12: SAKLAMBAÇ

7.4K 573 332
                                    

Başlamadan önce ufacık bir duyurum olacak. Normalde hikayeyi Cumartesi ve Salı olacak şekilde haftada iki gün paylaşıyordum. Ancak şu an hikayenin akışı olarak istediğim kıvama geldiğim için, biraz daha sindire sindire ilerlemek istiyorum. Bu yüzden sadece haftada bir gün, yani Cumartesi akşamları paylaşmaya karar verdim. Şimdiden iyi okumalar dilerim!

Uzun zamandır ilk kez mutluydum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun zamandır ilk kez mutluydum. Yıllar sonra ilk kez bu kadar yalın duygular tadıyordum. Günlerdir beni kaygılara boğan ihtimallerin attığım bir imzayla tüm gücünü yitirmiş olması, omuzlarımdaki yükü de azaltmıştı. Başarmıştım, artık içerdeydim.          

Usulca arkama yaslandım. Odayı dolduran sessizlik, altımda ezilen koltuğun gürültüsüyle gölgelendi. Önce attığım imzaya, ardından bana baktı. Okuma gereksinimi duymadan hızlıca imzalamış olmam onu şaşırtmıştı belli ki ancak bir şey söylememeyi tercih etti. Suratındaki endişeleri savuşturarak, silkelendi. Duygularını gereğinden fazla dışavurduğunu fark etmişti sanki; çünkü birden ketumlaşmıştı.

Sözleşmeyi geri alarak arkadaki kitaplıkta duran mavi kapaklı bir dosyaya uzandı. "Öyleyse aramıza hoş geldin," Sözleşmeyi dosyanın içine yerleştirirken bana kısa bir bakış fırlatmıştı. Az önceki kaygılarından eser yoktu. "Eminim ki kızlar bu habere çok sevinecek. Ayrıca onca vukuatına rağmen kalabilmene şaşıracaklar," Hızla kaşlarını kaldırıp indirdi, dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Tıpkı benim gibi."

Hafifçe doğruldum, şaşırmıştım. "Bu sonucu sizin belirlediğinizi sanıyordum."

Tüm dürüstlüğüyle, "Ben belirlemiş olsam, kalmazdın Demre," dedi. Dosyayı kapatıp yerine koyarken, imalı bir şekilde güldü. "Yanlış anlama beni, seninle hiçbir sorunum yok. Ama hâlâ yeni bir çalışana ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Seni işe alan zaten Tan Bey'in kendisiydi, aynı şekilde kalmanı isteyen de o. Bu yüzden bana laf düşmez."

Hissettiğim şaşkınlık suratıma da yansıdı; duygularıma açıkça tanık olmasına rağmen görmezden geldi. Çünkü zaten bu durumun kendisini de şaşırttığı belliydi. Ancak üzerinde daha fazla konuşmadı. "Artık bizimle çalışmaya başladığına göre, bazı uyarılarda bulunmak istiyorum," Ellerini masaya yasladı, dosdoğru suratıma baktı. "Sabah sen de gördün, buranın bir günü bir gününü tutmaz. Her gün başka bir zorlukla karşılaşırsın, kimi zaman da hem fiziksel hem sözsel hırpalanırsın," Duydukları kendisini de rahatsız etmiş gibi duraksadı. Bir süre uzaklara daldıktan sonra tekrar bana döndü. "Ama ne yaşarsan yaşa, önceliğin hep bana anlatmak olsun. Eğer her sıkıntıda böyle başını alıp gidersen seni kimseye karşı savunamam, Demre."

"Özür dilerim, Meral Hanım," dedim, mahcup bir edayla. "Sorumsuzca davrandım. Her şey çok üst üste gelmişti bu yüzden biraz hava almak istedim. Ama bir daha böyle bir şey olmayacak, söz veriyorum."

AZALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin