"Hey, Quenn sakin ol!" panikle atan kalbime elimi koydum, sakin olmaya çalıştım. Karşımda duran kişiye kafamı kaldırıp baktım.
Multimedia: Troy"Sorun yok, sadece ben bir anda korktum." genç adam bana kaşlarını çatmış gülümseyerek bakıyordu.
"Beni tanımadın mı?" diye sordu. Henüz yeni yeni kendime geliyordum. Adamı baştan aşağıya süzdüm. Hafızam git gide geriye gitmişti, işte şimdi onu hatırlamamla gülümsemem bir oldu.
"Evet, hatırladım. Sen bizim sınıftandın, lisede." dedim. Troy hafifçe başını sallayarak gülümsedi ve bakışlarını bizim evimize çevirip iç çekti.
"Burada yıllardır kimse oturmuyor." başımı sallayarak ben de bakışlarımı eve çevirdim.
"İnsanlar haklı, burada oturmak korkutucu olurdu." dedim.
"Evet, burada ailen ve sevgilin öldürülmüştü değil mi?" dedi Troy. Yutkunarak bakışlarımı ona çevirdim. Sorduğu soru için pişman olduğu belliydi.
"Ben, özür dilerim. Öyle pat diye sormamam gerekirdi." utanç içinde bakıyordu bana. Zar zor da olsa gülümsemeye çalıştım ve başımı kaldırarak ona baktım.
"Evet, yalnız ben o gece sadece bir kişiyi kaybettim. Hiç olmayan bir aileyi kaybedemez insan, öyle değil mi?" dedim gülümseyerek. Troy, gülümsedi ve hafifçe başını salladı.
"Haklısın. Neden geri döndün peki?" yanından geçtim ve yürümeye başladım, o da arkamdan gelip yanımda yürümeye başladı.
"Şerif için döndük Vicky'le. Destek olmak için." dedim. Troy kaşlarını çattı ve etrafa bakındı.
"Nasıl yani? Cenaze için falan mı?" dedi. Ne söyleyebilirdim? Doğruları söyleyemezdim. Sonuçta ortada benimle alakası olan bir katil olup olmadığı da kesin değildi. İnsanları boşu boşuna panik ettirmenin ne anlamı vardı ki? Hafifçe başımı sallayıp tebessüm ettim.
" Evet, onun için döndük. Bir kaç güne gideceğiz zaten." dedim. Hava soğumaya başlamıştı, ellerimi cebime koydum ve Trog'a doğru döndüm.
"Hava soğudu, eve gitsem iyi olacak."dedim. Troy, hiç gökyüzüne bir kaç saniye sustuktan sonra gülümseyerek başını salladı.
" Evet, yine görüşürüz nasılsa. Kendine iyi bak o zaman. " dedi. Tamam dercesine başımı salladım ve eve doğru yürümeye başladım.
Etrafa bakınca fark etmeye başladım. Bu kasabada çok fazla anım olmuştu. İlk adımlarımı burada atmıştım. Burada gülüp burada ağlamıştım. İyi dostlar edinmiştim. İlk kez bu kasabada aşık olmuştum. İlk kayıplarımız burada yaşadım, ilk kez hayatın acı gerçekleri burada yüzüme vurdu. Nasıl unutur insan bunları? Bırakırken hiç kolay olmadı ama, hatırlarken de öyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evimde Bir Katil Var: CADILAR BAYRAMI
General FictionElinize bir kez kan bulaştı mı, bir daha kurtulamazsınız o lekeden. Çünkü kan lekesi, pas lekesini geçirmek kadar zordur. Tıpkı hamur gibidir, bir elinden kazımak istesen, diğer eline bulaşır o hamur. Çıkmaz bir türlü, bulaştıkça bulaşır ve yapış ya...