7

5.5K 299 123
                                    

Ceyhun'dan:

- Lan oğlum gözükme gözüme, soracağım senden hesabını, diye bağırıyordu.

- Anır aslanım az daha anır.

Turgut beni çekiştirerek götürmeye devam ederken arkamdan laf söyleyen ite bende bağırıyordum.

Gerizekalı herif durup dururken gelmiş bana omuz atmış üstüne üstlük ilk o beni itmişti. Güzel sözlerimden de anlamamıştı. Bana vurmuştu şimdi de ben ona vurunca mı olay oluyordu yani?

- Abicim sen beni duyuyor musun, diye soran Turgut'a döndüm.

- Ne dedin Turgut?

- Abi ne varda çocuğa böyle şeyler söylüyorsun?

- Ya Turgut görmedin mi salağı? Çarpıyor itiyor küfür ediyor. Ne yapsaydım. Az bile yaptım. Burnunu temelli kırsaydım keşke.

Turgut'un oflamalarıyla evine gelmiştik.

Karnımız çok aç olduğu için ayaküstü bir şeyler yiyip hem luhabbet ettik hemde biraz derslerimize baktık.

Akşama doğru Turgut beni kapıdan uğurladı bende evime gitme yolumu aldım.

Yolda gördüğüm tüm taşlara vurarak gitmeyi seviyordum. Önümde kim var diye bakmadan her taşa vurarak giderken birisi bağırdı önümden :

- Aha lan, işte orda!

Karşıma baktığımda gündüz kavga ettiğim Berk'i gördüm. Sadece onu görsem iyi, yanında neredeyse 10 kişi daha vardı.

Ulan tek gelemiyor muydun piç?

- Bekle bizi ibne, diyerek hepsi birden üzerime koşmaya başlamıştı.

Bende kaçmazsam bunlar beni felç ederlerdi hissediyordum.

Arkamı dönüp koşmaya başladım. En azından hızlı koşuyordum ve yakalayamıyorlardı.

Onların nerede olduğunu görmek için arkama baktım. Uzakta kalmışlard-

Çarptığı bedenle yere yapışmam bir oldu. Burnum resmen sızlıyordu. Ya bugün karma günü falan mıydı? Her yaptığım dönecek mi yani bana Allah Allah.

Burnumu tutarak önümdeki bedene baktım.

Beynime de hasar almamıştım ama sanırım Mustafa'nın da içinde olduğu bir cennete düşmüştüm.

- Aa Mustafam...

Bir şey demeden kollarımdan tutup beni ayağa kaldırdı.

- İyi misin çocuk?

Yüzüne bakmaktan burnumun acısını unutmuştum. Ama onun sorusu ile yeniden hatırladım ve aşırı sızlıyordu.

Ben konuşacakken çok geçmeden arkamdaki koyun sürüleri bize yetişmişti. Onları görünce burnumu unutup Mustafamın arkasına saklandım.

Berk benimle göz temasını kesmeyerek:

- Gel buraya ibne herif, gel de göstereyim sana.

Mustafa ne olduğunu anlayamamıştı. Berke'e doğru dönerek :

- Bir nefes al bakalım, n'oluyor?

Berk'in gözleri benden çıkarak Mustafaya gitti. Onu gördüğü an her yeri kasılmış gibi heyecandan kekelemeye başladı.

- Ab- ben Cey- Ceyhun'a bakmıştım.

Arkasını dönüp bana baktı. Daha sonra tekrar dönüp Berke'e :

Mahalle Abisi [b×b] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin