Selam siyah kalplerim biz geldik. Bu sefer Miraç'ın ağzından geldik...
Bölüm sonuna yorumlarınızı bekliyorum.
Siyah kalpleri de buraya alıyoruz 🖤
Miraç
Göğsü hızla inip kalkmaya başladığında ondaki değişimi fark etmemek elde değildi. Her şeyi hatırladığımı öğrenince renginin iki ton beyazladığına yemin edebilirdim. Aslında en başından beri her şeyi biliyordum. Sadece ne kadar ileri gideceğini görmek için beklemiştim. Yalanda iyiydi. Belgesi olsaydı alabileceğinden emindim.
Ama tek yalancı o değildi.
Bende yalancı sayılırdım ve hayatımın ilk yalanıydı.
İki yalancı, bir giyinme odası ve yalancının birinin yalanının ortaya çıkması...
Gözlerinde korku vardı ama zihni şu an kendini buradan çıkaracak bir şeyler arıyordu buna emindim. Çantasını aldığım andan beri peşimi bırakmayan biriydi o, şu an mi bulunduğu durumdan çıkamayacaktı? Aklına düşen her şeyi yapıyordu ve bu tuhaf bir şekilde ilgimi çekiyordu.
" Hatırlıyorsun.." dedi sertçe yutkunarak. Gözleri gözlerimde fazla oylanmadı. Bulunduğu yeri taradı. Muhtemelen çıkış yolunu arıyordu. Ya da bana söyleyecek yeni bir yalan...
" Öyle diyebiliriz. " tepkilerini izlemek benim için eğlenceliydi. Kıvranmalarını izlemek gerçekten zevkliydi.
" Ne zamandan beri? Yani...Her şeyi mi? "
" Her şeyi. " dedim gözlerimi kısarak. " Çantanı çaldığımı, " Ona doğru eğildim. Kabin dar olduğu için zaten dipdibeydik ve şu an neredeyse iç içe geçmek üzereydik. Onunla yakın olmak hoşuma gidiyordu. Kokusunu seviyordum. " Seninde çantan için arkamdan geldiğini. "
" Her şeyi hatırlıyorsun. " dedi kalbi yerinden çıkacakmış gibi bana bakarak.
" Hı hı. " Gözleri dudaklarıma kaydı. Beni öpmeyi mi düşünüyordu? Bana göre hava hoştu. O pembe dudaklar zihnime kazınmıştı, bir kez daha öpmek için nelerimi vermezdim ki? " Ne düşünüyorsun? " Biraz daha dudaklarıma bakarsa onu gerçekten öpecektim. İçinde bulunduğumuz durum buna pek müsait olmasa bile.
" Şu an çok yakınsın, mantıklı düşünemiyorum. " dedi elini aramıza koyup bir engel oluşturmaya çalışarak. Kaçış planı kurması için ona uzak mı olmam gerekiyordu?
" Daha yakın olduğumuz anlar olmuştu. " dedim imali bir sesle. " Asansörde. " aklına ne geldiyse dudaklarını birbirine sıkıca bastırarak dudaklarıma bakmayı kesti. Yanaklarına inen pembelik kan akışımın yönünü değiştiriyordu.
" Durum farklıydı. " kendini savunmaktan asla vazgeçmiyor oluşu yüzümde bir tebessüm oluşturmaya sebep olabilirdi. Ama kendimden kolay kolay taviz vermeyecektim. Bundan sonra ipler benim elimdeydi ne de olsa değil mi?
" Bacakların belimdeydi. " dedim çenemi kaşıyak.Dar bir kabine iki kişinin sığması imkansız değilmiş demek yargısıyla içten mücadele verirken tekrar konuşmaya başladım. " Kolların boynumda. " şu an içinden kabinler hep sıcak olur muydu sorusunun geçtiğine yemin edebilirdim. " Dudaklarında dudaklarımda. "
" Sen öptün beni. " dedi mantıklı şeyleri düşünmeyi reddederek. Belki de aklında başka bir yerden giriş vardı. Bir sonraki hamlesini anlamak zordu. Ama en çok da bu hoşuma gidiyordu. " Mecburiyetten. "
" Mecbur değildik. " dedim kelimelerin üzerine bastırarak.
" Doğru, beni o fareye yem edebilirdin. " Gözleri irice açıldı ve aşağıya kaydı. Sanırım burada da fare olup olmadığını kontrol ediyordu. Asansörden kaçan fare şu an burada olsa başımıza neler gelebileceğini düşündüm. Burası orası gibi geniş de değildi. Bacaklarını belime sarsa bir kez daha...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNSİRELLA
Teen Fiction" Öp beni. " " Ne ? " " Duydun öp işte hemen. " dedim gözlerimi dudaklarına çevirerek. " Şu an mı ? " " Yok başka bi an. Ya seni bana parayla mi verdiler acaba ya ? Gerçi seni parayla da almam ama hırsız şey.. hadi uzatma da öp. " " Öpmek.. "...