28; "sahip olunan yıldızlar"

375 61 23
                                    

"ben şimdi anlamadım. bu çocukla bu kız süper kahramancılık oynarken aynı zamanda gerçek hayatta da lisede birbirlerinden nefret mi ediyorlar yani?"

"aynen öyle."

seungmin kafasında oturtmaya çalıştığı bilgilerden dolayı biraz daha düşünüp algıladıktan sonra önündeki tabletteki çizimlere bakmaya devam etti.

"armin hoşlandığı kızın aslında lisedeki gıcık olduğu kişi olduğunu öğrenince neler olacak çok merak ediyorum şu an."

hyunjin sonunda seungmin'e uzun zamandır üstüne uğraştığı çizgi romanını gösteriyordu. kurgusunu tamamladığı ve çizimlerinin de neredeyse bittiği kurgusunu hiçkimseye göstermemiş hatta anlatmamıştı bile. seungmin ise daha sevgili değillerken bile hwang hyunjin'in sır gibi sakladığı çizimlerini merak ediyordu. hyunjin onu her zamanki yerlerine, astronomi kulesine çağırdığında ve ona heyecanla bir şey göstereceğini söylediğinde bu aklına bile gelmemişti slytherin'in. gryffindorlu tabletini ve notlarını aldığı defterini, hatta dijitale geçirmeden önce çizdiği eskizlerini masaya serdiğinde ise duygulanmıştı. hyunjin'in duvarlarını yıkmak hiç kolay olmamıştı ama seungmin o duvarların ardına her geçtiğinde gryffindor'un başka bir yanına aşık oluyordu.

"sence nasıl öğrenecekler?" diye sordu hyunjin hevesle. seungmin'in yorum yaparak okuyor olması o kadar heyecanlandırıyor ve hoşuna gidiyordu ki bu hislerini hiç de saklamadan karşılık veriyordu hyunjin de.

"yanlışlıkla muhtemelen."

hyunjin sessiz kalıp güldü sadece. seungmin her sahneyi ayrıntısıyla okumadığı için dikkatini çeken çizimlerin üstünde durup şimdilik üstünkörü bakıyordu kurguya. zaten hyunjin ona gerekli bilgileri veriyor, soru sorduğunda da cevaplıyordu. bazı sorularına ise spoiler olur diye cevap vermiyordu. bir gün ciltleri basıldığında ve tamamen okuduğunda görmesini istiyordu.

"bütün bunları tek tek çizdiğine inanamıyorum hâlâ," dedi seungmin. bu konudaki hayreti hep devam edecekti anlaşılan. "tek büyü ile aklındaki her şeyi oluşturabilirsin."

"o zaman benim sanatım ve kitabım olmuş olmaz."

hyunjin de bu konuda fazlasıyla kararlıydı. o da biliyordu her şeyi birkaç saniye içinde yapabileceğini ama istemiyordu. o sanatını göstermek istiyordu. seungmin ona nazaran daha düz düşünen birisi olduğu için kendisini anlamamasını anlayabiliyordu, ne de olsa büyü gücünün üstünlüğü kafası ile büyümüş bir slytherinliydi. onunla bu konuda kavga etmeyerek ise üstün bir başarı gösteriyordu hyunjin.

"elly'nin saçlarının ucu neden yeşil?"

seungmin'in dikkatini çeken ayrıntılardan birisi de buydu. hyunjin geçen seneden beri bununla uğraşıyordu, yani karakterlerin tiplemesini çizeli uzun zaman olmuştu. ilk eskizlerde bu ayrıntı olmasa da dijitale geçirdiğinden beri böyle çiziyordu ve seungmin bu senenin başından beri hwang hyunjin'i tabletiyle görüyordu.

hyunjin bu soruya karşılık sessiz kaldı. hatta bakışlarını kaçırmıştı istemsizce. seungmin ise onun beden dilini okumayı gayet iyi biliyordu. tekrardan sorarak üstüne gitti ve cevabını alana kadar da peşini bırakmayacaktı. doğru cevabı alana kadar pek tabii.

"yeşil yakışır diye düşündüm. süper kahraman imajına da yakışıyor hem."

"görev kıyafetlerini bordo ve sarı falan yaparsın diye düşünüyordum bu arada. bu fırsatı nasıl kaçırdın?"

hyunjin göz devirdi, seungmin ise eğleniyordu. "gece görevlerinde parıl parıl parlasınlar diye mi?" dedi ters ters hyunjin.

"neden yeşil? kıyafetlerin siyah olması mantıklı, tamam. ama sırf slytherine benzer diye yeşil eklemezsin diye düşünmüştüm."

thin white lies [minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin