Bol bol yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın melodilerim 🎼
of Verano - Breathe
17.Bölüm: GERÇEKLER
Ejder benim yeni tanıdığım bir adamdı, yani birkaç ay olmuştu ama yeniydi işte. Peki yeni tanıştığım adamın başına bir silah dayanmış olması benim nefesimi neden boğuluyormuşçasına kesmişti?
Sanki birkaç aydır tanıdığım bir adam değil de, sanki yıllardır yanında olduğum ve çok sevdiğim biriymiş gibi boşluğa düşürmüştü bu his beni.
Ejder'in başında bir silah vardı, başına namlu yaslanmıştı ve Ejder yerde dizleri üstünde eli başının üstünde duruyordu.
O kadar şaşırdım ki bir an hiçbir tepki vermedim.
Gözleri 'Kaç' diye bağırırken ben hareket bile edemedim. Onu bırakamazdım.
Silahı tutan adamın bakışları bana yöneldi. Ejder bu andan faydalandı. "Eğil!" diye bağırdığı an hızla kendimi yere attım.
Hızla yerinden doğrulup adamın silah tutan koluna sertçe vurdu. Adam tam karşılık verecekken yüzüne sert bir yumruk, kasıklarına da aynı sertlikte bir tekme attı.
Adam hızla yerinden doğrulduğunda elindeki silahı bana doğru düşmüştü.
Adam da Ejder'e karşılık vermeye başladı ve koridorun ilerisinde daha fazla geldiklerini gördüm.
Silahı elime alıp, emniyetini indirdim. Ancak şükür ki kullanmama gerek kalmadan Ejder sert bir tekme daha atarak adamın geri sendelemesini sağladı.
"Anahtarları al!" dediğinde hızla portmantonun üzerinde duran arabanın anahtarlarını aldım.
Aynı anda elimden tutup, evin kapısını çekti ve kendisiyle birlikte merdivenlerden çıkarmaya başladı.
Peşimizden geliyorlardı.
Üç kat çıktıktan sonra koridorda koşarken kısa da olsa görüş alanlarından çıkmıştık. Yangın merdivenlerinin olduğu kapıyı açtı, birlikte içeri girdiğimizde kapıyı kapattı.
Az önce çıktığımız katları hızla inerken kalbim hızla çarpıyordu. Otopark katına indiğimizde ses yoktu ve görünürde kimse de yoktu. Arabaya ulaştığımızda Ejder sürücü kapısını açtı ve bakışlarını bana çevirdi.
"Şimdi hemen gidiyorsun, olabildiğince uzaklaş ve takip edilmediğinden emin ol. Ben seni bulurum." dedi koyu gözleri üzerimde gezinirken.
"Ne? Neden?"
"Bilgisayarımı ya da telefonumu alırlarsa çok şey öğrenirler. Onlara vakit bırakmamam gerek." dedi ve bunu söylerken kendinden çok emindi.
"Kalabalıklar, sana zarar verirler. Canından daha önemli değil!" Kaç kişi oldukları belli bile değildi, bu sadece delilikti.
"Melodi, dediğimi yap."
"Silahı al bari." dedim silahı göğsüne bastırarak.
"Hayır, sende kalsın." dedi eli göğsündeki elimin üstüne giderken.
"Ben birini vuramam zaten al şunu." dedim ve göğsüne biraz daha bastırdım. "Gitmesen olmaz mı?" dedim kısılan sesimle. "Seni de alırlar sonra." O da elimi daha sıkı tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NÖROSA
Science FictionBilinmezliklerle dolu bu girdabın içinde neler bulacağımı bilmiyordum. Tek bir hedefim vardı, o da sevgilimi kurtarmaktı. Ancak karşımdaki adamın tehlikeyle parlayan koyu gözlerinin tüm hayatımı ne kadar değiştireceğini henüz bilmiyordum. Bana Nör...