Merhaba herkese 🫶🏻Aslında uzun bir süre bölüm gelemeyecekti ama kısa da olsa kenarda durmasın okuyun istedim.
Benim için gerçekten hayatımın çok zor bir dönemini yaşıyorum. Üstesinden gelip atlatmaya ve ya alışmaya başladığımda buraya odaklanacağım.
Sorunun hikayeyle ilgili olmasını düşünmeniz beni üzüyor çünkü bununla ilgisi yok. Konu tamamen özel hayatımla ilgili.
Bölümün kısalığından dolayı üzgünüm. Bir sonraki bölüm ne zaman gelir bilmiyorum ama anlayışla karşılayacağınıza inanıyorum.
•
Elimi sızlatarak yakmaya başlayan bardağı sehpaya koyduktan sonra geri yaslandım.
-"Ya ben sizin mükemmel bir çift olacağınızı hayal ediyordum. Niye böyle sürekli aranız bozuluyor? Nazar mı?" Melin'in değişik tanımlarına yalnızca göz devirdim.
Kandemir beni eve bıraktığı andan yarım saat sonra gelmişlerdi. Afra ve Aycan da gelmişti.
-"Ben bu konuda tarafsız kalarak yorumumu yapmak istiyorum."
Afra'nın mantık çerçevesinde söyleyeceğini bildiğimden ona doğru yavaşça baktım. İç çekip elini çenesine dayadı ve koltuğa iyice yerleşti.
-"Bazı erkekler yanındaki kadın dikkat çeksin ister. Kendini göstersin ister. Buna diğer erkekler biraz gavatlık dese bile böyleleri var. Bazıları da sevdiği değer verdiği insanlara başkasının gözü değmesin ister. Ki bu da çok normal. Kandemir de böyle bir adam. Bunu baştan belli etti. Zaten onun kafa yapısına uymadığın için bu kadar inat etmiş bunu da biliyoruz. Kalbine yenilmesine rağmen sana huylarından bahsetti."
Başımı aşağı yukarı sallarken göğsüm de keskin bir ağrı baş gösterdi. Bütün dünya sırt çevirse sorun yokmuş ama Kandemir başını çevirse benim dünyam yıkılıyor gibiydi.
-"Seni bu şekilde kısıtlayarak sana tepki göstermesi eğer canını sıkıyorsa geç olmadan yollarınızı ayırmalısınız. Asma yüzünü. Bu şu an çok önemsiz gibi gelebilir ama inan bana aynı konu yüzünden sürekli tartışacaksınız. Sonuçta hala birbirinizi tanıma aşamasındasınız ve eğer kafa yapınız uyuşmuyorsa uzatmanın bir mantığı yok. Ne o seni üzsün ne de sen onu."
Yüz kaslarımdan itibaren bedenimde acı veren karıncalanma hissiyle yavaş yavaş ayağa kalktım.
-"Hayır...tabiki...yani olmaz." Havuza doğru ilerleyip iki elimle boynumu tuttum.
Düşüncesi bile yeterli nefes almama engel oldu.
-"Üzgünüm ama Afra haklı."dedi Melin.
-"Kandemir abi kendisi hakkında çok kişisel bilgiler paylaşmaz." Aycan'ın sesiyle dönüp baktım ve ellerimi bilinçsizce iki yanıma bıraktım.
Mutsuzluktan adeta çöktüm.
-"Ama şimdiye kadar İpek yengemin bulduğu çoğu gelin adayını sokakta gezenlerden ne farkı var diye dalga geçer ciddiye almazdı. Bence bu huyunu şuna bağlıyorum. Son yıllarda ajanstan dolayı çok fazla kadınla yüz yüze geldi. Hepsini az biraz biliyoruz. O öyle kalitesiz abartı çıplaklıktan çok nefret eder. Biz kuzenleri olarak bile giysek ters ters bakar yani hiç hoşlanmıyor. Kadınların kendini bedensel olarak öne çıkarma isteğinden hoşlanmadığını abimden duymuştum." Aycan'ın yeterli ve galiba son derece doğru olan açıklamasından sonra koltuğa kendimi bıraktım.
Sorun kıyafet değildi.
Korkum meydana çıkmıştı.
Ya gerçekten de birbirine uygun iki insan değilsek?