•Artık akrabalarımızın çoğu bahçeyi doldurduğunda ben odada bekliyordum. Çünkü dizlerim heyecandan titriyordu ve Kandemir gelmeden aşağıya inmek istemiyordum.
O da işinin biraz sürdüğünü söylemişti ve haliyle hazırlanıp gelme süresi uzamıştı.
Neyse ki düğün başlamadan oda görevlisi Kandemir'in lobide beklediği haberini verince çantamı alarak odadan çıktım. Hızlıca asansöre bindim ve giriş kata bastım.
Asansör olağandan daha hızlı indiğinde nefesimi tutmuş adım atmıştım. Gömleğine kadar siyaha bürünmüş adam iki eli cebinde göz kamaştırarak lobinin ortasında duruyordu.
Yakışıklılığı yine dillere destan hikayeler yazılacak kadar fazlaydı.
Adeta kutsal bir büyüsü var ve benim kalbim buna hiç dayanamıyor.
Omuzlarım güçsüzlükle düştü. Topuk sesime başını çeviren Kandemir ayaklarımdan yukarı doğru öyle ağır ağır süzdü ki bir an hiç bitmeyecek sandım.
Nefes nefese yanına vardığımda ağzım dilim kurumuştu. Böyle bir adam nasıl sevilmez ki?
-"Çıplak çıkmak için mi saatlerdir hazırlanıyorsun?" Başladık yine.
Yüzüm hemen düştü. Kararmış bakışları onu yakışıklı gösterdiği kadar korkutucu yapıyordu.
-"Düğün bu Kandemir. Özel günlerde bari bir şey söyleme."derken ellerim iki yanıma düşmüştü.
-"Özel günlerde bedenini sergilemen normal mi yani Arven? Düğün diye dışarıda kanı bozuk puştlar sana bakmayacak mı?!" Ellerini ceplerinden çıkartıp bana eğilmiş sessizce bağırmıştı.
Önünde iyice küçüldüm.
-"İnsanlar bakıyor."diye mırıldandım.Başını kaldırıp yan çevirdi ve güçlü bir nefes üfledi.
-"Neyle sınanıyorum ben acaba?" Ağzının içinde konuşarak elini saçlarının arasından geçirdi. Ardından soluk alarak elimi tuttu çekti ve kolunun iç kısmına yerleştirdi.-"Böyle yapacaksan gelme Kandemir."dedim direkt.
Elimi çekmek istesem de izin vermemişti.
-"Sana hoşlanmadığımı söylememe rağmen inadına yapar gibi bu şekilde giyinmen bana saygı duymadığını gösteriyor. Bence şu an düşünmen gereken tek şey bu Arven. Yine de yanında olacağıma dair söz söylediğim için buradayım. Şimdi sus ve dikkatimi dağıtmama izin ver aksi halde kalbini kıracağım."
Yüzüme yansıyan ifade ağlamaklıydı. Bütün olarak mutsuzluk bedenime yayılmıştı.
Haklıydı.
Sadece çok beğendiğim için giyinmek istemiştim.
-"Kandemir..-"
-"Düğüne odaklan." Sözümü kestiğinde konuşmamı istemediği aşikardı.
Sertçe yutkunarak yere baktım.
Bahçe kapısına geldiğimizde görevli garsonlar iki yana açıldı ve geçmemize izin verdiler. Bütün sosyete bahçede yer alırken bakışların büyük çoğunluğu bize döndü.
Daha farklı hayal etmiştim. Yüzümde büyüleyici bir gülümseme ile olacağımı düşünmüştüm.
Fakat şimdi içim parça parça olmuştu.
Bir anlık hevesime düşüp Kandemir'i geçiştireceğime inanmıştım. Kızmaması için türlü şebeklikler yaparım diye kendimi kandırmıştım. Ancak onun için bedenimi göstermemin ne ciddiyette olduğunu fark edememiştim.