22. BÖLÜM: " KESTİK "

6.9K 424 494
                                    


Miraç'ın başına gelmiş ve gelebilecek en büyük bela olduğumu düşünüyordum. Ama o bana hiç baş belası olduğumu söylememişti. Belki de söylemesi yerine sadece bakışlarına bakmalıydım. Sonuçta insanlar gözleriyle de bir çok seyi belli edebilirdi. Göz göze geldik ama bakışlarında dediğim gibi bir durum yoktu. Kaşları çatıktı ama sanki gözlerinde endişe vardı.

" Kaç dakikamız var tam olarak? " diye sordu gözleri bende olsa da sorusu bir başkasınaydı.

" İki dakika otuz saniye. " dedi Can bir sağa bir sola gitmek istiyor gibi. " Çıkışımız yok. İlk defa kapana kısıldık. "

" Kısılmadık. " dedi acele edip paraları elindeki poşetlere koyarak.

" Bir planın var bakışları sanki bunlar? " diye sordu Egemen. " Yanılıyor muyum? "

" Kesinlikle bir planım var. " başını sallayarak onu onayladı Miraç.

" Topuklamak gibi bir plan mı bu? " Gökşin belindeki silahı çıkarmış elinde tutuyordu. Namlunun ucunun kime denk geleceği belli olmazdı. Açıkçası ona güvenmiyordum ve güvenemeyecektim.

" Bombayı imha etmekle ilgili bir eğitim almıştım. " dedi hepimizin ağzının açıkta kalmasını sağlayarak. " Sanırım hala hatırlıyorum bir şeyler. "

" Sanırım mı? "

" Uzun zaman oldu. " diye açıklama yaptı ve bombanın yanına doğru ilerlemeye başladı. " Sizlerde paraları çantalara yerleştirin. Etkisiz hale getiremezsem, buradan o çantalarla siz çıkacaksınız. Can. " diyerek ona döndü. " Sen bankaya git ve bir bomba olduğunu söyleyerek herkesin gerilmesini sağla. Tek çıkış yolumuz giriş kapısı. "

" Ama yakalanırız. "

" Bende yakalanmayalım diye seni gönderiyorum ya Can. " dedi elini şıklatarak. " Ortalığı karıştır, girişi boşalt. "

" Peki. " diyerek elindeki kartı diğer taraftaki kapıya okuttu ve Canan'a fırlattı. " Çıkışta kullanırsınız. "

" Egemen sende kameraları sıfırla, bugünü asla kaydetmemesi gerekiyor. "

" Oldu bil. " dedi Egemen.

" Gökşin, Kandemir ve Canan sizler de hızlıca bütün parayı çantalara doldurun. Çok zamanımız yok. "

" Anlaşıldı. "

Miraç herkesi görevlendirdikten sonra sadece Nil ve bana seslenmedi. Nille göz göze geldik. Ama uzun sürmedi. Çünkü ben Miraç'ın bombaya gidişini gördükten sonra ona adapte olamadım. Kablonun üzerinden ayağımı çekerek Miraç'ın yanına doğru ilerledim.

Bombanın başında durmuş kablolara bakıyordu.

" Hangi rengi keseceğini gerçekten biliyor musun? "

Gözlerini bana çevirmedi. Belki de bakmak istemedi. " Şimdilik hayır. " diye cevap verdi.

Kalbim telaşla atmaya başladı. Ben ayağımı o kabloya takmasaydım bomba aktifleşmeyecekti. " Özür dilerim. " dedim kısık çıkan sesimle. " Benim yüzümden. "

" Sorun değil. " geçiştirircesine cevap vermesiyle sinirlenmemek için kendimi sıktım.

" Sorun olduğunu neden kabul etmiyorsun? "

" Sorun değil çünkü. "

" Nasıl Sorun olamaz? "

" Uzatacak mısın? " diye sordu bıkmış bir sesle. Bana belki de ilk defa bu kadar soğuk yapıyordu. Ve bu durum farklı hissetmeme sebep oluyordu.

SİNSİRELLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin