Duvarlar duvarlar duvarlar...Üzerimdeki şey bir duvar olabilir miydi?
Hayır, üzerimdeki şey bir duvar olamayacak kadar kıvrımlıydı. Hem de bedenimin üzerini tüm hatlarıyla dolduracak kadar.
Hat mı?
Kıvrım mı?
Ne diyordum ben?
Tam bir felaket tellalı olabilirdim. Kendimi galiba en kısa böyle tabir edebilirdim. Daha kötü ne gelebilir başıma dediğim an başlıyordu her şey. Felaketi çağırırsan felaketlenirsin.
Geri dönüşü olmayan yollara girmiştim ve bunun ağırlığını üzerimde hissediyordum. Bay hırsız da bunu hissettirmek için üzerime atlamış olmalıydı. Bedeninin bütün kıvrımlarını kendi bedenimde hissederken düşünecek başka bir şeyim yoktu ama kendimi buna zorlamak zorundaydım. Çünkü yüzümün pancar gibi olması durumuyla karşı karşıyaydım.Acaba Bay hırsızım üzerimde rahat mıydı?
Nefes alamıyormuş gibi hissetmiyor olmama rağmen o tarz bir ses çıkardım. Aslında bu sadece homurtudan ibaretti. " Yerini beğendin galiba? " içinde iğneleyici kelimeler vardı cümlemin. Anlar mıydı bilmiyordum aslında.
Üzerimize düşecek olan disko topu vakasından kurtulmak için Miraç benim üzerime doğru yüklenip ikimizi birden geriye atmıştı. Odada büyük bir ses yükseldiğinde güvendeydim.
Onun kolları arasında olmak ne zamandan beri güven olmuştu?
İkimizi birden kurtarmış olmasına şaşırmıştım diyemezdim. Çünkü o sesi duyduğunda gözlerinin önündeki tek gerçek bendim. Bana sanki benim hayatımı kurtarmaktan daha önemli bir şey yok gibi bakmıştı. Belki de bakışlarını ben yanlış anlamıştım lakin hiç öyle olduğunu düşünmek istemiyordum. Beynim aldığı sinyalleri iyi değerlendirecek kapasiteye sahipti. Miraç kendinden önce beni düşünmüştü. Belimden tutuşu ve kendiyle birlikte beni itişini hatırlayan zihnimi susturmak pek mümkün olmayacak gibi duruyordu.
O seni kurtardı.
" İyi misin? " sonunda kafasını kaldırdığında onun nefesini boynumda hissettim. Alaycı sorumu görmezden gelmiş olması canımı sıkabilirdi ama o an düşündüğüm daha önemli bir şey vardı.
Yüzündeki endişe mesela, o gerçek miydi?
Ellerinin bedenimde gezindiğini hissettim. Hırsızımın elleri bedenimde ne geziyordu? " Bir yerinde bir şey yok değil mi? " hala üzerimde uzanıyor olması dışında sorunum yoktu aslında. Ha bir de boynuma sürekli üflediğj düzensiz nefesleri dışında...
" Yok. " dedim düz bir sesle. Sesim istemediğim kadar mesafeliydi. Ona böyle davranmak istememiştim, ben neden gergindim?
Şu an göğsüne değen göğsü yüzünden gergin olabilir misin acaba?
" Güzel. " dedi yarım ağız gülümseyerek. Söylemek istediği daha farklı şeyler vardı ama sanki onu bir şeyler tutuyordu.
Lanet olsun, hissettiğim sert şeyler de neydi?
Baklava?
Olabilir miydi? Bay hırsız aşırı iri yapılı biri değildi lakin vücudu atletikti. Can'ın bedeninden daha güzel bir bedene sahip olduğunu görmemiştim ama hissedebiliyordum. Karın kasları karnımın üzerine baskı yapıyordu ve sanki çıplakmış gibi her detayını hissediyordum.
" Hey, iyi misiniz? " Kandemir'in sesiyle birlikte kendime gelmeye çalıştım. Yoksa ellerimi karın kaslarına sokup okşayabilirdim. Acaba kaç baklava dilimiyle karşılaşırdı ellerim? Dört? Altı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNSİRELLA
Teen Fiction" Öp beni. " " Ne ? " " Duydun öp işte hemen. " dedim gözlerimi dudaklarına çevirerek. " Şu an mı ? " " Yok başka bi an. Ya seni bana parayla mi verdiler acaba ya ? Gerçi seni parayla da almam ama hırsız şey.. hadi uzatma da öp. " " Öpmek.. "...