KENAN'DA BİR
SÜVEYDA14. BÖLÜM: "YER VE GÖK"
3 Ocak / 2019
İnsan, bir diğer yarısı olduğuna inandığı kişiyi ailesi yaparmış. Diğer yarımı buldum mu bilmiyordum, tek bildiğim Kenan'la bir elmanın iki yarısı olduğumuzdu.
Kenan mutluluğun tadına varmamış bir ruha sahipti ve bunu fark ettiğimde onu tamamlamak istedim, çünkü ikimiz de yaşadığımız hayattan mutlu olmayan iki insandık. O, yer yer karısından yer yer ailesinden mustarip oluyordu, bense hayatımın tümünden. Mutlu değildi, mutlu değildim. Fakat şu an? Mutluydum, mutlu olduğunu düşünüyordum. Sanırım uğraşlarımın meyvelerini de şimdi topluyordum. Otoparkta onu öptükten sonra dün beni yeniden öpmüştü, onun olmuştum. Artık emindim, beni seviyordu. Sevmese de sorun değildi, aynı anın içinde tebessüm edebiliyorsak bu, aşktan daha kıymetliydi.
Gözlerimi araladığımda ilk gördüğüm şöminede harlı bir şekilde yanan ateşti ve içerisi aydınlıktı, sabah olmuştu. Yerlerde kıyafetlerimiz vardı. Kenan'ın pantolonu, gömleği... Benim elbisem, iç çamaşırları... Fakat yatağın diğer tarafı boştu, Kenan yanımda yoktu. Ya gitmişti ya da benden önce uyanmıştı.
Bir an korkuya kapıldım çünkü dün geceden sonra yanımda uyanmasını beklerdim. Yan dönerek sırtımı yatakla buluşturup arkamı kontrol ettiğimde Kenan'ı pencere önünde, elindeki fırçayla tuvale resim çizerken gördüm. Üzerinde sadece siyah eşofman vardı. Üst kısmı çıplakken, saçları dağınık duruyordu.
Gitmediğine sevinip, "Ne yapıyorsun?" diye rahatlamış gibi sordum. Yan dönüp omzumun üzerine uzandım ve kolumun birini başımın altına bıraktım, diğeriyle de mavi çarşafı koltuk altına kadar çekip açıkta kalan tenimi örttüm; yatağın içinde çırılçıplaktım.
Kenan yüzüme bakmadan elinde tuttuğu mavi boyaya fırçayı batırıp, "Seni çiziyorum," dedi. Fırçayı yeniden tuvale dokundurup kaldığı yerden devam etti. "Bitmek üzere."
Gülümsedim, konuşmadan sadece Kenan'ı izledim; geniş omuzlarını, dağınık siyah saç tutamlarını, güzel bakan gözlerini, dudaklarını, adem elmasını, göğsünü, çok belirgin olmayan karın kaslarını, kolları...
Gözleri gözlerimi bulduğunda, "Yanıma gel," dedi hafif bir tebessümle. "Senin de dokunuşlarını taşısın."
Dün bana yaşattığı geceyle gözleri biraz da olsa utanmama sebep oldu fakat benim gibi biri için duygularını saklamak çok kolaydı. Çarşafa sarılarak yataktan kalktığımda yalın ayaklarımı yere bırakıp Kenan'a da sırtımı döndüm. Çarşafı bacaklarımın üzerine bırakıp yerdeki Kenan'ın gömleğine uzandım. Gömleği üzerime geçirip sırtıma sardığım gibi düğmelerini tek tek kapatıp yataktan kalkarak yüzümü Kenan'a dönüp ona doğru yürümeye başladım. Beni baştan aşağıya süzdüğünde gözleri gözlerimi buldu, sanırım beni izlemişti. Üzerimde bol duran gömleğin etekleri sadece kalçalarımı kapatsa da utanmadım, bakışları içime sıcaklık aktırdı.
Yanına gittiğimde Kenan, alçak boylu masanın üzerindeki diğer renklerin yanına elindeki boyayı bırakıp kolunu karnıma sardığı gibi kendine çekip beni önüne oturttu; göğsü sırtımın üzerine yaslanırken aynı sandalyenin üzerindeydik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KENAN'DA BİR SÜVEYDA
RomansaGün; silahların ve güllerin kavgaya tutuştukları bir zaman. Saat; Gecenin şafağa uzayan saatleri. Nefretin düştüğü, aşkın çıkmaza savrulduğu dar bir vakit. Süveyda'nın Kenan'ıyla sınandığı, Kenan'ın Süveyda'sıyla kanadığı sancılı bir kış gecesinden...