21. İNDEKİ YANGIN

396 29 10
                                    

KENAN'DA BİR
SÜVEYDA

21. BÖLÜM: "İNDEKİ YANGIN"

Şeytana bir isim verecek olsaydım bu kesinlikle sen olurdun Süveyda. Yasemin Süveyda Sargun...

İninde saklanmaya, şeytanın avuçlarından kana kana su içmeye devam et.

LEBRİZ ŞEHZAT



Şubat 2019

Dudaklarımda yuva kuran sözler ve yeminler ihanete uğramaktan bıkmışlardı. Her yeminim çürük bir his kokuyordu, ettiğim her söz ihanete uğruyordu. Birbirlerine düğümlenmiş, çözülmüyorlardı, bir gün ayaklarıma dolanacaklarını bilmemek ne mümkündü? O gün bu gündü.

Ok yaydan, kurşun silahtan çıkmıştı.

Çok kırılmıştım. Çok kırgındım.

Kırgınlığım mı büyüktü yoksa öfkem mi bilmiyordum. Bildiğim tek şey bu defa gerçekten vazgeçmiş olmamdı. Yaşanmış onca güzel şeye rağmen herkes bencillik diyebilirdi, bu kadar kolay vazgeçilmez ya da unutulmaz denilebilirdi. Bencil olmak ya da olmamak... Mesele en çok sevdiğim kişiden nasıl bu kolay vazgeçtiğimdi. Akla zarar bir mantıkla neler hissedip de bu kadar kolay bırakmamdı.

İyiydim, her şeye rağmen iyiydim. Ona olan aşkımın büyüklüğü ölçülmezdi ama kırgınlığım da bir o kadar büyüktü. Ya da öfkem.

O da bırakmıştı, ben de. Gerisi de gelmeyecekti. İçimizdeki sevgi un ufak olana kadar, hiç var olmamış gibi kalplerimizden silinene kadar böyle de devam edecekti.

Aşk, onu sevmeye ettiğim son bir yemindi. Kalbime başka bir adam yerleştirmemek için ant dinçmiştim.

Çekip gittiği gün borç bırakır gibi bir nefret miras bırakmıştı ve çok kötüye patlayacağını gördüğünü bilmek için kulübeye gelmiştim.

Onunla olan hesabım kan borcu değil, aşk borcuydu.

Kulübeye geldiğimde o yoktu. Neredeydi bilmiyordum ama arabası kapının önündeydi, birkaç dakika içinde geleceğini düşünüyordum.

İçeriye hükmeden benzin kokusu artık genzimi yakıyordu.

Her yer her yerdeydi.

Beraber uyuduğumuz yatak dağınık, çarşaflar ve yastıklar yerdeydi. Mutfak eşyaları, perdeler, her zaman pencere kenarında duran ve sadece benim oturmayı tercih ettiğim koltuk... Dağ üstünde dağ, taş üstünde taş bırakmak istememiştim. Beni dağıttığı kadar dağıtmak istemiştim. Gecenin sonunda ise yaktığı kadar yakmak, öldürdüğü kadar öldürmek istiyordum.

Babam, onun benden çaldığı paraları hâlâ hırsızın elinde biliyordu. Güzin'e paranın bulunduğunu kimseye söylememesini istemiştim. Ve Kenan'ın bana ne zaman imzalattığını bilmediğim boş evrakları da. Paraları alıp buraya getirmiştim, onlara artık ihtiyacım yoktu çünkü babam çoktan halletmişti bile. Kenan'ın yaptığı ortaya çıkmasın diye de yok olmaları lazımdı. Ya da bizim aylardır görüştüğümüzün ortaya çıkmaması için... Kenan'ın bana parmağının ucuyla bile dokunduğunu babamın bilmemesi lazımdı.

KENAN'DA BİR SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin