aptal gibi kendin gittin?"
"Bilmem. Bu sefer size ihtiyacım olmadığını düşündüm. Yani tek başıma halledebileceğimi düşündüm."
"Peki."
Deniz kenarına geldiğimizde saat 2 olmuştu. Hemen kocaman bir kayalığa oturdum. Arkamdan Mert gelip oturdu.
"Neyse ki güneş yok. Bulutlar önüne geçmiş." Dedi Mert.
"Aynen."
Öylece denizi izliyorduk...
Nerdeyse 3 saattir denizi izliyorduk. Arada boş boş konuşuyorduk. Saate baktığımda 5'ti.
"Ben sıkıldım. Artık başka biryerlere gitsek?"
"Olur. Ben sıkıldım zaten. Ee acıktın mı sen Duru? Ben biraz acıktım da."
"Bende acıktım." Dediğimde gülümseyip elimi tuttu. Ve birlikte ilerlemeye başladık.
Yarım saat yürüdükten sonra "Ben yoruldum. Ne zaman varacağız?" Diye sorabilmiştim. Hava yavaş yavaş kararıyordu ve cidden artık yorulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Çocuğu
HumorTam sonunu okucakken biri bana çarptı ve kağıt yere düştü. Neyseki hava rüzgârlı değil. Kağıdı yerden alıp bana çarpana dönüp bağırmaya başladim. ''Hey önüne baksana körmüsün?'' ''Sen bence önüne bakmalısın. Kafanı biraz kaldırıp etrafa bak. Bücür.'...