Gökşin'e odaklanmaktan aklıma bir çıkış yolu gelmiyordu. Karşımda durmuş gözleri doğrudan gözlerimin içine bakıyordu. Yakıp geçiyordu desek daha doğru olurdu sanırım.
" Bu kız da kim? " diye bir soru ortaya atıldığında gelen kişilere baktım. Tüm ekip toplanmıştı. Sanki hepsi oyunumun ortaya çıkışını izlemek için buraya gelmiş gibiydi.
Kahretsin, Miraç neden durgundu? Bunun sırası mıydı?
" Masal'ın arkadaşıymış. " dedi Gökşin gözlerini kısıp gülümseyerek. " Hastaneden ve sanırım yakın arkadaşlar. "
" Evet evet, çok yakınız. Aynı evde yaşıyoruz. Aynı şeyleri yiyip içiyoruz. Ve en önemlisi Aynı tuvaleti kullanıyoruz, daha fazla ne kadar yakın olabiliriz ki? " Nil'in sıraladığı cümleler benim ölüm fermanım gibiydi. Biraz sonra Miraç ve benimle ilgili sorular sorulacaktı, hissediyordum. Derhal müdahale etmeliydim.
Acaba Nil'i bir anda bayıltsam ve rehineleri koyduğumuz yere mi götürseydim? Tek kurtuluş yolu bu gibi görünüyordu.
" Sevgilisi olduğunu bilmeyecek kadar uzaksınız ama birbirinizden. " İşte beklediğim o hamle gelmişti. Gökşin zoru oynamayı asla bırakmayacaktı. Bunu biliyor olmama rağmen hazırlıklı değildim.
" Bak yine sevgilisi diyorsun. " dedi Nil kızgın bir sesle. " Onun sevgilisi.. "
" Sevgilim.." dedim bir anda Miraç'ın koluna girerek. Nil kaş göz işaretlerinden bir şey anlamadığı için mecburen rolüme onu da inandırmak zorundaydım. Yani en azından şimdilik. " Nille hiç tanışma fırsatınız olmadı, bak burada karşılaştınız. " gözlerimi Miraç'a çevirdiğimde kurtarılmayı bekleyen bir yavru ördek gibi baktığıma emindim.
Yadırgamadan kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. İçimde karmaşık durumlar oluşurken ana odaklanmaya çalıştım. " Merhaba Nil, sonunda tanışabildik. " diyerek elini Nil'e uzattı. Nil ona doğru uzanan ele kısa bir bakış attıktan sonra gözlerini etrafta gezdirdi.
" Burada ne olduğunu biri açıklayacak mı? Masal sen zorla mı tutuluyorsun? " gözleriyle beni incelemeye başladığında ruhum çekilecek sandım. Sezgileri kuvvetliydi, eğer ona her şeyi anlatmazsam o da bende Gökşin'in akşam yemeği olabilirdik.
Yani eğer Gökşin insan yemeyi seviyorsa tabi...
" Asla. " dedim sertçe yutkunarak. Gözlerimi anlık Gökşin'inkilerle çakıştı. Şüpheli bakışları üzerimdeydi.
" Can havluyu uzatır mısın? " diyerek elindeki havluyu alıp bedenime saran Miraç'a bakakaldım. " Üşümüşsün, bedenin buz gibi. " kulağıma doğru fısıldadı ama bunu herkesin duyduğunu biliyordum. Normal bir zaman dilimi içinde bulunmuş olsaydık, gel de ısıt demeyi çok isterdim. " Kıyafetlerini değiştirmeye ne dersin, sevgilim? "
Neredeyse eriyecektim ama sonra bunun bir rol olduğunu fark edip erimekten vazgeçtim.
" Tabi, değiştirmeliyim. " dedim nefesim kesilmiş gibi bir sesle.
" Masal bu yakınlık gereğinden fazla değil mi? " diye soran Nil bize doğru yaklaştı ve beni kolumdan çekerek Miraç'tan ayırdı. Kötü bakışları Miraç'tan bir an önce çekilmezse, benim pilim Gökşin tarafından kesinlikle çekilecekti.
" Öpüşen bir çift için bu dediğin cümle inanılmaz. " Gökşin elini yüzüne koyarak ufak tefek çıkmış olan sakallarında gezintiye çıktı. Bu duruşu biliyordum. Kuşkunun her yerde olduğu, bir şeylerin ispatlanmak için son raddede olduğu duruştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNSİRELLA
Teen Fiction" Öp beni. " " Ne ? " " Duydun öp işte hemen. " dedim gözlerimi dudaklarına çevirerek. " Şu an mı ? " " Yok başka bi an. Ya seni bana parayla mi verdiler acaba ya ? Gerçi seni parayla da almam ama hırsız şey.. hadi uzatma da öp. " " Öpmek.. "...