2. Bölüm

1.5K 21 1
                                    

Baran'ın attığı para ile şehirdeki güzel mağazaları gezmeye başladım. Baran bana bankacı olduğunu söylemişti fakat bir bankacının maaşının yarısından fazlasını göndermişti. Ve hatta bunun daha küçük bir iyilik olduğunu söylemişti. Kendimi bu düşüncelerden alıkoyup elimdeki mor ipekten olan göğüs dekoltesi fazla açık çok kısa mini bir elbiseye bakarken buldum. Sırtıda kalça kısmına kadar iniyordu. Ama çok hoştu. Hiç düşünmeden elime aldım. Ardından da uyumlu olması için klasik guzel bir mor ince topuklu bir ayakkabı aldım. 2 3 tane kot pantalon, bir kaç tişort ve mini etekler, croplar aldım. Ardından bir iç çamaşırcıya girdim. Pembe ipekten ön kısmı bornoz gibi bağlamalı kalça kısmının yarısına kadar uzanan bir gecelik aldım. Evet ipeği çok seviyordum. Aynı şekilde pembe ipekten bir külot daha aldım. Çeşitli güzel sütyenler, külotlar beğendiğim hepsini aldım. Ardından takıcıya girdim. Güzel bir parlak kalpli tasma ve kalpli küpeler mor elbisem için almıştım. Hoşuma giden bir kaç küpe, yüzük ve kolye aldıktan sonra çok aç olduğumu fark ettim. Bir hamburgerciye gidip hamburger yedim. Size inanirdici gelir mi ama hayatımda hamburgeri toplasam 1-2 kere yemişimdir. Zaten maddi durumumuz çok iyi değildi. Bi de bunun yanı sıra ben olan paramı alkole yatırıyordum. Çok mutluydum her şey çok güzeldi. Eve geldiğimde aldıklarımı yerleştirirken birden bir mesaj geldi.

B:"Bugün alışverişe çıktın değil mi? Aldıklarını üzerinde de görmek isterim..."
Bu adam gerçekten beni kendine yakıyordu. Ama asıl amacım olabildiğince onu kullanmaktı.
G:"Ah, Baran sana ne kadar teşekkür etsem az. Keşke burda olsan da aldıklarımı üzerinde görebilsen."
B:"Şuanlık üzerinde görmek için yanında olmama gerek yok güzelim. Okula gitmedin değil mi?"
G:"Hayır gitmedim, neden sordun?"
B:"Hiç öylesine. Merak ediyorum Gül, okulda erkek arkadaşın falan var mı?"
G:"Olsa neden seninle konuşayım?"
Mesajıma görüldü attı. Ortalığı bir sessizlik bürümüştü. Bir sohbete başlasak hemen ya okulumu soruyor ya ailemi ya da hayatımı. Yok kaldığım şehirde hiç konuştuğum biri oldu mu, eskiden hoşlandığım biri oldu mu? O beni olabildiğince tanımak için sorular soruyordu. Bense onun hakkında sadece 27 yaşında olduğu ve bir bankacı olduğunu biliyordum. Tabi bu da doğru bilgilerse. Nasıl başarıyor bilmiyorum. Onun hakkında soru sorduğumda konuyu bir şekilde bana getiriyordu. Ardından bir anda sessizliği bozan Baran'ın tekrardan mesaj atması oldu.

B:"Gül."
G:"Efendim."
B:"Seni görmek istiyorum."
G:"Çok güzel bir elbise aldım. Giyip atayım mı ne dersin? Ben bayıldım. Eminim sen de çok beğeneceksin."
B:"Gül seni sen olarak görmek istiyorum sadece sen."
G:"Nasıl yani?"
Bir kaç saniye yazmadı.
B:"Gül, seni bir kıyafetle görmek istemiyorum. Saçında bir toka dahi olmasını istemiyorum."
Benden vücudumu istiyordu. Tedirgin oldum. Birinin parasını kullanma işine ilk defa başlamıştım. Sohbetin başında olsak reddederdim. Ama onun bana attığı parayı kullanmıştım. Çok kurnaz bir adamdı. Bu sohbeti parayı atmadan önce açsa reddedeceğimi düşünmüş olmalı.
Soyunmaya başladım. Üzerimdeki her şeyi çıkarttıktan sonra aynanın karşısına geçtim. Bembeyaz tenim ve dolgun göğüslerime dokundum. Ardından elime telefonu alıp vücudumu ona gönderdim.
B:"Gül çok güzelsin. Ama yüzünü de istiyorum. Senin her yerini istiyorum."
Yüzümde gözükecek şekilde ayaklarıma kadar boydan bir fotoğraf gönderdim.
Baran mesajıma görüldü attı.
G:"Neden sustun?"
B:"Güzelliğinle baş başa kaldım sadece. Yeni bir telefon ister misin Gül?"
Yeni bir telefon mu? Çıldırdım mutluluktan. Hemen yazdım.
G:"Baran ben..."
B:"İkimizde biliyoruz istediğini Gül adresini ver bana yarın kargo ile evine gelicek."
Tam elim klavyedeki harflere gidecekken durdum. Kendimi sorguladım. Doğru mu yapiyordum acaba? Hiç tanımadığım biri sadece bir fotoğraf yüzünden telefon alır mıydı? Yoksa amacı hem benim gözümü telefon ile boyayıp hem de evimin adresini öğrenmek miydi? Bunları düşünürken bir anda yeniden bir mesaj geldi.
B:"Bana güvenmek zorundasın Gül."
Bu da ne demek oluyordu? Neden zorunda olduğumu sordum.
G:"Zaten güveniyorum sadece babama baktım. Ama bana emir vererek konuşman hiç hoş değil. Sana neden güvenmek zorundaymışım?"
Cevap bekledim ama hemen yazmadı.
B:"Gül çok güzelsin ama çok aptalsın. Vücudunu hiç tanımadığın bir adama gönderiyorsun, hiç tanımadığın bir adama telefon numaranı verip parasını alıyorsun da, sırf sana telefon göndermesi için evinin adresini söylemiyorsun."
Haklıydı. Sonra tereddüt etmeden evimin adresini söyledim.
*
Yataktaydım. Kafamda binbir türlü düşünceler vardı. Babamın söyledikleri aklıma gelmişti. "Annene çok benziyorsun." "Annen gibi gelecekte çok güzel bir kadın olacaksın." "Annen çok güzel bir orospuydu ama beni sevmedi." Neden anneme bunu diyordu ki? Ve annem niye onu sevmemişti. Acaba babam zorla mı birlikte olmuştu annemle? Derin derin düşünürken babamı kontrol ettim uyuyordu. Saat 11'e 15 dakika vardı. Babama çorbasını hazırlayıp başına oturdum. Ve yavaşça onu uyandırdım. Çorbasını da güzelce içirdikten sonra hapları komidinin içinden aldım ve ona verdim. Babamın anlından öptüm. Seni çok seviyorum babacım dedim. Ardından güzelce yatırıp ben de odama gittim. Çoktan Baran'dan mesaj gelmişti bile.
B:"İyi geceler hayallerimin kadını."
Mutlu oldum ama mesajına girmedim. Çünkü yorgundum ve yazacak hiç dermanım yoktu. Yatağa girdim. Evimiz oldukça soğuktu. Gözlerimi kapattım ve kendimi derin uykunun ellerine teslim ettim.

SaplantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin