𝙏𝙝𝙧𝙚𝙚

270 29 61
                                    

Mᴇʀʜᴀʙᴀʟᴀʀ, ʙᴜ ʙᴏʟᴜᴍ ʙᴀʏᴀ ᴏɴᴇᴍʟɪ ᴏ ʏᴜ̈ᴢᴅᴇɴ sᴀᴋɪɪɪɴ ʜᴀ ᴏᴋᴜᴍᴀᴅᴀɴ ɢᴇᴄ̧ᴍᴇʏɪɴ;)

♡︎

Genç adam çıkar çıkmaz arabasının ufak tabletine konumu yazdı, navigasyon onu yönlendirmeye başladığında hızlıca varmaya çalıştı. Hız sınırını çokca aşıyordu ve bir polis görse gerçekten ceza yiyebilirdi, ancak ara sokaklardan gittiğinden dolayı rahattı içi.

Her bir sokağı geride bırakdıkça oda korkularını geride bırakmaya çalışıyordu, ya da çalışmıyordu. Çünkü gaza basan ayağından, direksiyonu kavrayan uzun parmaklarına kadar hala tir tir titriyordu. Sürekli aklında Minho'ya çıkmadan söylediği sözler geliyordu, gerçekten bu yoldan bir suçlu olarak mı çıkacaktı? Yoksa bildiğimiz bütün Kore'nin tanıdığı meşhur Hwang Hyunjin olarak mı? Tamam belki bunlardan birini bekliyordu, fakat kendisi ne bilecekti aptal bir aşığa dönüşeceğini...

Navigasyondan gelen robotik ses ile artık vardığını anladı genç adam, iç çekti. Geldiği yer ile az da olsa şaşırmıştı, çünkü o, daha çok bir bar veya herhangi pis işlerin yapıldığı bir yer bekliyordu. Şuan bulunduğu yerse, sessiz sakin bir malikanenin önüydü. Yavaşça elindeki dosyaların herhangi birini açtı, gördüğü yüz gerçekten ne bir ajan gibiydi ne de pis işlerle uğraşan biri gibi değildi. Gayet samimi bir gülümseme sunmuştu fotoğrafında, sarı perçemleri önde, geri kalanları ise arkaya taramıştı. Pamuk gibi görünen saçları, herkeste bir dokunma ihtiyacı hissettiriyordu. Yaşıda görünüşüne göre gerçekten fazlaydı, her ne kadar ideal yaşında olsada görünüşü on yedi yaşlarında bir liseliyi andırıyordu. Diğer sayfaya geçtiğinde, bulaştığı işlerden başarılı olduğu işlere kadar yazıyordu.

Sonunda Hyunjin okumayı bitirdiğinde, eve doğru ilerledi. İki güvenlik durdurana kadar.

"Buyrun kime bakmıştınız?" dediği kadın olan, genç adam gülümseyip konuştu.

"Lee Yongbok Felix, burada mı?"

"Evet içeride kendisi, fakat önemli misafirleri var ve rahatsız edilmek istemeyebilir. Biz bir soralım ona göre size haberi iletiriz" gayet kibarca söylediğinde Hyunjin memnun olmuş gibi kafasını salladı.

Hay hay, ancak" deyip bir adım attı kadın güvenliğe doğru, siyah saçlarının bir tutamını aldı kadının. Biraz kıvırıp oynadıktan sonra arkaya attı tutamı, "Ancak ister istesin, ister istemesin rahatsız edilmek, ben her türlü gireceğim buraya" kömür saçlı güvenlik hala genç adamın oyandığı saçına bakıyor manipüle olmuş gibi cevap vermiyordu, bunun üzerine diğer güvenlik konuştu.

"Hangi gerekçeyle?"

"Efendim?" dedi alayla kaşlarını kaldırarak Hyunjin.

"Diyorum ki, hangi gerekçeyle buraya girebileceksiniz?" bu sefer bırnuyla güler gibi sesler çıkarıp erkek güvenliğe doğru yürüdü, güvenlik ürkmüş olacak ki hafifçe geri çekilmiş kafasını eğmişti.

"Sa.na.ne?" bu sefer cevap gelmeyince ufakça kahkaha attı Hyunjin, sonra geri çekildi. Lakin, kapının sertçe açılıp çıkan kişinin tanıdık olması asla ve katiyen beklenmeyen bişiydi. Önlerinde eğilen güvenliklerle şaşkınca bakıyordu uzun adam.

"Felix Bey, bu beyefendi sizinle görüşmek istiyormuş" demek bu Felix'di diye düşündü Hyunjin, ancak kesinlikle dosyadaki fotoğrafla alakası yoktu. Saçları o kadar koyu bir renkti ki, siyah bile açık kalırdı. Fiziği, kesinlikle herkesin aradığı türdendi. Göz makyajı, gerçekten asaletine asalet katıyordu. Ancak bu kadar kısa olmasını beklemiyordu uzun olan, aslında sadece kendisi uzun olduğu için öyle geliyordu.

"Bağırtılarınız içeri kadar geliyor, bu beyefendiye önemli misafirlerimin olduğunu söylemediniz mi?!" iki güvenlikte başlarını daha da eğmiş, kömür saçlı olan elleriyle oynamaya başlamıştı. Boğazını temizleyip dik bir şekilde konuştu uzun olan.

"Emin olun, o içerideki konuklarınızdan daha da önemliyim" karşıdındaki beden güldü sessizce, korkunç bakışlarını atmaya başladı Hyunjin'e.

"Pekala o zaman, içeridekiler neredeyse gitmek üzere. İçeri geçelim" Hyunjin önden ilerledi, şaşkınlığını gizleyemedi bu sefer. Hiçte dışarısı gibi değildi burası, bembeyaz camla kaplı evin içi, koyu renklerin hakim olduğu tam salonun ortasında bir bilardo masasının bulunduğu, garip planı olan bir evdi. Hyunjin içeri girip misafirlere bir selam verdi, sonrasında keyifle kendisini attı L koltuğa.

"Efendim, dediğim gibi siz teklifimi bir düşünün sonrasında numaram var zaten sizde, arar veya mesaj atarsınız" dedi kısa olan çocuk, diğer misafirlerle el sıkışıp yolcu etti onlatı sonrasında, Hyunjin'in tam karşısına oturup noydan boya biraz süzdü. Sırıtıp sorgulayıcı bakışlar attı"

"Neymiş bakalım bu ortaklarım olacak insanları kovabilecek kadar"

"Bakın Bay Lee ben, belki adımı durmuşsunuzdur. Avukat Hwang Hyunjin, ancak daha bu sabah istifa mektubumu ilettim"

"Pekala, banane bundan?"

"Lafımı bölmesseniz anlardınız, herneyse. Buraya tam olarak yedi yıl önce öldürülen kız kardeşim, Hwang Yeji için geldim. Katili zamanında hiç bulunamadı, adınızı bir arkadaşımdan aldım Lee Minho, arkadaşmışsınız sanırım. Bu davada,-ki eğer çözerim derseniz- sizinle birlikte olacağım. Eğer kabul eder, ve bu vakayı çözerseniz size yüklü bir miktar para teklifi sunacağım. Kabul ediyormusunuz?"

Bᴜʀᴅᴀ ᴋᴇsᴍᴇᴍᴇᴍ ɢᴇʀᴇᴋɪʀᴅɪ ᴀᴍᴀ ʏᴀᴘᴄ̧ᴀᴋ ʙɪşɪ ʏᴏᴋ, ᴏʟᴀʏ ᴀᴋɪşɪɴᴀ ɢᴏ̈ʀᴇ ʙᴏʏʟᴇ ᴏʟᴍᴀʟɪʏᴅɪ, ɢᴏʀᴜsᴜʀᴜᴢ!

𝘼𝙜𝙚𝙣𝙩ʰʸᵘⁿˡⁱˣ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin