23: YERALTINDA GÜNEŞİ ARAYANLAR

7.7K 535 773
                                    


Selamm ❤️‍🔥 Azalanlar'ın ikinci kitabına hoş geldiniiz! O kadaar heyecanlıyım ki elim titriyor şu an saçma bir şekilde 🫠 Bölüme geçmeden önce size bir teşekkürü borç bilirim. En son bölüm yüklediğimde sadece 2 bin küsür civarı okunmam varken şu anda neredeyse 50 bin olduu 😭😭😭 Çok duygusalım şu an hüngür foşurt ağlıycam ha 😭 Biiir sürüü mesaj ve yorum geldi hepsi birbirinden tatlıydı çok ama çok teşekkür ederim herkese 🥺🤍✨

Lafı çok uzatmayayım ben. Bu bölümde sizi Merih'in hayatına dahil ediyorum. Demre tımarhanesinde mışıl mışıl uyuyor 🫶🏻 Ne haltlar çeviriyorsun bakalım bipolar Merih bizden saklayamazsın 🔪

 Demre tımarhanesinde mışıl mışıl uyuyor 🫶🏻 Ne haltlar çeviriyorsun bakalım bipolar Merih bizden saklayamazsın 🔪

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


MERİH KARAHAN

6 Yıl Önce, 21 Kasım 2016

Basmane, İzmir

Her avın eti yenmezdi; ama bu avlanmasına mâni de olmazdı.

Gecenin sonunda bu sözlerle teselli edilecek, sökülen vicdanımı bu telkinlerle dikecektim.

Şehrin tüm kirini yansıtan kaldırım kenarındaki birikintinin üstünden geçerken, aceleyle önümden yürüyen karartıların peşindeydim. Dehlizi andıran dar bir sokağa girmiştik. Duvar misali yükselen ihtiyar binaların arasındaydık. Derme çatma bir motelin tabelasında yanıp sönen kırmızı neon yazı karanlığın içindeki tek renkti.

Sokak lambalarının ısrarcı çabalarına rağmen, kaldırımlara devrilen üç siyah gölgeden ibarettik.

Duvara sokularak yağmur suyunu damlatan çatı oluğunun altına sindi; cebinden çıkardığı siyah eldivenleri eline geçiriyordu. Başını yavaşça arkaya atarak bizimle göz teması kurdu. Siyah ceketinin omuzlarında ufak damlalar birikmişti; parlıyorlardı. Tek kulağından sarkan siyah maske, esintilerin altında sallanıyordu.

"Eldivenler ve maskeler. Hiçbir kusur istemiyorum." dedi, çabasız bir buyrukla. Tıpkı erlerine emir veren bir komutan gibiydi. Maskesini taktıktan sonra etrafı tarayan kara gözleri önce onun suratına dokundu, ardından bana kaydı. Zihninden her ne geçtiyse, gözlerinin bende daha fazla oyalanmasına neden olmuştu.

Eldivenli eliyle bileğindeki saati açığa çıkardı. Duruşu kaskatıydı; her an ileriye atılmaya hazır ve tetikteydi. "On dört dakika kırk saniye. On beşinci dakikada kavşağa yürüyor olacağız."

Onaylanma kaygısı gütmeden sertçe saatinin düğmesini ezdi ve tiz bir bipleme sesinin yürekleri inletmesine neden oldu.

Çevik bir atakla sindiği kuytudan çıkarak, iki binanın arasına gizlenmiş olan yangın merdivenine doğru koştu; bizi de peşinden sürükledi. Alınan her nefesle birlikte tükenen bir geri sayımın içine girmiştik. Sanki biz yaklaşmaya çalıştıkça zaman bizden uzaklaşıyordu.

AZALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin