31: BENİM KANLI ESERİM

6.3K 558 796
                                    

Hoş geldiniiiz 🫂 Upuzun bir bölümle karışınızdayım. Oylarınızı ve yorumlarınızı benden esirgemezsiniz umarım. Azalanlar'ı yazarken gerçekten çok yoruluyorum ama yorumlarınız bana güç veriyor ve şakasız şöyle geri diriliyorum 🧚🏻✨ Gerçi haftaya tekrar böyle dirilebilir miyim şu anda hiç kestiremiyorum. Umarım bölüm gelmezse bana çok kızmazsınız ama tabii ki elimden geleni yapacağım. Sadece biraz zihnimi derlemem lazım 😔

 Sadece biraz zihnimi derlemem lazım 😔

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


TAN ŞAHOĞLU

Altı Yıl Önce

Basmane, İzmir

Arabanın içinde yumuşak bir klasik müzik raks ediyordu. Dışardaki tüm kargaşayı küçümseyen bir dinginlik doğuruyordu. Ezgiye eşlik ederek parmaklarını usulca kımıldatan adam dışında, arabanın içinde hiçbir hareketlilik yoktu.

Tam bu esnada derme çatma otelden çıkan küçük bir kız çocuğu, birkaç adım atabildiği kaldırımda duraksamıştı. Sanki üzüntüsüydü onu birdenbire durduran. Elinde tuttuğu kırmızı elmaya bakarak, yanaklarına akan yaşları sildi. Titreyen dudaklarından, hızla inip kalkan göğsüne kadar bozguna uğramış kimse gibiydi.

Tan Şahoğlu, kızın hışımla elmayı sırt çantasına koyuşunu izledi.

Tanıyordu bu bakışı, bu öfkeyi, bu yenilgiyi. Sefil hayatının, beklenmedik anlarda kendilerine bu sefaleti hatırlatmasıyla yaşadıkları bir yenilgiydi. Ne zaman görse tanırdı, insancıkların öfkesi hep böyle gözükürdü.

Tan, derin bir soluk aldı. Zihninde bir kalabalık vardı, düşünceleri birbirine çarpışıp duruyordu. Gözlerini kızdan ayırmayarak, karşısında oturan delikanlıya hitaben sordu. "Her sabah okul üniformasıyla otelden çıkan şu kız, yoksa burada mı yaşıyor? Oteldeki bir hademenin çocuğu falan mı?"

Delikanlı, anında sorusunu yanıtladı. "Kayıtlarda böyle bir bilgi gözükmüyor, efendim. Ama isterseniz daha detaylı araştırabilirim."

"Gerek yok." Tan, başını hiç kımıldatmadan gözlerini genç adamın suratına dikti.

Genç yaşına göre epey güç barındıran yapılı cüssesine; oturuşundaki soğukkanlılığa ve sol gözündeki körlüğe baktı. Zeki bir delikanlıydı. Yaşıtları gibi toy duygulara sahip değildi. Damarlarındaki kan hızlı akıyordu. Her an her şeyi yapabileceğinin güvenini verircesine, tetikteydi.

Henüz yeni başlamıştı bu kirli işlere ama daha şimdiden sadakat yeminin hakkını vermişti. Azman gibi bir çocuktu. Tan Şahoğlu, başlarda körlüğünün ona zayıflık katacağını zannetmişti ama hiç olmadığı kadar yanılmıştı. Zira tek gözüne rağmen, tüm adamlarından daha kusursuz görüyordu.

Fakat yine de gölgesindeki adamlara hemen güvenemeyecek kadar çok tatsız tecrübeye sahipti. Bu yüzden hâlâ onun da güvenilirliğini test ediyordu. Ama yine hissedebiliyordu; bu çocuk bir gün onun en güvenilir adamı olacaktı.

AZALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin