22🎈Piknik

2.6K 210 11
                                    

dünyanın en sacma ve gereksiz bölümü ama eymenin insan icine karısmasını hazarın ailesiyle tanısmasını falan görelim istedim

dünyanın en sacma ve gereksiz bölümü ama eymenin insan icine karısmasını hazarın ailesiyle tanısmasını falan görelim istedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hazar malikanenin havuzunda

22| Piknik

"Miraç sen mangaldan ne anlarsın? Bırak Hazar abim halletsin." diyordu Gürcan ama Miraç kendini kardeşime kanıtlamak istediği için mangalın başından kalkmıyordu. Tabi bana hava hoştu. Bu sıcağın altında bir de mangal dumanına maruz kalmak istemiyordum. Üstelik Eymen'i kardeşlerimle yalnız bırakamazdım, gerilebilirdi.

Ah şey... Bugün izin günümdü. Çocuklar piknik yapmak istiyorlardı ve ben Eymen'i de beraberimde getirmiştim. Gürcan ve Miraç aramızdakileri bildikleri için Eymen'i iyi karşılamış sohbet etmişlerdi. Ama diğerleri onu sadece iş arkadaşım sanıyorlardı. Mehmet masanın köşesinde telefonuyla ilgilenirken Hale nereden bulduğunu bilmediğim şekerini yiyordu. Halide Eymen'in yanına oturmuş, sevgilimi göz hapsine almıştı. Bende o sırada hem Miraç'la Gürcan'a göz kulak oluyor hem de masada konu açmaya çalışıyordum.

"Yeni okulunuz, ilk haftanız nasıldı bebeğim?" dedim Halide'ye.

Burnunu kaşırken "Benim için diğer okul günlerinden bir farkı yoktu. Ama Gürcan abim için güzel geçmiş galiba. Birkaç kulübe katıldığını ve ilk haftadan arkadaş edindiğini söylemişti." dedi. "Gerçi Miraç abi şimdiden kıskançlık yapmaya başladığı için artık Gürcan abimin okuldan bahsedeceğini sanmıyorum."

Hale hariç hepimiz Halide'nin Gürcan ve Miraç'ın arasındakileri anlamış olmasının şokunu yaşarken Mehmet boğazını temizleyip "Hale gidip Miraç abiyi rahatsız etsene abicim." dedi yanındaki kıza.

Hale sinsi gülüşüyle kalkıp mangalın başındaki ikiliye ilerlerken Eymen'le ikimiz Halide'yle sohbete dalmıştık. Şaşırtıcı bir şekilde her zaman sessiz olan Halide, Eymen'le çok iyi anlaşmış ve sürekli bir şeylerden bahsedip mantıklı mantıklı konuşmuştu.

Miraç'ın getirdiği etlerle yemeğe başlamış günü çaylar eşliğinde sohbet ederek ilerletmiştik. İkizler diğer ailelerin çocuklarıyla oyun oynamak için masadan kalktıklarında -Hale Halide'yi zorla götürmüştü- bizde Gürcan'ın üniversitesinden bahsetmeye başlamıştık.

Ve Miraç gerçekten kıskançlık yapıyordu.

"Ee..." dedi Gürcan Eymen'le ikimize bakarak "...siz ne zamandır berabersiniz?" 

Üçümüzün de gözleri masanın ucundaki telefonuyla ilgilenen Mehmet'e gitmişti. Ama Mehmet başını telefonundan kaldırmadan "Yakında 15 yaşına gireceğim ve salak değilim." demişti. Anlayacağını zaten tahmin ediyordum sadece bu kadar çabuk olmasını beklememiştim.

"2 hafta oldu." dedi Eymen gülümseyerek.

Onun gülümsediğini görünce otomatik olarak benim dudaklarımda kıvrılmıştı. Miraç'ın ilişkimiz hakkında sorduğu sorulara yanıt vererek geçen dakikaların ardından hava yavaştan kararmaya başladığı için kalkmaya karar vermiştik.

Eşyalar toparlanırken her zamankinden sessiz duran Mehmet'in yanına oturdum. "Bir sorun mu var abicim?"

Birkaç saniye yüzüme bakıp oyununa geri döndü. "Hayır. Konuşmak istemiyorum." dedi.

Sırtını sıvazlayıp "İstediğinde anlatabilirsin." dedim ve yanından kalktım.

Sofrayı toplayan Eymen'e yardım etmeye başladım. "Ne dedi?" diye sorduğunda ofladım.

"Hiçbir şey. Bir derdi var ama öğrenemedim. Yeni okula başladı ve her an bir sorun çıkarabilir diye endişeleniyorum." dedim.

Eymen reçel dolu kaseyi sepete bırakıp "İstersen bir de ben şansımı deneyebilirim." dedi.

"Sanmıyorum ama dene bakalım."

Eymen ve Mehmet'i yalnız bırakıp oyun oynayan ikizleri çağırmak için uzaklaştım. Halide bir ağacın altında oturmuş kitabını okuyorken Hale diğer çocuklarla top oynuyordu. İkisinin de ellerinden tutup masamıza geri götürdüğümde Eymen'le Mehmet'i gülüşürken görmeyi kesinlikle beklemiyordum. İkisi de dünyanın en ketum insanlarıydı ve beraber gülüyorlardı. Cidden beklenmedik bir manzaraydı.

Eşyalarımızla arabaya yürürken Eymen'e "Nasıl başardın?" diye sordum.

"Bazen yakınlarımızla konuşamayız. Bir yabancıya ihtiyacımız olur. Sadece o yabancı olma görevini yerine getirdim." diye mırıldandı. Hemen ardından gülümseyip "Sanırım Mehmet'te artık aşk işlerine atılıyor." dedi.

"Kardeşlerimle bir günde benden iyi anlaşman... Bunu eve dönünce konuşacağız Eymen Kandemir." dedim sahte bir kızgınlıkla.

Oyunuma ayak uydurup bir suçluymuş gibi gözlerini kaçırdı "Nasıl isterseniz Hazar Bey."

.

happy pride bitches😌

Say Yes To Me | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin