11🎈29 Nisan

2.6K 240 25
                                    

hazar ve kasları

hazar ve kasları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

11| 29 Nisan

Reyhan Hanım: Bugün şirkete gitmeyeceksiniz Hazar Bey. Saat 11.00'da giriş katta hazır bekleyin.

Hazar: neden gitmiyorum

eymen bey hasta mı|

eymen beye bişey mi oldu|

bir sorun mu var

Reyhan Hanım: Hayır. Daha sonra bilgi vereceğim.

.

Kravatımı sıkılaştırıp aşağıya indim. Etrafta kimse yoktu her zamankinin aksine. Mutfaktan çıkan yardımcı kızlardan biri olan İrem'i görünce kolundan hafifçe tutup durdurdum. "İrem, herkes nerede?" dedim.

Kız yeşil gözlerini kırpıştırıp bana şaşkın şaşkın baktı "Uyuyorlardır herhalde. Birazdan kalkmaya başlarlar." dedi.

Şaşırma sırası bendeydi. "Neden ki, saat 11?"

"E bugün 29 Nisan Hazar abi, ay hadi çekil sofra hazırlıyorum oyalama beni." Cevap vermeme izin vermeden apar topar yanımdan ayrılan kızın öylece arkasından bakakalmıştım.

Kapının önünde gördüğüm Reyhan'ın yanına ilerledim. "Günaydın Hazar Bey." dedi elindeki tabletten bir şeyler yaparken.

"Günaydın. Neden bugün şirkete gitmedik?"

Tableti kapatıp "Bugün Eymen Bey'in şirket dışında işleri var. Ona eşlik edeceksiniz." dedi.

O önden arabaya doğru ilerlerken bende peşinden gittim. "Ne işi var?"

Reyhan saçını kulağının arkasına sıkıştırıp "Meraklı çocuklar gibisiniz Hazar Bey..." dedi kendini gülmemek için tutmaya çalışarak "...gittiğinizde öğrenirsiniz. Arabaya geçin siz, gelir şimdi Eymen Bey'de."

Arka koltuğa oturduğum sırada Bahri'ye bir kağıt verip geri malikaneye döndü. "Nereye gidiyoruz Bahri?"

Aynadan bana bakıp "Bilmiyorum ki, ilk defa gideceğiz buraya." dedi.

Oflayarak beklerken kısa bir süre sonra Eymen'de gelmişti. Reyhan arabaya binmeyince şaşırsam da belli etmeden önüme baktım. Eymen'le dün geceden sonra ilk defa görüşüyorduk. Benim kadar onun da utandığını biliyordum. Dünkü saçmalık benim odadan koşar adım çıkmamla son bulmuştu. Allah'tan havlu tamamen açılmamıştı yoksa utançtan evden kaçabilirdim.

Uzun bir süre sonra araba durduğunda Eymen hiçbir şey söylemeden inmişti. Peşinden bende inip hızlı adımlarla ona yetişmeye çalıştım. Büyük demir bir kapının önünde durunca anlamıştım nereye geldiğimizi.

Burası mezarlıktı.

Açılan kapıyla hızlı adımlarla ilerledi. Yerini iyi bildiği mezarlığa doğru ilerledi. İki tane yan yana duran mezarlığın önüne gelince adımlarını durdurdu. Mezar taşlarının üzerindeki isimlere baktım, Erhan Kandemir ve Eslem Kandemir. Bahri'nin getirdiği su dolu şişeyle iki mezarını da suladı. Sessizce ortalarına geçip tahminimce dua okudu. Bahri geri gittiği için yalnız kalmamızın beni germesi lazımdı ama şu an Eymen adına kendimi o kadar kötü hissediyordum ki hiç gerilmemiştim.

Arkasını dönüp eğik başını kaldırmadan "Gidebiliriz." dedi.

Demesine rağmen gitmek için bir hamle yapmamıştı. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi kapatıp "İyi misiniz Eymen Bey?" dedim.

Yüzünü iyice benden kaçırıp "İyiyim." dedi. Değildi, sesi titremişti.

Hiç düşünmeden "Size bunları söylemek bana düşmez biliyorum ama bende ailemi kaybettim, acınızı anlayabiliyorum. Siz her zaman hep kendinizi güçlü tutmaya zorluyorsunuz. Sürekli sabit bakışlar, hiç değişmeyen yüz ifadesi, otoriter duruş... Şu an canınız yanıyor ve belli etmemek için çabalıyorsunuz. Diğer insanların gözünde katı bir adam imajı çizmek istemiş olabilirsiniz ama benim yanımdayken öyle olmanıza gerek yok. Ya da en azından ailenizi ziyarete geldiğinizde rahat olun, siz olun... sadece... ağlayabilirsiniz, sorun yok." dedim fısıldar gibi.

Bunları dememi bekliyormuş gibi kendini serbest bıraktı. Dudaklarından çıkan hıçkırığı duyunca arkama döndüm. Ona bakmıyordum, rahat rahat ağlayabilirdi.

Birkaç dakika sessizce ağladıktan sonra burnunu çekip ayağa kalktığını duydum. Yanıma gelip omzuma dokundu. "Teşekkür ederim." diye fısıldayıp yüzüme bile bakmadan önüme geçip ilerlemeye devam etti.

Yanımdan geçtiği sırada kısa bir an da olsa kızarmış burnunu ve dudaklarını görebilmiştim. Bir an, sadece bir arkasından sarılmak istedim. Geçti, buradayım demek istedim. Diyemedim. Çünkü ben onun için sadece bir çalışandım.

Bir an olsun, sadece bir an önümde arkası dönük bekleyen adama sarılmak istedim. Sırtına başımı yaslayıp ağlamak istedim. Teşekkür ederim, iyi ki buradasın demek istemedim. Diyemedim. Çünkü ben onun için sadece bir patrondum.

.

şimdi şöyle ki olayları bir anda ilerletmek benim tarzım değil az çok diğer kitaplardan biliyosunuzdur
ağırdan alıp aralarındaki ilişki derinleştikten sonra karakterlerim sevgili oluyolar o yüzden benden bir an önce smut kiss falan beklemeyin önceliğim birbirlerini tanımaları aralarında güven ilişkisi oluşması gibi şeyler
dediğim gibi kitap çok uzun olmicak o yüzden kısa sürede smutta kissde gelicek ama uyarımı yapmak istedim

ha eğer derseniz ben kiss istiyorum smut istiyorum sizi aurora ve lost on you kitaplarıma yönlendirebilirim şimdilik :)

ama smut olmayan bi kurgu isteyen olursa heather ve epiphany diyorumm

Say Yes To Me | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin