BÖLÜM 29: SAVCI

7.5K 410 10
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"SAVCI"

Dilşah, sindiği duvar dibinde öylece oturuyordu. Saatler geçmiyor, zaman günlere karışıyordu. Kırk sekiz saat demişti, doktor. Kırk sekiz saat boyunca hayati tehlike sürecek ve daha sonra ise korku dolu zamanlar bitecekti. Ama neden geçmiyordu bu kırk sekiz saat?

Hiç ihtimal vermemişti, abisi. Zeliş'in onu vuracağına hiç inanmamıştı! Belki de tam tersiydi. Bilemiyordu. Abisinin kafasında neler dönmüştü, hesap edemiyordu. Neden ölüme karşı bu kadar cesur olduğunu, daha doğrusu olduklarını çözemiyordu. Tek bildiği, yüreğinin üzerine kocaman bir bıçak saplanmış ve süre uzadıkça, o bıçak yerinde dönüp duruyordu. Tabiri caizse, sökülüyordu kalbi!

"Ablasıydım belki ama aslında kardeşi... Ben ona hiç ablalık yapmadım ama o bana hep abiydi."

Yanına gelen ablasına, akıttığı gözyaşlarıyla baktı. Onun yüzündeki acı dolu ifade, ablasının en az onun kadar yara aldığını açıkça belli ediyordu. Hem nasıl yara almazdı ki! Kartal'dı o! Zor anlarında yanlarında biten, en sıkıntılı zamanda yüzlerini güldüren ve her ne olursa olsun, onları asla terk etmeyen!

"Abim uyanacak..." diye mırıldandığında, Dila da onun gibi mırıldandı. "Uyanacak..."

Ablasından gözlerini çeken Dilşah, önündeki beyaz kapıya öylece bakmaya devam etti. O kapının ardında yaşamak için savaşan bir can vardı. Ve o can, Dilşah'ın her şeyiydi! Babası, abisi, arkadaşı, sırdaşı... Her şeyi!

"Geçmişte yaptığım bir hata, kaç cana mal oldu. Olmaya da devam ediyor. Ben bu veballe nasıl yaşarım?" Dila'nın suçlu sesi, Dilşah'ın canını acıtmıştı. "Senin hatan değildi. Günahkâr olan asla sen olmadın. Her şey o..."

Dilşah, cümlenin devamını getiremedi.

"Dilşah, o adam ya karşıma çıkarsa yine? Bu kez Kartal'da yok..." diye korkuyla soran Dila, yanağına süzülen yaşları silmeye güç bulamadı. Onun yanaklarını Dilşah kuruttu. "O adam senin karşına çıkmaya asla cesaret edemez. Abim, eniştemden özür dileyip niye geri getirdi sanıyorsun? Bundan dolayı... Senin kılına dahi dokunulmasın diye!"

Dila'nın hüzünlü bakışları, beyaz kapıyı buldu.

"Ölüme hazırlanırken bile bizi düşündü. O bunları hiç hak etmedi." Dilşah'ın sesi acı doluydu. "Zeliş'te hak etmedi. İkisi de suçsuzdu ama en büyük bedeli onlar ödedi."

"Kartal uyandığında, olanları duyunca çok kötü olacak."

"Düşünme şimdiden bunları... Önceliğimiz onun uyanması ve senin koruman gereken bebeğin! Hadi daha fazla yerde oturma."

Dila, Dilşah'ın yanından yavaşça kalktı ve koridorun başında duran kocasının yanına ilerledi. Baran, oldukça sessizdi. Çünkü Kartal'ın uyanmamasından çok korkuyordu. Eğer uyanmazsa, bu koca aileyi bir arada tutmaya kimsenin gücü yetmezdi. Ne onun ne de başkasının...

"Ablamı emanet edebileceğim başka hiç kimse yok. Aslan ya da Şahin de korur diye düşüneceksin ama koruyamazlar. Ablamı koruyabilecek tek kişi sensin. Çünkü ona nefesi kadar yakınsın!" Baran, Kartal'a anlayışla baktı. "Beni hiç sevmemene rağmen, ablan için ayağıma gelip özür dilemen ve onu bana emanet etmen, çok saygı duyulacak bir durum. Dönüş sebebim her ne kadar Dila'yı korumak dahi olsa, senin bu kadar aileni düşünmen ve onların üzerine titremen de önemli bir sebebim olacak. Karıma, o adamın korkusunu bir daha asla yaşatmayacağım!"

KARTAL BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin