9. Bölüm

822 11 0
                                    

(Saat gece 12 den sonra)
Gözlerim kapalıydı. Baransa benim uyanmayacağımı düşünüp bir yerlerim ile oynuyor ve beni öpüyordu. Bir eli amıma gitti ve bir eli göğsümdeydi. "Bir gün bu güzel göğüslerinden bana ve yavrularımıza süt vericeksin..." Beni dövdüğü o ilk gece bana tecavüz etmişti pislik. Umutla hamile olmamı bekliyordu. Yine bana tecavüz edecekti biliyorum ama kafası benim bu alkol meselemden çok dağınıktı. Birden telefonu çaldı. Hayret odadan çıkmadı. Galiba benim derin uyuduğumu düşünüyordu.

-:"..."
"Herifin çocuklarını da öldürün. Hepsini gebertin."
-:"..."
"Sen merak etme Oğuz, intihar süsü verin yeter gerisini İbrahim halledecek."

Bana döndü ve konuştu:
"Burda böyle güzel güzel uyu sevgilim. İşlerim var. Sen uyanmadan gelmeye çalışacağım." Dudaklarımdan öptü. Tam çıkacaktı ki yeniden telefonu çaldı.

"Siktir! Ne istiyor bu kaltak?"

Telefonu açtı:
"Ne var?"
-:"..."
"Seni de gebertmemi istemiyorsun heralde. Koynuna da girdiğin halde nasıl beceremedin APTAL!"
-:"..."
"Arkadaşına sahip çık Ceren. Yoksa önce küçük kız kardeşinden başlar, tüm aileni öldürürüm."

Ceren demişti. Bu okuldaki Ceren mi diye düşündüm.

"Bak Ceren. O küçük fare kadar aklınla bana oyunlar çevirmeye çalışma sakın. O piç Mert'i ne yapıp et Gül'ün karşısına çıkmasına engel ol. Sizin yüzünüzden çoluk çocukla uğraşıyorum. Benim canımı sıkmayın."

Deyip telefonu yüzüne kapattı.
Ceren, Baran için çalışıyordu ve Mert muhtemelen beni görmek istemişti. Baran odadan çıktı. Sonra ise dış kapı sesi duyuldu. Biraz bekledim dışarıdan da gitmesini. Vakit geçirdikten sonra camdan perdeyi sıyırıp hafifçe bir göz attım ortalığa. Kimse yoktu. Kalktım ve yine açık bir elbise giydim. Makyaj yaptım. Çok güzel olmuştum.
*
Bir eğlence mekanına gittim 40 yaşlarında bir adam vardı. Bana bolca para verip içki ısmarlıyordu. O benim patronumdu. Hem de onun için çalışıyordum. Yanına oturdum onun. Beni çok özlemişti. Kırmızı elbisemin askısını indirip dekolte kısmımı öpmeye başladı.

"AHH. Patron..."

Dudaklarımı sömürmeye başladı. Bacaklarımı sıkıyordu.

"Söyle güzelimmm" deyip bir yandan da beni öpüyordu.
"Patron, ahh... Bana verdiğin hapları satamadım. Bir de üstüne malı kaybettim. Borcumu en kısa sürede öderim. Lütfen beni bağışlayın." dedim.
"Bunu bir başkası yapsaydı ancak canı ile öderdi borcunu biliyorsun değil mi?"
"Patron yalvarırım affedin beni. Birdaha daha dikkatli olacağım yemin ederim."
"Çok özledim seni benim güzel körpe fahişem. Biraz daha gelmeseydin adamlarıma söyleyip zorla aldırcaktım seni."
Saçlarımı okşadı ve yüzümü öpmeye devam etti. Yanına gelen adamına bir şeyler söyledi ve beni odasına çıkardı. Vücudumu soydu ve vücudumu çok özlediğini söyledi. Külodumu da indirince belimin aşağısındaki kalça kısmımın yan tarafında olan B harfli faça izini gördü. Yüzüstü yatarken ona doğru dönmemi emretti.
"B harfi kimin ismi?"
"Şey şey- annemin ismi-"
Gözlerini bana dikti. Beni dövmezdi o. Ama sinirlenmişti.
"Yalan söylüyorsun. Kimle karıştırıyordun gelmediğin günler?"

Başımı eğdim yere. Kendimi satsam bu adamın kaybettiğim malı etmezdim. Büyük eliyle çenemden tutarak naif bir şekilde kaldırdı beni. Konuşmaya devam etti:"Gül başkalarına ümit verme. Çok gençsin henüz ama bil ki onlara fiziksel anlamda bir şey olmasa da ruhsal acı çekerler. Kimsenin duygularıyla oynama. Özellikle de kendinin."
Konuşmasına devam etti. Üstüme uzandı. Vücudumu bir kelebek edası ile öpüyordu. "Keşke genç olsaydım. Seni buralardan kaçırırdım. Kimselere yar etmezdim seni. Babamın sırf gönlü hoş olsun diye sevmediğim bir kadınla evlendim. Keşke benim karım olsan."
Gözlerimi öptü. Belimden iyice kavradı beni. Gözlerime derin derin baktı. "Benimle evlenmeyi kabul et seni kraliçem yapayım."
"Peki ya karına ne olacak Patron?"
"Ona belli bir miktar para veririm olur biter, boşanırım ondan. Hayallerindeki hayatı yaşatırım sana."
Bu adamın 21 yaşında üniversite okuyan bir oğlu ve benimle yaşıt bir de kızı vardı. Buna rağmen benimle evlenmek istediğini söylüyordu. Bir cesaretle ona bunu sordum. Kucağına oturdum ve gözlerine baktım.
"Senin benimle yaşıt bir kızın var ama."
"Evet."
"Bana dokununca kızın aklına gelmiyor mu?"
"Benim kızımın mutlu bir ailesi var ve benim masum meleğime kimse dokunmaya cesaret edemez. Sen onunla bir değilsin ve sen benim kızım da değilsin. Ayrıca sana bunu zorla da yapmıyorum. Kendi iradenle bana gelip kendini satan sensin."
"Peki ya evlendikten sonra oğluna aşık olursam? Bunu hiç düşündün mü? Sonuç olarak aramızda pek bir yaş farkı yok."

Açıkçası aklımdan böyle bir düşünce geçmiyordu. Sadece onu sinirlendirmek için sordum.

Belinden silahını çıkardı ve dediki:
"O zaman istemediğimiz şeyler olur." dedi. Dudaklarıma yapışıp tekrar çıplak bedenimin üstüne yattı ki birden kapı Baran'ın tekmesi ile açıldı.

Alp:"Ne oluyor lan sen de kimsin?!"
Baran:"GEBERTİCEM LAN SENİ!"
deyip bir hücumla patronumu yere serdi ve silahla beynini dağıttı. Çok korktum ve bağırdım derken kafamda silah hissettim.

Baran:"Bana bunu nasıl yaparsın ha? NASIL?! UCUZ OROSPU!"

Ağlıyordum. Yalvarıyordum. Çıplak vücuduma iğrenç gözlerle bakıyordu.
"Öldüreceğim seni. Eğer ölmezsen Gül bil ki hayatını cehenneme çevireceğim ve ölmek için ayaklarıma kapanacaksın." dedi ve silahı kafamdan indirip göğsümün aşağı kısmını hedef alıp vurdu. Kanlar içinde kalmıştım. Baran ise tiksinircesine bakarak arkasını dönüp gitti ve giderken şu sözlerini söyledi:
"Dua et Gül. Ölmek için Allah'a dua et. Çünkü yaşamak senin için ölmekten de korkunç olacak."

Her şey çok bulanıklaşıyordu. Gözlerim de tıpkı hayatım gibi kararıyordu. Ölmek istiyordum.
Annemle aynı kaderi paylaşmak istemiyordum...

SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin