36. YALANLARIN GÜRÜLTÜSÜ

274 24 20
                                    





KENAN'DA BİR
SÜVEYDA

36. BÖLÜM: "YALANLARIN GÜRÜLTÜSÜ"


Şubat 2020...

Ben seni çok sevmişim be Eylem...

Rüzgarın esintisini duyuyor, ılıklığını hissedemiyorum. Güneşi görüyor, sıcaklığını alamıyorum. Yağmurun duvarları dövmesini anlıyor ama kokusunu alamıyorum.

Gökyüzünü özledim gökyüzünü... Daracık bir yerden bakarak gördüğüm küçük bir parça yetmiyor.

Ben seni de özledim Eylem.

ihsan...



On iki yaşlarında dünyanın acımasız yüzüyle kendi yaşıtım olan bir kız yüzünden yeniden tanıştığımda derse girmemiş, okul bahçesinde bekleyen korumaları atlatmış, üzerine çıktığım çöp kovası sayesinde duvardan aşağıya atlamış, diz kapağımı yaralamış, eve gitmek istememiş, bütün günümü dışarıda gezerek harcamak istemiştim.

Bir parkta otururken benden birkaç yaş büyük bir erkek çocuğunun yanıma gelip ıslak kıyafetlerimin sebebini sorduğunda, ona okuldaki herkesin beni dışladığını, kimsenin beni sevmediğini anlatmış, sonra da ağlamaya başlamıştım. Verdiği tepki sinir bozucuydu çünkü önce gülmüş, sonra da basit bir şeye ağladığımı söylemişti. Ve saçlarımı büyük avcuyla karıştırması da vardı tabii. Ama benim için gelip okuldaki herkesi döveceğini söylediğinde içimi ısıtmış, gülümsetmişti.

Sonraki dakikalarım onunla geçmişti çünkü yanımdan ayrılmamış; bana önce dondurma, sonra pamuk şekeri ve helva almıştı. Bir de oyuncak ayı alması da vardı tabii. Şu an Meyna'nın gittiği her yere kendiyle beraber taşıdığı oyuncak ayı.

Saatler biraz daha ilerlediğinde bir parka gitmiş, tüm oyuncaklara binmiş ve deli gibi eğlenmiştik.

Ama her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi o günün sonu da gelmişti ve o tanımadığım, daha doğrusu adını sormayı bile akıl edemediğim erkek çocuğuna evimi tarif etmiş, beni evime bırakmasını istemiştim.

Babamın evine girdiğimde babamdan tokat olmasa bile tokat kadar sert sözler duymuş, korkuyla sinecek bir yer aramıştım. Beni arkasına alıp babama kafa tutan, ona dik dik bakan bir Güzin de yoktu çünkü onlar ailece evlerindeydiler. Cesur ve İhsan desen uykudaydılar fakat gürültüye uyanıp yanıma gelmiş olsalar bile bir şey değişmemiş, kaçarak odama saklanmıştım. Sonrasında yanıma gelmiş olsalar bile onlara kapıyı açmamış, yastığıma en sert yumruklarımla vurmuştum.

Şiddetti biliyordum ama sanırım şiddeti ilk öğrendiğim en ilk an o andı... Yastığa sayısız yumruk atmamda. Çünkü ben sabah okula gittiğimde üzerimi ıslatan Pelin'in saçlarını çekmiş, günün sonunda yine onun arkadaşları tarafından tartaklanıp tuvalette yeniden ıslatılmıştım.

Ben sadece okuldan kaçmama ve babamdan azar işitmeme sebep olan kıza cezasını vermek istemiştim ama hep olduğu gibi yine başarısız olmuştum.

Babam okula çağrılmış, Pelin'in saçını çektiğim ve yere düşüp dizinin kanamasına sebep olduğum için hem öğretmenlerim hem de babam tarafından yeniden azar işitmiştim. Güzin de yoktu çünkü o devlet okulundaydı.

O gün de eve gittiğimde bir yerleri kırıp bir şeylere zarar vermiş, şiddeti yavaş yavaş kendime aşılamıştım. Belki de kendimi savunmayı öğreniyordum ve Pelin ve arkadaşları yüzünden gün gün biraz daha başarılı da olmuştum ki liseye geçiş dönemlerimde kendimi bulmuş, ezilmeyen ve tartaklanmayan biri olarak devam etmeyi başarmıştım.

KENAN'DA BİR SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin