Herşey bir şerit gibi geçti gözümün önünden acaba şimdi Burcuyu arasam gerçekten bana metro çarpacak mıydı?
Metro umrumda bile değil çarparsa çarpsın. Burcu daha önemli.
"Mert ben yukarı çıkıyorum. Burcuyu arayacağım. Sakın burdan ayrılma."
Hızla yukarı çıkıp Burcuyu aradım. 2. Çalışta açtı.
"Alo Burcu? İyi misin?!"
"İyiyim Duru. Ne oldu? Neden böyle telaşlısın?"
"İçimde kötü bir his vardı."
"Ben iyiyim."
"İyi tamam kendine iyi bak Burcu."
Telefonu kapatıp hızla aşağı indim.
Kentkart basıp Mertin yanına ilerledim.
Rüzgarlar esmeye başlayınca anladım ki metro geliyor.
Gidip Mertin elini tuttum ve metronun durmasını bekledim.
"Neden Burcuyu aradın?"
"Hiç. Aklıma birşey geldide."
"Tamam." Dedi ve gülümsedi.
Metro durunca hemen bindik.
"Mert ben şarkı dinliyorum."
Kulaklıklarımı takıp rastgele bir şarkı açtım.
Mertin beni dürtmesi ile kulaklıklarımı çıkardım.
"Iniyoruz aşkım."
Kulaklıklarımı ve telefonumu cebime yerleştirip ayağı kalktım.
Kapı açıldı ve indik...
Metrodan çıkmış yürüyorduk.
Karşımıza bir cafe çıkınca Mert "Geldik." Dedi.
Hızla içeriye girip boş bir yere geçtik.
Garson gelip siparişleri aldı.
2 çay.
"Duru ben sana birşey sormak istiyorum."
"Tabi sor."
Bir anda ayağı kalınca bende kalktım.
Bana yaklaştı ve ellerimi tuttu.
Herkes bize bakıyordu.
"Mert herkes bize bakıyor."
Gülümsedi ve dizlerinin üzerine çöktü.
Evet! Evet!
Anlamıştım!
Herkes bize heycanla bakıyordu ve gülüşüyordu.
Derin derin nefesler alıyordum.
Cebinden yüzük kutusu çıkardı ve içine açtı. İçinde çok harika bir yüzük vardı.
"Duru Türkmen benimle evlenir misin?" Herkesten sesler yükselmeye başlayınca bende ağlamaya başladım.
"Evet! Evet! Evet!" Herkes ayağı kalkıp alkışlamaya başladı ve Mertte ayağı kalkıp bana sımsıkı sarıldı.
Birbirimizden ayrıldığımızda gözlerimizin içine bakiyorduk.
Bir anda kollarımı boynuna doladım o da kollarını belime doladı ve dudaklarına yapıştım.
15 saniyelik bir öpüşmeden sonra ondan ayrıldım.
Mert yüzüğü çıkarıp parmağıma taktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Çocuğu
UmorismoTam sonunu okucakken biri bana çarptı ve kağıt yere düştü. Neyseki hava rüzgârlı değil. Kağıdı yerden alıp bana çarpana dönüp bağırmaya başladim. ''Hey önüne baksana körmüsün?'' ''Sen bence önüne bakmalısın. Kafanı biraz kaldırıp etrafa bak. Bücür.'...