𝙏𝙝𝙚 𝙀𝙣𝙙

152 10 56
                                    

Mᴇʀʜᴀʙᴀᴀ! Eᴠᴇᴛ ᴇᴠᴇᴛ ʙᴜ sᴏɴ ʙᴏʟᴜᴍᴍ
Gᴇʀᴄ̧ᴇᴋᴛᴇɴ ʏᴀᴢᴍᴀᴋ ɪᴄ̧ɪɴ sᴀʙɪʀsɪᴢʟᴀɴɪʏᴏʀᴅᴜᴍ ʜᴇᴘ, ᴠᴇᴇ şɪᴍᴅɪ ʏᴀᴢɪʏᴏʀᴜᴍ ᴀɢ̆ᴀɢ̆ᴀɢ̆ᴀ
Hᴀᴅɪ ᴏᴋᴜᴍᴀʏᴀᴀ!

♡︎

6 Months Later

Sabırsızlıkla yataktan fırlayan beden, koşa koşa saate baktı. Neyseki gecikmemişlerdi, sonra gözlerini yatakta uyuyan sevgilisine çevirdi öpmek için can attı ama yapacak daha güzel işleri vardı.

Olanların üzerinden altı ay geçmesine rağmen, ikiside değişmemişti. Birbirlerine olan bakışları, cümleleri herşey aynı idi. Ve bu sabah onlar ve benim değerli okuyucularım için büyük gündü, bugün evleniyorlardı.

Yüzüne çarptığı suyla ayılmıştı Felix, yüzüne birkaç bakım malzemesi uyguladıktan sonra arkasını dönüp kahvaltı hazırlamaya gidecekken onu durduran sevgilisiydi. Hyunjin eskiye göre çok daha iyileşmiş, mutlu görünüyordu. Önünde duran bedenin belini sıkıca sarıp arkasındaki lavaboya yaslamıştı, Felix sırıtıyordu. Dudaklarına tüy kadar bir hafif öpücük bıraktıklan sonra alınlarını yasladı büyük olan. "Benim bebeğim napıyormuş ha?" küçük okan bu tabiri seviyordu, ellerini Hyunjin'in boynunda birleştirip gözlerinin içine bakarak konuştu.

"Sen ne zaman uyandın ya?" bu dediğine büyük olan kıkırdayıp biraz daha yaklaştı küçüğüne, Felix, belinin değdiği soğuk mermerle irkildi. "Hyunjin" dedi, sanki dahasını istiyor gibi, ancak bunun şuan olamayacağını biliyordu büyüğü.

"Hayır sevgilim şuan olmaz" küçük olan yapma bir üzüntü takınıp dudaklarımı büzdü, Hyunjin tavırlarına deli olsada karşı koyabiliyordu. Elini kavrayıp yavaşça çekti küçüğünü. "Hadi gel bebeğim, kahvaltı hazırlayalım bugün çok işimiz var!"

Hızlı hızlı aşağı inip ne yapacaklarını konuşmuşlardı, neredeyse bir sürü davetli vardı ve salon'un yetmesini umuyorlardı. Kahvaltıyı yarım yamalak hazırladıktan sonra, heyecanla oturuvermişlerdi. "Hyunjin"

"Efendim hayatım"

"Sadece... Bişey söylemek istiyorum, sadece bilmeni istediğimden"

"Söyle" dedikten sonra büyüğü yediği çubukları bırakmış tamamen Felix'e odaklanmıştı.

"Seni ilk gördüğümde oldukça etkilenmiştim doğrusu, sana bir adım atmaya korktum çünkü.. Diğer müşterilerimin hiç biriyle aramda duygusal bir bağ kurmam, benimle iş dışı hayatımda birlikte olmayı teklif eden çok kişi olmuştu. Sana, sana aşık olduğumu söyleseydim benden uzaklaşacağını düşündüm. Ya da sen kafanda yalnızca bir ajan imajı oluşturmuşsundur diye, seni bir daha göremeyeceğimden korkmuştum. Eğer, o zamanlar sana kaba veya sert davrandıysam, üzgünüm" sonlara doğru hafifçe kısılan küçüğünün sesiyle, buruk bir gülümseme yerleştirdi yüzüne Hyunjin. Onun için bu anlattıkları önemsizdi, ancak küçüğünün buna takıp kendisine anlatma zorunluluğunu komik bulmuştu.

"Felix, sen hayatımda gördüğüm en mükemmel varlıksın" dedikten sonra hafiften aşağı eğilen kafasını kaldırdı küçük olan. Her zaman baktığı gibi parlak gözlerle bakmaya başlamıştı, ve bu Hyunjin'in asla karşı koyamayacağı bir bakıştı. "Bana öyle bakma, Lee Yongbok Felix"

𝘼𝙜𝙚𝙣𝙩ʰʸᵘⁿˡⁱˣ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin