bölüm17

47 4 3
                                    

Uyanmaya başladığım an, kafamın zonklamasını daha rahat hissettim.
Kafamın içinde bir uğultu vardı.
dinmesi için kafamı sağ ve sola hafifçe döndürdüm ama onun da bir faydası yoktu.

Aradan yarım saat geçince biraz olsun etrafı görmeye başladım.

Bu yine o depoydu.

Bir elimde kelepçe olduğu için diğer elim ile gözlerime dokunmaya çalıştım.
Gözlerim çok şişikti. Bazı yerlerinin morardığını hattâ kan içinde olduğunu hissettim.

Beni niye öldürmüyordu.
Neden eziyet edip tekrar buraya bağladı.

Onun gibi birini tanımak hayatımda ki en kötü olay oldu. Beni öldürmeye zamanı olmasına rağmen sadece eziyet ediyor ve beni mahvediyordu.

İşin garip tarafı ise ona karşı iki farklı duygum vardı.

Bi tarafım onu öldürmek istiyordu. Diğer tarafım ise onun gözlerine aşık olmuş gibiydi.

Kendime itiraf etmesi çok zor du ama
Onun gözleri bana her baktığında kalbim farklı atıyordu. Ona karşı niye böyle hissediyorum. Bilmiyorum fakat beni sadece gözleriyle mahvedebiliyordu...

Kapının gıcırtısını duyduğumda geldiğini anladım.

İçeri girip yanıma doğru gelmeye başladı.

Yattığım yatağın yanına oturup, elini göğsümün üstüne koydu.
Derin derin nefes alıp, gözlerime dikkatlice baktı.

baya bir süre öylece durdu. Sonra da dudaklarından benim kalbimi hızlandıran o sözcükler döküldü;
"Seni niye bu kadar seviyorum?"

O an onu duyduğumda gözlerimin büyüdüğünü hissettim.
Ona baktığımda ise hafifçe gülüyordu.

"Sorumu cevaplamadın!"diye sözlerine devam ettiğinde daha fazla dayanamayarak gözlerinden gözlerimi çektim.

O ise devam etti.

" Niye susuyorsun? Bana bir açıklama yap. Ne olursa olsun ama susma! Senin sesini duymayı seviyorum. "

"Beni sevdiğini söylüyorsun ama beni dövüyorsun. Sesini duymayı seviyorum diyosun ama bayılıncaya kadar eziyet ediyorsun... Bu sefer ben sana soruyorum;
Niye sevdiğin adamı öldürmek istiyorsun? "

Bir müddet sustu. Bulunduğumuz yer sessizleştikçe ben de öfkelenmeye başladım ve daha öfkeli bir ses tonumla
Konuşmaya devam ettim.

"Cevap veremeyeceksen bana da soru sorma Park Jimin sen hayatımda ki en adi heriflerden birisin. Biliyor musun?
Ayrıca korkaksın. Sadece bir korkak.."

Biran için elini kaldırdı. Vuracak sandım ama vurmadı. Sadece oturduğu yerden kalktı ve arkasını dönerek benden uzaklaştı. Tam kapının oraya varmıştı ki hiç olmayacak bişey oldu.

Birtten yere yığıldı.
Ona seslendim. Geri dönüş alamayınca bayıldığını anladım.
Sesini duymak için bir umut ona hep bağırdım fakat sesi gelmiyordu.

Yanına gitmek isterken kelepçenin olması beni öldürüyordu. Kelepçeyi sökmeye çalıştıkça da bileğim feci bir şekilde acıyordu.
Dışımdan ona söyleyemediğim sözleri söyleyip kendimi rahatlatmaya çalışıyordum;
Gözlerine aşık olduğum dünyanın en korkak ve en güzel adamı... Seni kaybetmek istemiyorum.



Evet yoongi'de delirdiğine göre nikahlarını kıyabiliriz avukat bey.
Biri akıllı biri deli olmazdı zaten.

TUTSAK[yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin