25: NE KADAR DERİN, O KADAR KOYU

6.9K 505 904
                                    

Herkese selamm 🫶🏻 Yeni yıla girmemize çok az kaldııı, hepinize mutlu ve sağlıklı bir yıl diliyoruum umarım her şey istediğiniz gibi oluur sevgili okurlarım 🥹🖤✨ Hayallerinizi gerçekleştirmek için ne yapmanız gerekiyorsa yapın!! Yapın yapın ben arkanızdayım!!! 🤝

Neyse lafı uzatmayayım ben, oylarınızı ve yorumlarınızı merakla bekliyorum 🥹🤍✨

Neyse lafı uzatmayayım ben, oylarınızı ve yorumlarınızı merakla bekliyorum 🥹🤍✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Günler geçtikçe her şey daha da ızdıraplı olmaya başladı. Zar zor içine geri itildiğim hayat, soluduğum her nefesin acısını benden çıkarmaya ant içmiş gibiydi. Sanki artık yaşamın içinde bana yer yoktu.

Konakta gözümü açtığım üçüncü günün sabahı, aralarından en sarsıcı olanıydı. Henüz tan ağarmamışken bunalarak uyanmış, evdeki sessizliği ürkütüp de kaçırmamaya çalışarak hızlıca duşa girmiştim. Ardından tekrar yorgun düşerek sıcak yatağın içine kıvrılmıştım.  

Ama henüz huzuru tadamadan histerik bir titremeyle uyandım ve ansızın boğulurcasına öksürmeye başladım.

Yorganımın üstüne sıçrayan minik kan lekelerini görünce, panikleyerek kendimi yataktan attım. Yaşadığım korku o kadar ağırdı ki neredeyse taşıyamayıp yere kapaklanacaktım. Elimle ağzımı örterek sendeleye sendeleye banyoya koştum. Telaştan ötürü kapıyı arkamdan kapatmayı unutmuştum; sonuna kadar açtığım suyla hızlıca ağzımı çalkalarken, birden aynada onu gördüm.

Neredeyse irkilecektim.

Dilan abla, her sabah omuzlarına attığı şalıyla aralık kapının önünde durmuştu. Geçerken ilgisini cezbeden bir telaşa tanık olmuş gibi, merakla izliyordu. Hızlıca suyu kapatıp doğrulduğumda, parmağının ucuyla hafifçe kapıyı iteklemişti.

Aynadan gözlerimi ayırarak ona döndüm; her ne kadar hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya uğraşsam da soluk soluğa kalmıştım. Tüm ağırlığımı lavaboya yaslamıştım; dik durabilmek için de sımsıkı tutunmuştum. Çünkü yaşadığım korku hâlâ saldırgan bir nâbız gibi tenimi yumruklamayı sürdürüyordu.

Koyu gözleri dudaklarımdan ellerime kayıp, usulca gözlerime geri yükselirken, "Kan mı kusuyorsun?" diye sordu birden. Sorduğu soruyla çok uyumsuz bir sakinlikliğe sahipti. Ama önündeki belirtileri teşhis edebilme hızı çok daha ürkütücüydü; resmen mesleğinin ona sağladığı deneyimi gösteriyordu.

Hızla inip kalkan göğsüm, ondaki dinginliğin yanında çok toy bir duygunun iziydi. Tehlikeli bir kadındı bu. Yakındayken tetikte olmamı gerektiren bir kadındı.

Başımı iki yana sallayarak göz temasını kestim. "Hayır, neden kan kusayım ki? Burnum kanadı sadece. Bazen böyle kanıyor."

Önüme dönmüş, tekrar ellerimi yıkamaya başlamıştım. Artık soluklarım yatışmıştı ama kaygılarım hâlâ diriydi. Arkamdaki bakışlar da bunun büyük bir sebebiydi. Fakat üstümdeki kan damlası aynadan gözüme ilişince birden tüm hislerimi unuttum. Ufacık bir leke, tüm ilgimi kendisine kenetlemeyi başardı.

AZALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin