lee minho'ya kehanet derslerini sorsanız tamamen saçmalıktan ibaret olduğunu söylerdi. ona göre kehanetler ve fallar tamamen uydurmaydı ve minho da sınavlarında bir gece öncesinde çalıştığı ders notları harici derse katlanamazdı. gerçi çalışırken de katlanamazdı. minho sanılanın aksine ders çalışmayı o kadar da çok sevmezdi.
şimdi de sıkıcı bir kehanet dersindelerdi ve profesör kim yongsun yine hararetli bir şekilde tüm masaların etrafında dolanıp öğrenci gruplarının kürelerine bakıyordu. kehanet sınıfının karanlık ve mistik yanını kıyafetlerinde bile taşıyan ve minho'ya göre kesinlikle bir deli olan profesör kim onların olduğu masaya yaklaştığında ise minho oflama isteğini bastırarak hocasının derin düşüncelerini dinlemek adına kendisini hazırladı.
"kimin kehanetini okumaya çalışıyorsunuz küçük büyücülerim?"
profesörün cana yakın ve neşeli sesine karşılık minho göz devirme isteğini bastırdı ve ryujin profesöre cevap verdi.
"minho'nunkini profesör kim."
arkadaşları onun inadına minho'nun kehanetine bakmak istemişti ve minho itiraz etmesine rağmen onu dinlemeyip işe başlamışlardı bile ama minho buna rağmen ilgilenmiyordu. profesör küreye eğilip dikkatle incelemeye başladığında ise onunla muhatap olacağını bildiği için kendi kendine söyleniyordu turuncu saçlı oğlan.
"güzeeeel," dedi profesör kim. beş arkadaşın toplanıp da uğraştığı küreye dikkatlice bakarak üstündeki garip şekilleri okumaya başladı. "neler görüyorsunuz bakalım?"
minho göz devirdi. tam ağzını açıp da saçmalık olduğunu söyleyecekken yuna ondan önce atıldı. arkadaşının saygısızca bir şey diyeceğini ve durduk yere slytherin binasından puan kırdıracağını bilecek kadar onu tanıyordu.
"açıkçası hiçbir şey göremedik profesör kim," dedi yuna ve göz ucuyla diğer arkadaşlarına bakıp ona katılmaları için bakışlarıyla talimat verdi. bunun üstüne felix de ona katıldı ve "geleceği de minho gibi karmakarışık anlaşılan," dedi. sonrasında gülmüştü diğerleri de onunla birlikte, minho ve profesör hariç.
profesör kim yongsun çocukların kendi aralarında eğlenmelerinin yanında turuncu saçlı oğlanın geleceği hakkında bilgileri gösteren küreden bakışlarını çekip de konunun baş öznesi olan oğlana baktı. minho dirseğini masaya dayamış, yanağını da avucuna yaslayarak fazlasıyla sıkıldığını belli ederek oturuyordu ve arkadaşlarının laflarını umursuyor gözükmüyordu. profesör kim okula bu sene gelmiş bir hoca olduğu için öğrencileri çok da tanıyor sayılmazdı ama birkaç haftadır girdiği derslerden gözlemlediği kadarıyla minho denen bu çocuk hakkında az çok fikir edinmişti ve onun ilgisini çekmediğini söyleyemezdi. minho yeni gelen hocaların bile gözdesi olmayı bir şekilde başarıyordu, derse karşı sıfır ilgisi olmasına rağmen hem de.
"şurayı görüyor musun canım?"
onun ilgisini çekmek adına eliyle küreyi gösterdi ve minho da hocanın bizzat onunla iletişime geçtiğini anladığı için dikkatini vermek zorunda kalarak hocanın gösterdiği yere baktı. başını salladı cevap olarak da.
"mavi bir şey var. etrafında bir sürü siyah ve gri dumanlar bürünmüş sanki ama o mavi şey ışık saçar gibi onların arasından doğmuş. sanki seni içinde olan buhranlarından kurtaracak bir şey gibi gözüküyor. ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?"
minho ve diğerleri bu yorumlamaya karşı sessizliğe büründüler. yuna bile fazlasıyla şaşırarak kaşlarını havalandırmış ve bir minho'ya bir de küreye bakıyordu. böyle bir şey hiç aklına gelmemişti. o da kehanetlere ve fallara inanmayanlar arasındaydı zaten ve küredeki bu anlamsız, karışık yansımaları yalnızca saçmalıktan ibaret görüyordu. ama profesör'ün gayet ciddiymiş gibi duran ifadesi onda bile merak uyandırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
thin white lies [minsung]
Fanfiction[hogwarts au] safkan büyücü slytherin lee minho ilk yıldan beri okulun en başarılı ve gözde öğrencisiydi, sonradan okula gelen ravenclaw han jisung ise geldiği gibi herkesin gönlünü kazanmıştı. [6 mart 2023 - 29 temmuz 2024]