11.Bölüm: Daring'mi?

175 8 90
                                    

Medya: Buğra ve Zeynep

En son hissettiğim ise üstüme bir şeyin örtülmesiydi.

Gözlerim yavaş yavaş araladım. Zaman dilimi hakkında hiç bir fikrim yoktu. Çünkü pencere gibi dışarıyı görebileceğimiz hiç bir boşluk yoktu.

Deniz'in üstüme örttüğü hırkayı yavaşça üstümden çekip oturur pozisyona geldim. Deniz'i göremiyordum.

Yanımda bir hareketlilik hissettim.

"Deniz?"
"Hım?"dedi yanımdaki ses. Titredim.
"Saat kaç?"dedim
"8'e geliyor."dedi

"Ne zaman çıkacağız?"dedim
"En kısa sürede."dedi. Gülümsediğini hissedebiliyordum. El fenerinden ışığı yaktı.

Yüzünü daha iyi görüyordum. Dağılmış sarı saçları ile nedense gözüme hoş gözükmüştü ve tahminlerinde haklı çıkmıştım. Gülümsüyordu.

Yüzümde bir gülücük oluştu.
İçimde kelebekler uçuşuyor desem az mı kalırdı?

Kapıdan kilit açılma sesi geldi. Biri kapıyı sertçe açmaya çalışıyordu. Deniz olduğu yerden doğrulup ayağa kalktı. Sakin görünüyordu. Sanki birinin gelmesini bekliyormuş gibi.

El feneri pek aydınlatmıyordu. Işığı kapıya doğrultmuştuk. Kapını yanına geçip kapının açılmasını bekledim.

İçeri doğru kırmızı bir kafa girdi.

Giren kişinin göbeğine yumruk attım.
O kişi beklemiyordu. İkinci yumruğu atacakken o şahıs iki bileklerimden tutup ellerimi etkisiz hâle getirmişti. Ayaklarım ne güne duruyordu?

O an her şey çok hızlı gelişti. Adamın dizine tekme attım. Hiç etkilenmemişti ama! Adam kımıldamayınca Deniz'in burda olduğunu hatırladım. Ona baktım.

Bana bir farklı bakıyordu. Etkilenmiş gibimi acaba? Saçmalama Çilek!

"Akın. Dur."dedi
"Akın'mı? Kimsin ya sen?"dedim. O hâlâ bileklerimi tutuyordu.

"Deniz bu yoksa-"diye cümlenin sonunu getirecektiki Deniz sözünü kesti.
"Akın kapıyı açtığına göre gidebiliriz."dedi.

Akın denilen adam bileklerimi bırakıp şüpheli gözlerle bana baktı.

Çantamla birlikte çıkışa doğru yürüyordum. Deniz olduğunu tahmin ettiğim el kolumu tuttu.

"Bana eşlik etmek istermisin?"dedi. Asla reddedemeyeceğim bir teklifti. Yüzüne baktım. Gülümsemesi hâlâ gitmemişti.

"Arabada yiyecek varmı?"dedim. Evet.

"Kahvaltıya gidebiliriz."dedi
"Yemeğe?"dedim
"Yemek yemeye."dedi

Çok istiyordum fakat bunu belli etmek istemiyordum. Eli hâlâ elimdeydi.

"Güzel bir kahvaltı hiç fena olmaz."dedim arabaya doğru yürürken. Eli elimi bırakmıştı.
O da gülümseyerek arabanın kapısını açtı.

Son anda.
"Akın teşekkür ederim."dedi. İnsanların teşekkür etmeleri her zaman bana güzel şeyler hissettirmiştir. Ondan bunu hissetmiştim.
"Rica ederim."dedi arkadaki ses.

Deniz arabaya oturup sürmeye başladı. Öne oturmuştum. Araba Ateş'in arabalarındandı. Pahalı ve moderndi.

"Nerede yiyeceğiz?"dedim
"Bana bırak sen. Çok sevdiğim bir mekana götürüyorum seni."dedi
Sevdiği bir mekana beni götürüyordu.

"Telefon varmı?"dedim
"Şu an yanımda yok. Restoranda ararsın Zeynep'i."dedi. Her şeyi nasıl oturtturmuştu bu şekilde?

Araba ile bir mekânın önüne geldik. Resmen 'Ben zenginim' diye bağırıyordu mekân.
Neyse param vardı zaten.

Pilav Üstü Aşk - Mafya -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin