22

3.7K 192 37
                                    

Uyandığımda üstümde bir örtü vardı ve Mustafa'nın göğsünde yatıyordum. Nasıl yer değiştirdiyse hiç canım acımamıştı, anlamamıştım bile.

Kafamı hafif hareket ettirdiğimde Mustafa da aniden irkilip bana döndü.

- Neren ağrıyor çocuk?

Gözleri kısıktı. O da uyumuştu benimle beraber.

- Bir yerim ağrımıyor. Sadece kıpırdadım merak etme.

Kapının tıklatılması ile oraya döndük.

Mustafa:

- Bekle, dedi.

Benim üstümdeki örtüyü düzeltti ve dik oturmama yardımcı oldu. İçeriye her kim girecekse beni yıkılmış görsün istemiyordu.

- Gir.

Kapının açılması ile içeriye Turgut'un girdiğini gördüm. Salak çocuk... Burnu kıpkırmızı, gözleri şiş, yanakları al al...

Ağladığı her halinden belliydi.

Kapıdan girdiğinde gözlerini benden bir an olsun bile çekmedi. Kollarını açıp :

- Kardeşim, diyerek bana geldi.

Göz ucuyla Mustafa'nın kalkıp odadan çıktığını görmüştüm.

Turgut'un bana sarılması ile sırtımdaki ellerinin beni sıvazlaması bir oldu.

- nasılsın kardeşim?

Gelen soruyla kendimi tutamadan ağlamaya başlamıştım. O da anlamıştı benim ağladığımı. Onu da ben hissedebiliyordum.

- Çekme şu sümüklü burnunu, dediğinde kahkahayı basmıştım.

Gülüşüm yarım kalmıştı her yerime iğne gibi giren acılardan dolayı.

Yanıma oturduğundan başımı omzuna koydum. Sanki Mustafa ile aynı rahatlama hissini yaratıyordu bana.

Ne kadar orada kaldık bilmiyorduk ama odaya giren Ahmet ile beraber gerçek hayata dönmüş gibi olduk.

İçeriye giren Ahmet ile bakışım ona döndü. Bir elini ensesine atmış yere bakıyordu. Sanki top atıp cam kırmış gibi...

- Şey, acıkmışsınızdır. Gelin bir şeyler yiyelim.

Turgut bana dönüp :

- Yürüyebilecek misin Ceyhun, diye sordu.

Bu sorusunu çok içerlemiştim. Elden ayaktan düşeceğim bir durum yoktu, olamazdı da. Çok iyiydim ben.

Onlara iyi olduğumu göstermek için doğrulup kendi çabamla ayağa kalkmaya çalıştım. Bunu başarmıştım ama yüzümde acıya dair bir iz koymamıştım. İyi olduğuma inanmalılardı.

Turgut hemen kalkıp koluma girdi ve mutfağa doğru gitmeye başladık.

Girdiğimizde Mustafa'nın cam kenarına geçmiş sigara içtiğini görüyordum. İçmemeliydi. Kim bilir kaç olmuştu?

Kapıdan duyduğu sesle hize doğru döndü. Ve beni görünce hızla sigarasını söndürüp benim yanıma adımladı. Kolumda olan Turgut'un yerini almış beni masaya yürütüyordu.

Onunla boğazımdan bir lokma şey geçeceğini hissetmiştim.




Söz yine baharlar gelecek 🐥🐥🐥

Mahalle Abisi [b×b] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin